Yaşam sınırları belli ülke içinde geçiyor ise, ömrünün ve isteklerinin çapında, sorumluluklar başlıyor. Şemsiyenin tepesinden aşağı doğru inerken, her katmanda, en büyük patrondan, ya da siyasiden sıradan insana gelinceye dek; görevler sarmalı içindeyiz. Bu satırlarda örneğimiz hangi konu ile başlarsak başlayayım, hep basketbol ile kesişir. İşte size yıllardır, omuzlarında topraklarımızın basketbol misyonerliğini yüklenmiş iki takımın mücadelesinden esintiler ile huzurlarınızdayız.
NBA’den sonra en güçlü lig olan THY Euroleague’de boy gösteren ve Final-Four hesapları yapan iki takımımız bu sene başında büyük hayallerle başladığı Avrupa seferinde, istediğini bulamayınca hep birlikte hayal kırıklığı yaşadık. Sakatlıklardan belini düzeltemeyen Fenerbahçe Ülker bir türlü ideal takımını kuramadan lige devam ediyor. Hem de onca soruna rağmen liderliğine toz kondurmuyor. Efes Pilsen ise Perasovic’ten sonra yaptığı kan değişikliği ile takımın başına geçen Ufuk Sarıca, büyük gururla giydiği ve başarıdan başarıya taşıdığı Efes formasını eski şaşalı günlerine ulaştırma gayreti içinde. Maç başlarken Ufuk Sarıca ev sahibi olduğunu takımını 5-5 galibiyete taşıdı. Bu maç Ufuk hoca için önemli bir sınav. Spahija ise sakatları unutup elindekiler ile en iyisini yapma uğraşı içinde.
Maç başladı ama ilk iki çeyrek sanki “Dağ fare doğurdu.” şöyle alkışlanacak tek pozisyon görmedik. Sayı atmakta iki takımda zorlanırken, sahanın en iki oyuncusu Kerem Gönlüm ve Marko Tomas’tı. Hızlı oyunları kesmek için iki takımda birbirine baskı yapıyor. Katı savunma isteği, adam adama bazen Efes Pilsen alan savunması, atmaktan çok yememeye çalışan iki takımın kısır didişmesi basketbol adına güzel şeyleri görmekten mahrum bırakıyorlar bizi! 4. çeyreğe girerken yıldız takım maçı gibi skor 44-43. Efes Pilsen’de sezon başında görülmeyen, görülse de oynamayan Ender, Ersin, Sinan, Cenk oyunda önemli süreler alıyorlar. Rakocevic artık kenardan gelmeye alışmış durumda. Oyunda olduğu anlarda müthiş şutlar atıyor, böyle oynaması için Ufuk Sarıca’yı beklemiş sanki! Fenerbahçe’de ise tartışmasız en önemli oyuncu Ömer Onan ilk basketini 4. Çeyrekte atabildi. Fener sakatlar içinde hepsini arıyor ama Kinsey’in yokluğu en çok hissedilen oyuncu olduğunu hissediyorum. Kerem Gönlüm ciddi ciddi orta mesafe şutlar atıyor. Sarı-Lacivertlilerin en iyi şutörü Tomas’a daha rahat şut atması için özel oyunlar bekledim! Vujcic eski günlerini anar gibi iyi görüntü verdi.
Ukic ve Oğuz’un bu maçta çok emeği var. Savunmada ve hücumda müthiş bir performans sergilediler. Onlar maçı almak için atma uğraşı verirlerken, Rakocevic maçı bir türlü bırakmadı. Son dakika içinde Ömer Onan şutu dağlara taşlara gitti, son saniyelerde Kerem Gönlüm iki faulü kaçırdı. Normal süre 62-62 bitti.
Kötü ve tatsız başlayan maç sonlarda heyecan fırtınasına döndü. Herkes havada, herkes yerlerde, herkes maçın kahramanı olabilmek için müthiş bir uğraş içinde. İyi başlamayan Preldzic dipten yaşam-öpücüğü gibi şut attı. 66-70 1.12 maç bitimine kalan süre. Karşılıklı kaçan fauller ve sonunda Bu final gibi maçı uzatmada 70-72 Fenerbahçe Ülker kazandı. İki takımın maç sonunda basketbol dünyasına yaşattığı heyecan için kutluyoruz.



