Avrupa'da kazandığı kupayla birlikte Sarı-Kırmızılı ekibe bu sene bütün branşlarda tek zaferini yaşatan Engelsiz Aslanlar'ın hocası Sedat İncesu, Galatasaray’dan asıl korkulması gereken zamanların dibe vurduğu anlar olduğunu söyledi ve ekledi: "Ben Galatasaray'ın büyük bir geri dönüşle tekrar dünyayı ve Avrupa’yı titreteceğini düşünüyorum."
Galatasaray Tekerlekli Basketbol Takımı'nın başında yıllardır başarıdan başarıya koşan koç Sedat İncesu yakın zamanda kazandıkları Avrupa şampiyonluğu sonrası Karar gazetesine çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. Oyuncularına bir kupa mücadelesi verdiğinde onu kaybetmemeleri ve bütün hırslarıyla mücadele etmelerini her maçta söylediğinin altını çizen İncesu istifa paylaşımına da açıklık getirdi: "Son 11 senelik emeğe yakışmayan bir davranış olduğunu düşündüm ve böyle bir paylaşımda bulundum. Paylaşımımı sildim çünkü o paylaşımım bana olan sevgiyi kullanıp çınarın dışındaki kabuğuna adımı yazmak gibi geldi. Hala daha söylerken de duygulanıyorum. Bizlere yakışan o değerli halkaların içinde kalmak olmalıdır."
-Şampiyonluğunuzla başlasak…
Biz kuruluşumuzdan itibaren hep en üst kupa için mücadele ettik. Dünyadaki her kulübün yaşadığı mali problemlerden biz de etkilendik. Bizim de kulübümüzün yaşadığı maddi sıkıntılar dolayısıyla bu sezon takımımızı biraz daha kadro olarak mütevazı kurduk ama sezon başından itibaren hep şunu söyledik; ‘Kaybetsek bile hırs ve mücadelesiyle herkesin takdirini kazanacağı bir takım olacağız’. Şampiyonlar Ligi elemelerinden averaj ile ikinci kupaya devam etmeye hak kazandık. Önümüze bir kupa geldiğinde onu kaybetme ya da ortalara oynama gibi hedefimiz olması karakterimize ve kültürümüze uygun bir durum değil. Çok iyi analiz yaptık ve hedeflerimizi de tutturarak şampiyon olduk. Çok gurur verici bir olay ve taraftarımıza kulübümüze armağan ettik.
-Final maçıyla ilgili hakem eleştirileri var…
Final maçından ziyade yarı final maçında yaşadık. Karşı takımın Amerikalı sporcusu bizim kaptanımıza, ‘Ben utanıyorum artık verilen kararlardan’ demiş. Ya aleyhimize karar veriliyordu ya da topu karşı tarafa veriyorlardı ama biz yine de o maçı kazanmasını bildik.
-Avrupa maçlarında genel olarak problemler yaşadınız mı takım olarak hakemlerden?
Yaşıyoruz ama kendi ülkemizdeki kadar yaşamıyoruz. Maçtan sonra kutlama bile yapmadık. Yemekten sonra hep birlikte sohbet ederken maçın hakemleri de vardı. Bu mütevazı ama birlik olup zafer kazanmış ekibi onlar da takdir ettiler. Bütün haksızlıklara rağmen kazanmak büyük bir gurur veriyor.
-Bilmeyenler için kaçıncı kupa oldu hocam?
Uluslararası kupa olarak bu 10. kupamız. 5 Şampiyonlar Ligi, 4 Kıtalararası ve 1 tane de Eurolig 2 Kupası. 9 lig ve 1 tane de kuruluşumuzda 2. Lig’de başladığımız için 2. Lig Kupası ile birlikte toplam 20. kupamız. Diğer özel turnuvaları saymazsak tabi. 112 yıllık tarihin zaferleri ile dolu müzemizde ciddi bir yerimiz var.
-Türkiye’de tekerlekli basketbol sizinle birlikte bu kadar yüksek sesle duyuldu. Engelsiz Aslanlar’ı sizden dinlesek kuruluşunu…
Bu hedefi profesyonel basketbolu bıraktıktan sonra 1997’de tekerlekli basketbolla tanıştığımda biraz da engellileri tanımaya başladığımda kafama koymuştum. Bir devrim yapılması gerektiği çok açıktı. Adım adım da bu devrimleri yapmayı başardık. Çünkü engelliler belli bir sınıra kadar destekleniyor ama fazlası ‘Bu rehabilitasyon değil’ diyerek hemen bastırılmaya çalışılıyor. Gerçek rehabilitasyon bir insana insan gibi davranmaktır. Biz de 2005 yılından itibaren Galatasaray kültürü ile elit sporcu olarak bakmaya ve davranmaya başladık. Galatasaray da engelli değil elit sporcuların mücadele ettiği bir branş olarak bu takımı kurdu. Hedefimiz de öyle bir çıkış yapalım ki insanlar öncelikle şok olsun dedik. İnsanlar önce inanamadı, küçümsediler ama biz mücadelemizi sahada gösterdik. Son maçımızda yanımızda oturan bir polis arkadaş, ‘İlk defa geliyorum ama gerçek basketboldan daha çok sevdim. Bundan sonra imkanım olursa hep bu maçlara görev isteyeceğim’ dedi. Bu gurur verici gerçekten. Biz bu yola inandık ve bu yolun doğruluğunu da gösterdik. Bu işin hala rehabilitasyon olarak kalmasını isteyen milyonlarca insan var ama biz rehabilite olmuyoruz, biz normal insanları rehabilite ediyoruz. Biz elit sporcularız, elit bir spor yapıyoruz. Sizden hiçbir farkımız yok. Hep söylerim; bir gözlükle bir protez, bir tekerlekli sandalye aynı şey. Geniş bir vizyonla bakarsanız farkı yok. Gözlükte aynı tekerlekli sandalye gibi bir yardımcı aparat. Gözlük takan insanlarda ilk yıllarda dışlanmış küçümsenmişler zamanla tekerlekli sandalyenin de medikal bir aparat olduğu anlaşılacak.
-Takım olarak yaşadığınız sıkıntıları anlatır mısınız maddi ve manevi…
Sıkıntı daha çok bakış açısı. Tüm dünyada böyle. Toplam değerleri 30 milyar dolar olan NBA takımlarının hepsinin tekerlekli basketbol takımı var ama maalesef en kötü ve en az bütçe yine NBA’de. Lakers’tan Miami Heats’e kadar hepsinin tekerlekli basketbol takımı olmasına rağmen, oyuncular sadece forma alıyorlar ve deplasmana giderken yemek parası dahi verilmiyor bu medeniyetin demokrasinin beşiği denilen ülkede. Barcelona’nın tekerlekli basketbol takımı 2. ligde şu anda düşmemeye oynuyor.
-Dünyada bir ilgisizlik var o zaman…
Galatasaray dünyada yapılmayanı yaptı ve bunu 11 senedir gerçekleştiriyor. Bu bakış açısıyla savaştı ve inanılmaz baskılar da yedi. Çok önemli bir gazetenin spor müdürü kıtalararası şampiyonluğumuzu eleştirdi “dünyanın en iyi sporcularını alıp şampiyon olmak çok basit” sözleri ile. Ben de ona ‘kolaysa dünyanın en iyi daktilosunun başına geç ve dünyada kendi alanında bir ödül al’ şeklinde cevap verdim. Bu kadar küçük görünen, üst üste tekrarlandıkça insanları rahatsız eden bir başarı yaşanmadı. Galatasaray bu kadar maddi zorluğa rağmen halen takım kuruyor. Galatasaray’ın tekerlekli basketbol takımını bütün dünyadan ayrı olarak düşünmek gerekir.
-Siz ve ekibiniz maddi problemler yaşadınız ama Galatasaray’da…
Bütün kulüpler yaşıyor. Galatasaray’dakiler ortaya çıkıyor çünkü demokratik bir kulüp. Başka bir kulüpte ‘A’ deseniz sizi kapının önüne koyup düşman ilan ederler. Galatasaray hakkında konuşurken 550 senelik bir eğitim kültüründen söz ediyoruz. Daima öncü bir kulüp olması tarihinden aldığı güçten kaynaklanır.
-Sizin sosyal medyada “Benim yerime getirilmek üzere başka biriyle pazarlık söylentisi var. Doğru ise istifamı hemen teslim ederim. Aslolan Galatasaray'dır" paylaşımınız çok konuşuldu ve sonrasında sildiniz…
Bana sözü senet anlamı taşıyan çok güvendiğim bir insandan bir bilgi geldi. Kendisine söyleyen insan da doğruladı. Biz kupadayken bir pazarlık yapılmış. Ben orada hem ülkem hem kulübüm için kupa almaya çalışıyordum. Son 11 senelik emeğe yakışmayan bir davranış olduğunu düşündüm ve böyle bir paylaşımda bulundum. Galatasaray tarihini okuyan ve benliğine sindiren bir insanım. Galatasaray’ı 550 yaşında bir çınar olarak görüyorum. Bizler bu büyük çınarın son 11 büyüme halkalarında başarılarımızla bulunduk. Paylaşımımı sildim çünkü o paylaşımım bana olan sevgiyi kullanıp çınarın dışındaki kabuğuna adımı yazmak gibi geldi. Hala daha söylerken de duygulanıyorum. Bizlere yakışan o değerli halkaların içinde kalmak olmalıdır.
-2006-2007’den 2014-2015’e kadar 9 sene üst üste şampiyon oldunuz. Bu sene nedir şampiyonluk şansınız?
Bu sene büyük ihtimalle 3 ya da 4. oluruz. Beşiktaş’la eşleştik play-off’ta. Yenmek için sahaya çıkacağız.
-Bu seneki düşüşü neye bağlıyorsunuz?
Kadro darlığı diyebiliriz.
-Galatasaray’ın genel olarak gidişatını nasıl görüyorsunuz. Tek şampiyonluk sizinle geldi bu sene Galatasaray’da…
Bu bana düşmez. Etik olarak da yanlış olur ama bir spor adamı olarak belirtmek isterim ki düşüşler yaşanılabilir. Galatasaray’ın en büyük özelliği de senelerdir olduğu gibi, 14 sene şampiyon olamadığı dönemde bile Galatasaray sevgisi ve değeri hiçbir zaman düşmedi. Asıl büyük başarılar o 14 seneden sonra geldi ve arka arkaya yıldızlar takıldı. Tekerlekli sandalye basketbol, voleybol, basketbol ve futbolda büyük başarılar geldi. Karakter özelliğinde var; Galatasaray’dan asıl korkulması gereken zamanlar dibe vurduğu zamanlardır. Ben büyük bir geri dönüşle dünyayı ve Avrupa’yı tekrar titreteceğini düşünüyorum.
-Yönetim ve sizin de yakından tanıdığınız ultrAslan arasındaki problemlere ne diyeceksiniz…
Bence öyle bir problem yok. Kırgınlık olabilir. Galatasaray Türkiye’nin en demokratik, en fikri vicdanı hür kulübü. Bu taraftar için de geçerli. Başka takımlara baktığınızda yönetimle ters düşen bir taraftar grubunu bitiren yönetimler de var. Ben gurur duyuyorum bu demokratik yapı ile. Galatasaray’ın yine büyüklüğünü gösterir ama kopukluk olduğunu zannetmiyorum. Kötü geçen bir sezondan sonra normaldir bir tepki olabilir.
-Türk basketbolu hem kadın hem erkeklerde Avrupa Şampiyonası’nda oynayacak hem de Türkiye’de olacak karşılaşmalar…
Bizim millet olarak bir özelliğimiz var; şampiyona Türkiye’de olduğu zaman bütün dünyanın korkması gereken bir takımız. İnanılmaz derecede pozitif bir güç geliyor. Nasıl İstanbul’da dünya ikinciliğini yaşadık, bu avantajı da kullanabilirsek başarı gelir. Ama maalesef finallerde kalıyoruz. Artık final kazanma zamanı geldi. Hem hırsımızla, final kazanma zorunluluğumuzla sahaya çıkarak… Güzel ikincilikler artık kimseyi tatmin etmiyor.
-Kariyerinizde en büyük hayaliniz nedir?
Tekerlekli Basketbol A Milli Takımı’nın 2003’te başladım 2015’te ayrıldım. Türkiye spor tarihinde üst üste final bir Avrupa finali, bir dünya 3’lüğü yaşayan tek antrenör benim milli takımlarda. Biz yeni federasyon yönetimin önünü açmak için istifamızı verdik. Federasyon yönetimi seçildiğinde, ‘Lütfen görevinize geri gelin’ denmesini beklerken, 3. Lig’den bir antrenörle anlaştılar. Gitti alkollüyken milli bir sporcuyu dövdü. Sonrasında benim bir yardımcı antrenörümle anlaştı federasyon, üçüncü bıraktığımız takımı dördüncü yapabildi. Hedefim Tekerlekli Basketbol A Milli Takımı’nı hem Avrupa hem dünya şampiyonu yaparak normal basketbola dönmekti fakat görev verilmediğine göre bu hedefimi erteleyeceğim.
-Milli Takım’la da başarılarınız olmuştu…
Ben aldığımda Avrupa’da 12. sıradaydı. Avrupa’da finale kadar çıkardık. Dünyada 18. sıradayken, dünya 3.’sü yaptık. Fakat kariyerinde hiçbir başarısı olmayan adamlara verdiler görevi. Şu anda da benim başka bir yardımcımı aldılar. Sedat İncesu ekolünden biri olsun ama Sedat İncesu olmasın diyorlar. Çünkü ben daima hayatım boyunca susup sevilmek yerine, doğruları söyleyip sevilmemeyi tercih etmişimdir. Bu arkadaşlar da doğruları sevmiyorlar.
-Tekrar normal basketbola dönme hayaliniz var o zaman…
Gönlüm Galatasaray’dan yana. Anadolu Efes’i de gerçekten çok isterim. Çok kısa zamanda da tekerlekli basketbolda yaşadığım başarıyı burada sağlayacağıma eminim.
-Keşkeniz var mı hocam?
Bugün bu saniye doğru, adaletli, vicdanlı ve dürüst ne gerekiyorsa korkmadan çekinmeden uygulayan bir insanım. O yüzden hiç keşkem olmadı.
-Galatasaray taraftarının size olan sevgisi için bir şeyler söylemek ister misiniz?
Ne kadar severseniz, saygı duyarsanız ondan kat kat daha sevgi ve saygı duyan öz kardeşiniz kadar yakın milyonlar.
-Benchte oyuna girmemek zor oluyor mu eski bir oyuncu olarak sizin için?
Benchte olmaktan gerçekten nefret ediyorum ama oyuncularım hep söylüyor ‘Hocam siz hep oyunun içindesiniz’ diye. Hep oyuna müdahale eden, maçı birebir yaşayan bir insanım. Benchte oturmak kadar eski bir sporcu için kabus gibi bir şey yok.
Kaynak: karar