Euroleague’de deplasmanda bileği bükülmeyen Fenerbahçe BEKO, rakip sahada topladığı meyveleri evde ‘çöpe atmaya’ devam ediyor… Evindeki 8 maçta, 4. yenilgisini Monaco karşısında hem de 30 farkla aldılar…
Daha önceki üç yenilgi için çeşitli bahaneler uydurulabilir ancak Sarı-Lacivertliler’in eksik yönlerini dünkü kadar ‘yüzüne tokat gibi vuran’ başka bir rakip olmamıştı… Monaco, Kanarya’nın 1 ve 5 numarasız, yani gerçek bir guardı ve pivotu olmadan daha ne kadar yol alabileceğine dair sınırı dün net biçimde çizdi; ‘buraya kadar’! 13.22’de 27-22’den sonra maçın kalan 26 dakika 38 saniyesinin skoru 42-77!.. Geçen hafta, tarihin en kötü sezonlarından birini geçiriyor olsa da Real Madrid’e karşı çift haneli farkla kazanılan maçın neredeyse tamamına yayılan sert savunma bu kez beklenen kıvama bir türlü gelemedi, özellikle de o son 27 dakikalık dilimde… Bunun da en önemli sebebi yine özellikle uzun pozisyonundaki 3 isim Sertaç, Birch ve Melli’nin çok erken faul problemine girmiş olmalarıydı. Savunma dengesini bu yüzden yitiren Kanarya, Real Madrid’e kıyasla çok daha kapasiteli ve verimli bir rotasyona sahip Monaco ile baş edemedi. Baş edemeyeceğini anlayınca da çabalamayı bırakınca 30 sayılık fark da kendiliğinden geldi. Direnci yukarıda iken yenilmesi gerçekten güç bir takım Fenerbahçe… Ancak 3 gauardın (dün Zagars da yoktu) birden tribünde olması, beklenen uzun takviyesi hamlesinin henüz gelmemesi artık eldeki oyuncuların (başta Nigel Hayes Davis) olağanüstü çabasıyla örtülenir bir ‘kangren’ olmaktan çıktı, vücudu sarmaya başladı; dikkat!..
Oyuncular, dünkü ağır yenilgide, tıpkı Armani Milano mağlubiyetinde de olduğu gibi ‘suçlanacak son unsurlar’!.. Transfer istemediği, en azından ‘doğru seçeneği bulana kadar’ beklemeyi uygun gördüğü yönünde duyumlar aldığımız coach Jasikevicius, eğer gerçekten böyle düşünüyorsa illa ki kafasında bir planı vardır. Muhtemelen sezonun uzun soluklu, birçok takımın benzer gel-gitlerle yola devam etmesini normal bularak ‘telaş’ etmiyor… Doğru… Sezonun sonunda ayakta kalmayı başaran takımlar F4’ü yakalıyor… Bu da doğru… Hadi guardların tümü döndü ve ihtiyacı duyulan ‘voltranı’ birlikte oluşturdular, birbirlerini tamamladılar. Ya pivot pozisyonu?.. İşte oradaki ihtiyacı da kendi içinde çözmeyi hayal ediyorsa eğer yanılıyor Saras… İşlerin bu şekilde yürümediğini, yürümeyeceğini, iş dönüp dolaşıp Play-Off safhasına geldiğinde bu uzun rotasyonuyla daha yukarısının ‘mucize olacağını’ O’ndan daha iyi kimse bilemez herhalde… Üst üste Barcelona, Paris ve Partizan deplasmanları bu şekilde çok ama çok daha zor geçecek… Hayırlısı…