Fenerbahçe BEKO, Şanlıurfa’daki ‘kupa derbisinde’ ezeli rakibi Galatasaray karşısında savunma sertliği, dinamizm, kimya, kadro derinliği gibi parametrelerdeki artılarında ‘gerektiği kadar’ sahaya yansıtıp istediğini aldı.
Galatasaray, oyunun büyük bölümünde topu boyalı alana indirip, rakibini içeriden yıpratma, oyunu da bu şekilde açma ve Sarı-Lacivertliler’in adeta ‘kıskaca aldığı’ kısalarına alan açma arzusundaydı. Çoğunlukla Izundu, zaman zaman da Delgado ile pota altından verimlilik sağladı sağlamasına Sarı-Kırmızılılar… Ancak işin durdurma kısmında işleri daha zordu… Fenerbahçe, iki gün önce Bahçeşehir Koleji’ni sahadan sildiği ‘mükemmel fırtına’ kadar yoğunlukta olmasa da oyunun belli bölümlerinde kalite kıvamını tutturup, momentumu, ilk birkaç dakika hariç elinde tutan, oyuna hükmeden taraftı. Alışıldık düzende, hiçbir oyuncunun oyunu forse etmediği, ‘en akılcı’ çözümü üretmek için topu yine mükemmel paylaştılar. Bunun da ödülünü, özellikle maçın kırıldığı üçüncü çeyrekte müthiş bir senkronla skora yansıttılar.
23.44’te Palmer’la farkı 3 sayıya (45-42) erittiği sürecin ardından Fenerbahçe BEKO, Tarık, Sertaç, Guduric ve Nigel Hayes’le ‘Ferrari modunu’ açtı… Önce 4 dakikada 13-0’lık seriyle farkı 16’ya çıkardı, sonra da 19-4’le son periyoda 18 sayılık avantajla (64-46) önde girdi.
Son çeyrekte de bu farkın yarattığı konforu kullanarak finalde bir başka ezeli rakibi Beşiktaş Fibabanka’nın rakibi oldu.
TAŞKINLIĞIN FAYDASI YOK, ZARARI ÇOK!
Birkaç cümle de ikinci yarıda rakip takım benchine yabancı madde yağdıran ve bu yüzden maçın durmasına etki eden bazı Fenerbahçeli taraftarlara… Yahu takımınız farklı önde… Kaldı ki geride olsa bile sahaya defalarca su şişesi atmak da ne?.. Amacınız ne?.. Aklınızdan ne geçiyor da bunu yapıyorsunuz? Takımınıza, kulübünüze hiçbir fayda getirmeyen bu eylemden keyif mi alıyorsunuz?.. Bırakın faydayı, zararlarını saymakla bitmez… Öncelikle sadece rakibin değil, ivme kazanmış kendi takımınızın da motivasyonuna darbe vuruyorsunuz! İkincisi sahanın ıslanmasıyla sakatlanma ihtimali doğan sadece rakip takım oyuncuları değil, kendi oyuncularınız da kayıp, ciddi sakatlıklar yaşayabilir! Hem de yolunu almış, koşar adım kupayı ve ligi kazanmaya, Euroleague Final-Four’una ve hatta belki de şampiyonluğa doğru ilerlerken! Üçüncüsü, kulübünüzün üst üste anonslar nedeniyle para cezası hatta daha büyük cezalar almakla karşı karşıya bırakıyorsunuz… En büyük ceza ise çok sevdiğiniz takımınızı boş tribünler önünde oynamak zorunda bırakmak olabilir… Artık bunu anlayın ve vazgeçin şu çağ dışı hareketlerden!..
FB ,GS ve BJK’yı ve özürle daha hatırlayamadığım pek çok kulübü sadece futboldan ibaret zannedenlerin yarattığı bir durum. Oysa bu kulüpler olmasa, biliyorum abartı ama ,Türkiye’de spor yok. Lütfen sporcuya saygı ve özen gösterin.
Futbol seyircisi basketbol sahalarına hiç yakışmıyor. F.Bahçe BEKO basketbol seyircisi bu oyunu çok iyi bilen ve takımını ne zaman destekleyeceğini, hakemlerin hatalı kararlarına nasıl tepki verileceğini, tepkiyi de anında ayağa kalkarak uygarca bir protesto şeklinde gösteren bir taraftar grubudur. Urfa’da olanların basketbol taraftarları ile asla bir alakası yoktur ama ne yaparsınız ki futbol taraftarlarının yaptığının cezasını, basketbol taraftarı çekecektir. Ne yaparsınız ki futbolda ki 1980 yılından beri ola gelen haksızlıklar, o kadar büyüktür ki tepkileri durdurmak mümkün olamıyor ne yazık ki…