Uzun nefesli bir yürüyüş amacı ile çıktığım yaşam savaşımımın arka bahçesine diktiğim basketbol fidanları serpildikçe “sevgim aşka dönüştü.” Şaka bir yana dere tepe düz gidip, seneleri tüketmişim parke düzlüğünde!
İnsan beğendiği şeyi tanımlarken, detaylara yatay geçiş yapar! Deniz kenarının, kumsalı, güneş batışı, kayalıkların haşmetli görünüşü! Kırların yeşilliği gibi! Basketbolun güzelliğini ise, her spor dalında olduğu gibi, parkede top sektiren sporcuların yıldız oyuncu apoletli olması!
Sporun sadece koşuşturma, itişip kakışma değil, yıldız oyuncuların yaptıkları spora katkıları çok önemli. İşte heyecan duyduğum bazı oyuncular “öykü dünyamı oluşturup, onları seyretmeyi iple çeker oldum”Magic Jhonson, Larry Bırd, Kerım Abdul Cabbar, Allen Iverson, Mickeal Jordan, Şengün Kaplanoğlu, Erdal Poyrayoğlu, Kemal, Harun Erdenay,David Rivers, PeterNaumoski, Ufuk Sarıca, Drazen Petrovic gibi oyuncular basketbol ile olan, yaşam bağlarımı daha bir güçlü kılan insanlar. Bir sürü daha var ama şu an aklıma gelen bunlar!
Şu an ise oynayanlar içinde en heyecan duyduğum basketbolcu Saronas Jasikevicius. Bu gün ile kaim değil. Uzunca bir zamandır oyunculuğuna hayran olduğum Jasi, topla dans eder gibi tavrı, ikili oyunları ve oyunu okuyuşu bahçelerinde nesli tükenmekte olan, “son orkide” gibi. Onunla oynayıp, sihirli parmaklarından çıkacak topu alıp, baskete uzanan uzunlar ne kadar şanslı.
Kaya: Tam oldu, bu takımın “taş yapısı, taştan kalesi” derken, maçın başında düşüp, hastaneye kaldırılması, Fener cephesinin yaşadığı şanssızlık.
Türk Telekom ise kesik hatların tamirini gerçekleştiren Koç Timuçin Meriç, sık sık arıza veren, Türkiye’de en çok sponsorluk yapan Ülker dışında en hareketli ve destek veren Türk Telekom’un en zayıf halkası “basketbol takımını” elden geçirip yepyeni bir vizyonla basketbol borsasına sürdü! Kısa sürede büyük çıkış gösteren Türk Telekom ligin korkulu ekiplerinden biri olmayı başardı.
Wesson: Çok sert ve yırtıcı bir oyuncu, Fener potasının belalısı oldu. Jagla : Eski takımına yeniden, yeni geldi! Çok faydalı, Becirovic: Her takıma lazım bir oyun kurucu, bay tehlike. Mehmet Yağmur: Boyu kadar yüreği olan adam. Korkuyu tanımadan, tek topa oynuyor ve çok faydalı, egoist olması, zaman zaman takımını yakabilir. Yunus Çankaya: Ya atar, ya atar yoksa! Yan gelir yatar!
Fener cephesinde: Lavrinovic: Bir atsa, cana can katacak! Müsait ve uygun şutlar atıyor ama bir türlü girmiyor! Girdiği gün Fener sınıfı atlar. Savunmasına burun kıvırıyordum, ama gecenin bitmeyen dakikalarında Wesson ile iyi didişti ve onu durdurdu. Bunlar iyi sinyaller. Oğuz Savaş: Çok iyi niyetli, soyadı gibi savaşmak için çok uğraş veriyor! Az kaldı, az. Daha sert olduğu gün, her şey daha kolay olacak. Güzel ve zorluk derecesi yüksek hareketlerini çoğaltmaktan başka çaresi yok. Kinsey: Savunma polisi. Rakibine nefes aldırmıyor. Birde biraz sayı atsa!Ömer Onan: Yaşlandıkça, yoruldukça büyüyen müthiş bir oyuncu, müthiş bir kaptan ve mükemmel bir insan. “Nesli tükenen kelaynaklardan olmamak için, ayakları tuttuğu sürece sahada kalmalı, her an her maç Benjamin Buttun’u görür gibiyim.” Ukic: Jasi geldikten sonra azalan oyun sürecini daha iyi kullanabilmek için büyük çaba gösteriyor. Herkes Jasi’den sonra daha iyi pas çıkarır oldu. Preldzic: Bazen sahanın yıldızı, bazen şaşkın tavuk gibi koşuşturup, yanlışlar yapıyor! Kaya Peker: Yere düştü kafası yere çarptı ve hastaneyi gitti. Dualarımız onun için. Dileriz önemli bir sorunu yoktur.
İlk yarı kafa kafaya gitti. 40-40 zaten ilk çeyrek te Türk Telekom “Bu maçı kolay vermem” dedi. Ancak üçüncü çeyrek savunma dozajını arttıran Fenerbahçe Ülker arayı açmaya başladı ve dördüncü çeyrek rakibini 68 sayıda durduran Fenerbahçe Ülker galibiyete ulaşırken, hala kafalarda bu takıma acaba “yırtıcı, sert ve daha kolay sayıya ulaşan, oyun kurucularla daha iyi oynayan, bir uzun gerekir mi?” sorusu ile salonu terk ettik.



