Fenerbahçe BEKO, Euroleague’in son sırasında olsa da, kapasite olarak sınırlı kalsa da ‘hafife alınmayacak’ bir rakip olan Alba Berlin’i son 7 dakikada ‘gaza basıp’ yenmeyi başardı.
Oynadığı tüm maçlarda ‘rakiplerinin hatalarından beslenip’, onları kötü gününde yakalamak ve çizgi gerisinden ‘olağanüstü’ bir isabet seviyesine eriştiğinde de tuzağa düşürmek hedefiyle yola çıkan Alman ekibi, bunu düne kadar 19 maçta 3 kere başarabilmiş, ASVEL ve Milano’yu Berlin’de, Virtus’u ise deplasmanda yenmişti. Daha birkaç gün önce de Alman Ligi’nde, Euroleague’in flaş ekibi Bayern Münih’i 11 sayı geriden gelip yenmişlerdi.
Fenerbahçe, tıpkı geçen hafta kazandığı Anadolu Efes maçında olduğu gibi dün de savunmada seviyeyi yukarıda tutarak başlamıştı maça… Ancak bunu çabasını ilk çeyrekte hücumda artıya dönüştüremedi Sarı-Lacivertliler… Rakibini 11 sayıda sınırlaması normaldi ancak 3 sayı çizgisinden 2/10 isabette tıkanınca maçı erken koparma fırsatını tepti. İkinci çeyrekte de hücumda Nigel Hayes, Guduric ve Tarık gibi silahlarına işlerlik kazandıramadı Kanarya… Hall’un bu kez baskı altında üretimde çok sınırlı kalması, fazlaca hata yapması, Mays’in de yine oyuna akıl koyma konusunda katkı sağlayamaması, gelen basit top kayıplarında Alba’nın geçiş hücumlarıyla maça tutunmasını sağladı. Alman ekibi, bu çeyreği 23-21 kazanıp, devre sonunda farkı 3’e indirdi.
İkinci yarıya da Thomas’ın üçlüğüyle giren Alba’ya her geçen dakika ‘maçı kazanabileceği’ hissini veriyordu Sarı-Lacivertliler… Delow ve Schneider’ın da üçlükleri, Fenerbahçe’nin kopup gitmesine bu çeyrekte de engel oldu. Son periyodun başında kriz kapıyı iyiden iyiye çalmıştı ki hücumdaki suskun isimler üzerindeki ölü toprağını atıverdi. 32.59’de Wetzell’in, Alba Berlin’i öne geçiren (66-67) üçlüğü sonrası ‘uyku moduna’ son verip hücumda ‘şalteri yukarı kaldırdı’ Fenerbahçe BEKO… Daha doğrusu savunmayı iyice sertleştirip, motivasyonu yukarı çekip kalan 7 dakikayı 24-6’lık seriyle sonlandırdı Kanarya… Tarık’ın üçlüğüyle başlayan seride, maçın yıldızı Sertaç’a Guduric ve Nigel Hayes de eşlik edince Fenerbahçe tribünleri de rahat bir nefes aldı sonunda…
İç sahada ilk 8 maçın 4’ünü kaybetmişken, üst üste gelen 2 galibiyet elbette Kızılyıldız’la deplasmanda ve sonrasında İstanbul’da Zalgiris’le oynanacak çift maç haftası öncesi çok önemliydi. Baldwin ve Zagars’ın sakatlıklarıyla eksilen kısa rotasyonuna Errick McCollum takviyesi üzerine bir de pivot pozisyonuna NBA’de serbest kalan Bruno Fernando hamlesi gelirse işte o zaman Sarı-Lacivertli takımın çehresi değişebilir… Bazı oyuncular üzerine binen yükün hafiflemesi, takıma pozitif etki yapabilir… B da son dönemde oyun kalitesi olarak düşüş yaşayan Fenerbahçe BEKO’nun ‘daha zengin ve alternatifli’ bir kadro ile iddia çıtasını tekrar yukarı taşımasını sağlayabilir… Dileriz McCollum’dan sonra uzun transferi de resmiyet kazanır… Zaman daralıyor…