Fenerbahçe BEKO, Play-Off çeyrek final serisinin üçüncü maçında Monaco’yu “küçük detaylarda” alt etmeyi başararak seride 2-1 öne geçti ve Final-Four yolunda dev bir adım attı…
Sarı-Lacivertliler, sezonun geneline bakıldığında, gerek hücum gerekse savunmada oyun dinamiklerinde kendisi adına “hayati” önem taşıyan bir uzun olan Motley’den yoksun oynadı dünkü maçı da… Ancak buna karşın, takım olarak müthiş reaksiyon vermeye devam etti dün de Sarı-Lacivertliler…
Papagiannis ile başlayıp, Sertaç’a döndüğü oyunda milli pivotun sakatlanıp kenara gelmesiyle yine “ikincil” bir kriz daha kapısını çaldı Fenerbahçe BEKO’nun… Ancak Jasikevicius’un oyun planında yine çözüm vardı bu aksaklığa da… Sestina’lı kısa beşte yine, tıpkı serinin önceki iki maçında olduğu gibi ayakta kalmayı başardı Kanarya… Sadece Sestina’nın varlığı değil, bu kez kendi evinde diğer tüm paydaşlarından da, sahada süre alan tüm oyuncularından da katkı alması oyunun tüh çehresini değiştirdi Fenerbahçe adına… Monaco’nun Blossomgame ve Diallo ile gösterdiği “bireysel” direnişe takım olarak kafa tuttu Sarı-Lacivertliler… Bazen Guduric – ki ikinci periyotta ve devrenin sonunda Kanarya’ya ritm kazandıran, ikili oyunlarda üstünlük sağlayan oyuncuydu – bazen, Pierre ve de Wilbekin devreye girip Fenerbahçe’nin skordaki “psikolojik üstünlüğü” elinde tutmasını sağladı devrenin sonunda…
Üçüncü çeyrekte Motiejunas ve Diallo ile Fenerbahçe’nin boyalı alanda eksik kalmasıyla baş gösteren “olağan zaaflarını” değerlendirmeyi sürdürdü Monaco… Ancak Nigel Hayes’in baskı altında azalan verimine karşın Tarık ve Calathes’in kritik anlarda gelen basketleri, Wilbekin’in “yoktan varettiği” sayılarla birleşince, Monaco’nun biraz da panikle kullandığı atışlar ve top kayıpları birleşince son periyoda Guduric’in basketiyle 11 sayılık avantajla girdi Kanarya…
Diallo, Loyd ve Blossomgame ile geri gelmek için çırpınan Monaco’ya Wilbekin ve Tarık’ın üçlükleriyle yanıt verdi son periyodun başında Fenerbahçe… 7-0’lık seriyle farkın 4 sayıya eridiği anda 34.21’de Tarık’ın sol köşeden müthiş üçlüğü imdada yetişti (78-71)… Ardından yine Diallo ile fark 6 sayıya inmişken günün suskun ismi Nigel Hayes’in üçlüğü 35.32’de “balyoz” gibi indi Monaco’nun başına…
Loyd ve Diallo ile fark yeniden 5 sayıya erimişken bu kez Tarık’ın yine köşeden bulduğu basketle bitime 3.38 kala 7 sayı farkla öndeydi Sarı-Lacivertliler… Sonrasında ise 2.21’lik Papagiannis, önce “ince ayarla” turnikeyi bıraktı, sonrasında Monaco’nun boş hücumununun ardından Guduric’in akıl dolu asistinde “altın vuruşu” smaçla yaptı 38.52’de…
Ve Fenerbahçe BEKO, Final-Four yolunda iki takım adına da “kırılma” maçında ev sahibi avantajını çok iyi kullanıp, seride psikolojik üstünlüğü eline aldığı, baskıyı rakibin üzerine “yıktığı” altın değerindeki bir galibiyetin altına imzasını attı.
Artık 2019’dan beri hayalini kurduğu Final-Four’a sadece bir galibiyet uzakta Sarı Kanarya… Takım olarak dünkü gibi paylaştığı, dünkü gibi direnç koyduğu ve en önemlisi de “küçük detaylara dünkü gibi azami özen gösterdiği” dördüncü maçta da hedefi bulacağına inancımız sonsuz… Haydi Fenerbahçe BEKO, bir kez daha!..
Not: Fenerbahçe BEKO’lu oyuncular, dün maç bitiminde tribünlerin yaşadığı sevinç ve salonda yankılanan “freed from desire” şarkısına rağmen soğukkanlılığını korudu… Tribünlerin coşkusuna karşın sakin kalıp, takım halinde sevinmeden elleriyle “1 maç daha” işareti yaptılar… Bu da bence onların F4’e olan inancı ve rakibe olan saygısındandı. Bunun için de ayrıca tüm takımı tebrik ediyorum…