Beko Basketbol Ligi’ne çıkacak takımların belirleneceği dörtlü turnuvayı izlemek için, hayatımda ilk kez Yozgat’a geldim. Hani derler ya, yaradanın unuttuğu yerler vardır diye, işte Yozgat da böyle bir kent. Soruyorsunuz şimdi, az da olsa bir şeyler vardır öyle değil mi? İnanın yok. Yimpaş’ın ilk kuruluşunda biraz olsun ekonomi hareketlenmiş, şirket zor günler yaşamaya başlayınca futbola yapılan parasal destek de ortadan kalkınca sporun “S” si kalmamış. Zaten şehircilik açısından hiçbir özelliği olmayan yerleşkede çarpık bir yapılanma almış başını yürümüş. Yanı başındaki Sorgun İlçesi bile merkezden güzel ve zengin. Çünkü orada hiç olmasa kaplıcalar ve turizm var.
Basketbol Federasyonu, fiziki yapısı yetersiz bir kente böylesine önemli bir turnuvayı vermekle büyük bir hata yapmıştır. İnsan önceden bir araştırma yapar. Uygun mu, değil mi?
Yozgat’ta kalınacak iki otel var. Her iki otelin de maçların oynandığı salona uzaklığı 15 kilometre. Yatak kapasitesi sınırlı. Dört takım oyuncuları, yöneticileri, teknik heyeti, destek için gelen seyircisi, televizyoncusu ve basın mensuplarının ortak kararı maça değil, sürgüne geldik oluyor. Böyle bir eziyet anlayacağınız.
Bütün bu olunsuzluklara karşın maçlar büyük çekişmeye sahne oluyor. Özellikle Trabzon-Olin Edirne maçını son saniyesine kadar nefeslerimizi keserek izledik. Sonunda Trabzon dört sayı farkla kazandı karşılaşmayı. Konya Selçuk- Ankara Hacettepe arasında ki maçı Ankara ekibi kazandı. İkinci gün Olin Edirne ve Trabzon maçları kazanınca, gelecek sezon Beko Basketbol Ligi’nde oynayacak takımlar olarak büyük avantaj sağladılar. Yalnız unutmamak gerek bunun ikinci ayağı İstanbul’da oynanacak.
Yazı başlığının açılımı ise şöyle: Yozgat dörtlü basketbol turnuvasının kabul edilemeyecek tablosu, maçları yöneten hakem kardeşlerimize yapılan yersiz tepkiler… Bunlar zaman zaman terbiye sınırlarını da aştı. Hakaret dolu kelimeler uçuştu havada. Şunu kesinlikle söyleyemek istiyorum. Turnuvanın en formda otyuncuları “Hakemlerimizdi”. Tarafsız ve objektif kalarak “Bütün bu çirkinlikleri” duymazdan geldiler. Kendilerini kutluyorum.
Sevgili antrenör, yönetici, sporcu, seyirci kardeşlerim sizleri de sukunete davet ediyorum.
Zaten zor günler geçiren Türk basketbolünü iyice dibe itmeyelim.