Siz bu satırları okurken, NBA’de normal sezonun son maçları oynanmış, 30 takımdan 14’ü sezonu noktalamış olacak. Diğerleri, yani Doğu ve Batı’da play-off vizesi alan sekizer takım, ateşi her gün artan play-off heyecanı içinde yolunu bulup, ilerlemeye çalışacak.
Doğu’da favoriler belli: “Derrick Rose ve saz arkadaşları” diye özetleyebileceğimiz Chicago Bulls malum üçlünün (LeBron, Wade ve Bosh) taşıdığı Miami Heat. Sezon boyu “Gitmek mi zor, kalmak mı zor” şarkısını söyleyen Dwight Howard meselesini halledemeyen Orlando aşağılara düştü. Philadelphia iyi başladı, kötü bitirdi ama play-off trenine son anda atladı. Boston ter-sini yaptı; yaşlanan kadroya rağmen her ay toparlanarak kolay pes etmeyeceğini gösterdi. New York ise, “Linsanity”, koç D’Antoni’nin kovulması falan filan derken, yine inişli çıkışlı sezon yaşadı. Terslik olmazsa yedinci olup, Miami ile eşleşecekler. Taraftarların tansiyonunu yükseletecek ama yine hüsranla bitecek (NY açısından) bir eşleşme… Görünen o ki, Chicago-Philadelphia, Boston-Atlanta, Miami-New York ve Indiana-Orlando eşleşmelerinden yalnızca Boston-Atlanta’nın galibini tahmin etmek güç. Chicago, Miami ve Indiana yola devam eder. Dördüncüden de kim çıkarsa çıksın, Doğu’da finali Chicago ile Miami oynar bence…
LeBron mu, Rose mu?
Bir yanda MVP ödülünün bir numaralı adayı ve sempatik olmasa da alkışları hak eden LeBron James… Diğer yanda, Chicago’yu sürüklerken, yardım almakta (özellikle Deng’in sakatlanıp 11 maç kaçırdığı dönem) zorlanan Derrick Rose… Güzel kapışma olacak.
Batı’da işler daha karışık. İlk turda San Antonio-Utah, Oklahoma City-Dallas, Lakers-Denver ve Memphis-Clippers eşleşmeleri olacak gibi. Son şampiyon Dallas’ın yedinciliğe düşüp, sezonun büyük bölümünü lider götüren ve heyecan verici basketbol oynayan Durant’lı Oklahoma ile eşleşmesi sürpriz elbette. İkili geçen yıl Batı finalinde kozlarını paylaşmış, beş maçlık seriden Dallas çıkmıştı. Bir yıl bile geçmedi ama genç Oklahoma çok gelişmiş, tecrübeli Dallas ise haddinden fazla yaşlanmış görünüyor.
Spurs’ün kâbusu
Memphis-Clippers eşleşmesi de ilginç olacak. Kim çıkarsa çıksın, birinci Spurs’ü zorlayabilecek kapasitede. Hele Memphis! Geçen yıl sekizinci oldukları halde, yine birinci sıradan play-off’a avantajlı giren San Antonio’yu nasıl parkeye gömdükleri unutulmuş değil.
Sonuç olarak, Batı’da ilk turdan kimlerin yara almadan çıkacağını kestirmek zor. Daha yukarı bakarsak San Antonio, Lakers ve Oklahoma’dan ikisinin Batı finalinde buluşacağını iddia etmek mümkün. San Antonio koçu ve tecrübesi, Lakers Kobe Bryant gibi bir yıldıza sahip olması, Oklahoma da kimsede olmayan atletik yetenekleri ve temposuyla öne çıkıyor. Ama Chris Paul ve Blake Griffin’li ikili oyunlarıyla Clippers’ı veya yorgun şampiyon Nowitzki’nin Mavericks’ini haziran ayında hâlâ sahada şampiyonluk kovalarken görmek, kimseyi şaşırtmaz.
Bizimkiler ne yaptı?
Türk basketbolu için 2011-12’nin parlak geçmediği ortada. Mehmet’in sakatlıklarla boğuştuğu, Hidayet’in takas dedikoduları arasında vasatı aşamadığı (finişe doğru o da sakatlandı), Enes’in üçüncü sıradan seçilmiş bir çaylak olarak beklentileri karşılayamadığı sezon geçirdik. Ömer Aşık, Chicago hücumlarında pas alamayan, savunma spesiyalisti rolünün ötesine geçemedi. Semih, Cleveland’da dakika bulmakta bile zorlandı. En iyi oyuncumuz Ersan İlyasova’ydı. Milwaukee, play-off’a giremedi ama Ersan, sezonu 13 sayı, 9 ribaunt, 1.2 asist ve yüzde 45 üçlük ile tamamladı. Meraklısı için: Değerler geçen sene 9.5 s., 6 r., 0.9 a. ve yüzde 30 üçlüktü!
