OBRADOVIC maç öncesi bir kabus görse senaryosu bundan daha kötü olamazdı. F.Bahçe dış şutlarla ritm bulan ev sahibi karşısında dengesini sağlayamasa da toparlanmakta zorlanmadı. Antic ve Sloukas’lac çeyreğin bitimine 5 dakika kala 12-13 öne geçti.
MAÇ başındaki durağanlığını üstünden atan Kanaraya hücumda etkinliğini arttırdı ve skor avantajını ele geçirdi. Ancak savunma istenen sertlikten uzak olunca çeyrek 21-24 tamamlandı. Karşılıklı şutlarla başlayan 2. çeyrek düello halini aldı.
ÇEMBERİN uzağında kalan F.Bahçe yüzdeli atmanın avantajıyla Campbell’a yanıt verse de uzunlarını devreye sokamadı. Benchten gelen Beaubois’nin uzaklardan gelen şutları da savunulamayınca ev sahibi devreyi önde 49-41 tamamlandı.
DIŞ ŞUTLARI DURDURAMADIK
2. yarı beklenen enerjiden eser olmadığı gibi ilk yarıdaki hücum performansından da eser yoktu temsilcimizde. Ev sahibiyse ilk yarıda hayallerin gerçeğe dönüştüğü bir oyun ortaya koymanın özgüveniyle sahadaydı. Çeyrek bitimine 4 dakika kala Dixon-Bogdanovic ikilisinin biraz hareketlenmesiyle 2:30 kala fark 4’e indi ancak Weems son sözü söyledi ve 3. çeyrek 65-58 tamamlandı.
SON periyoda yine dış şutlardaki müthiş etkinlikle başlayan ev sahibi, temsilcimizin olmayan direncini ihtimal olmaktan dahi çıkardı. Savunması bir türlü toparlanamayan F.Bahçe bu yüzdeli dış şut performansına dur diyememenin etkisiyle oyundan iyice koptu ve 4 dakika kala fark 20’ye çıktı. Son dakikaları da bitse de gitsek tadında geçen maç 91-70 Strasbourg üstünlüğüyle tamamlandı. F.Bahçe kendi oyununun uzağındaki gününde, potansiyelinin üzerinde bir oyun ortaya koyan Strasbourg’a boyun eğmek zorunda kaldı.



