Geçen sezonun ikinci yarısında başlayan çıkış sonunda zirveye ulaştı. En büyük olmak için finali kazanmak gerekliydi. Ancak Fenerbahçe Ülker ipi göğüsleyen olunca ikincilik ile yetinen Cim-Bom mevcut kadroyu takviye ederek Avrupa’ya yelken açtı. Euroleauge’e katılma savaşından zaferle çıkan Galatasaray Medical Park, camiasının özlemini çektiği kupada boy göstermeye başladı. Yepyeni ümitler ve sevilerle çıkılan Avrupa seferinde kâh, mutlu kâh mutsuz sona eren maçlarda basketbol adına önemli sahneleri seyrettik. Songaila ve Lakovic ikilisinin göstereceği performans çok önemliydi. Ne yazık ki, ikilinin oyunu ne kendilerini ne seyredenleri mutlu ediyordu.
Oynadıkları basketbol ile zirve yaptıkları Barcelona maçı dışında, alınan galibiyetlerde bile dişe dokunur maçlara hasret kalmadık değil! Top 16’ya kalabilmek için grupta ilk dört içine girmek gerekli. Doğa üstü bir şey olmaz ise Galatasaray Medical Park 16’ya kalmayı garantilemiş gözü ile bakıyorum. Union Olympija karşısında galibiyet çantada keklik olmasa da, yaşlı ve acemi oyunculardan kurulu Union takımı tarihinin en zayıf kadrosu ile kupaya katılmış durumda. Muhteşem seyirci desteği ile bu maçı mutlaka kazanmak gerekli.
Yolların uzak ve yorucu olduğu Kazan maçının ilk yarısında “galiba olacak” dedim. Çünkü her şey Sarı-Kırmızılıların lehineydi. Tüm istatistikler ortadaydı. 35-34 ilk yarının sonuydu. Eski dotlardan Domercant ilk yarı (0) sayı çekerken, sadece Greer ile direnmeye çalışan Kazan emekli öncesi son birkaç maç oynama sevdalısı eski yıldızları ağırlar gibiydi. Karşıyakalı Pashutin, Domercant, Fenerbahçe Ülker’den Greer, Galatasaray Medical Park’tan Lyday ve Wılkınson gibi oyuncuların dışında Sarvesenko, Veremenko, Esi Rus Milli Takım devşirmesi McCarty tam müze için hazırlık yapılan malzeme!
İkinci yarı her şey birden aleyhimize döndü. Maskeli Furkan’ın iyi oynayacağını düşünmek hayalcilikten öte değil. Kafatasında hasar olan bir oyuncunun iki haftada sahaya çıkarılması oyuncuyu tedirgin eder diye düşünüyorum. Lakovic dışında çift haneli sayı atan olmadı. Songalia hayal kırıklığı olmaya devam ederken, Ender, Tutku çok kötü oynarken, Gordon her zamanki gibi savunmada ve hücumda yalnızları oynadı. Cevher’e sanki bu lig ağır geldi! Adapte olmakta çok zorlanıyor. Oysa Cevher’in iyi oynaması için her türlü ortam hazır. Shipp nedense bir iki haftadır oynadığı basketboldan ne kendisi ne takım arkadaşları ne seyredenler mutlu değil! Shumpert takımı tek başına sırtlamak istedi ama çok boş attı. Zaza lokavt nedeniyle kafası çok karışık. Oynarken bile “neler olacağını” bilmediği için çok durgundu. İlk yarı eli boş çıkan Domercant bir anda devreye girerek 13 sayı sahanın yıldızı oldu. Greer 12, Lyday 17 ve Wilkison 9 sayı ile maçı alıp götürürken 72-61 lik maç sonu farkı Domercant kalitesinin uzandığı sayılardı. Sonunda 16’ya giden yolda önemli bir yara alan Galatasaray Medical Park’a gelecek hafta için bol şans diliyorum.
Fenerbahçe Olympiacos’u Yendi
Avrupa’nın en iyi ve çılgın seyircisi Partizan artık yalnız değil. Bu sene basketbola çılgınca bir şeyler oldu. NBA yıldızları ligimizde cirit atarken, seyirci olarak tribünlerde müthiş şovlar izliyoruz. Galatasaray Medical Park, Beşiktaş Milangaz ve ardından Fenerbahçe Ülker seyircisi, yaptıkları gösterilerle müthiş görüntüler ekrana yansıdı.
İşte bu: Curtis Jerrells nihayet bir takımı tek başına nereye taşıyacağını gösterdi. Attığı 17 sayı ile galibiyete takımın taşırken 5 asist ile yıldızını parlattı. Takımı yöneten oyun kurucu olarak değil, sayıya giden bir oyuncu olarak müthiş işler yaptı. Bu nedenle “Pardon Jerrells” demekten başka çarem yok. Ama o böyle oynasın sadece kendi istatistiği değil, takımını taşıyan adam ve galibiyete taşıyan adam olsun, ben her zaman kendisinden özür dilemeye hazırım. Ukic kendine gelmeye başladı, attı, attırdı ve “Hoş geldin Ukic” diyoruz. Gist boyalı alanı böyle kullanmaya devam ederse her maç haftanın smaçlarını onunkilerden seçmeye mahkum oluruz. Gist öyle güzel hareketler yapıyor ki, basketbolun gösteri ve temaşa sporu olduğunu anlıyoruz!
“Cesur Yürek” Ömer Onan durgunluk dönemini çabuk atlattı. Çok önemli işler yaptı. Hele hızlı hücumlarda 11 sayı ile rakibin böğrüne battı. Sefolosha giderayak iyi bir maç çıkardı bol bol alkışı anasının ak sütü gibi hak etti. Preldzic: Krizli dönemini yavaş yavaş geçiştirmeye başladı. Tek başına takım yönetme ve maç kazanma dönemleri gelecektir. Şimdilik aldığı sürede çok sayı atmayı değil, iyi seçilmemiş şutlarla vakit geçirmek değil, takıma asistlerle destek olmalı. Kaya: Buzdolabından çıkıyor gibi, buzları çözülmeden de, kenara geliyor! Bir türlü o vahşi ve rakibi yıldırıcı Kaya’yı göremiyoruz.
Bogdonovic: Halen çözülmemiş bir buz dağı daha! Ama zaman içinde faydalı olacak ama ne zaman? Sabırlı beklemekteyim. Curtis bile maç kazandırırken, kritik anlarda onu kamuflaj içinde görüyorum! Haydi Bogdonovic. Vidmar: Savunmada nerede duracağını bilmediği gibi, kısa savunmasında faul yapmadan rakibini bırakmıyor, bu nedenle kısa sürede faul problemi yaşıyor. Oğuz Savaş: iyi oyununda eksik olan savunma sertliği gerçekleştiği zaman tadına varılmayacak basketbolu seyredeceğiz.
“Bu takıma transfer lazım.” Bu benim değil Fenerbahçe Ülker’i seyreden herkesin ortak düşüncesi. Bir Allahın kulu hayır transfere gerek yok diyebilir mi? Mirsad, Tomas gelecek gelsin. İnanın esas o zaman takıma transferin ne kadar lazım olduğunu anlayacağız. Aman geç kalınmasın! Final-Four yoksa bağıra bağıra kaçacak haberimiz olsun!



