Fener dağıttı / GÖKHAN TÜRE

Fenerbahçe Ülker için, Euroleague'de hedeften sapmanın getirdiği “travmadan” çıkmak için dünkü derbi biçilmiş kaftandı. Sarı-Lacivertliler'in başlangıç ve bitişe kadar süregelen yüksek motivasyonunun da altında yatan sebep buydu.
Galatasaray Liv Hospital ise, ligdeki konumu açısından stratejik önem ifade etmeyen, kazansa da kaybetse de gidişat açısından çok şey değiştirmeyecek sıradan bir derbi havasında girdi oyuna, öyle de devam etti. Açıkçası ezeli rakibine oranla Euroleague'de yola devam adına daha çok şansa sahip olmalarından olsa gerek, bu maçtan öte çok daha büyük önem taşıyan cuma günkü CSKA Moskova maçına “odaklanmış” bir görüntü içindelerdi.
Bu motivasyon farkı da ikinci çeyrekten itibaren kendisini hissettirdi.
Fener'in 8-0, G.Saray'ın da sonunda 10-0'lık seri tutturduğu ve 17-17 kapanan ilk periyodun ardından Ömer ve Oğuz'lu beşiyle 27-25 geçilen 15. dakikanın ardından devre sonuna kadar sevdiği “açık alan” basketbolu ezeli rakibinden “davetiyeyi” alan Kanarya, coştukça coştu. Oğuz, Bjelica, Bogdanovic, Ömer ve McCalebb'le 15-0'lık seri bulan Sarı-Lacivertliler, açıkçası bu seriyle de maça bitiş düdüğünü devre sonunda koydu (42-25).
İkinci yarının başında da Oğuz bazlı 10-3'lük seriyle fark 24 sayıya çıktı, maç da çığrından!.. Derbiden öte “kedi-fare” oyununa dönen süreçte Arroyo ile Erceg'in ortalarda görünmediği Cimbom'da Sinan ve biraz da Ender dışında “iş ahlakını ön planda tutan” çıkmayınca, bir ara 28'e kadar çıkan fark ve 77-52'lik sonuç, evsahibi oyuncular, coach Obradovic ve de taraftarlar için keyifli bir “derbi morali” hüviyeti kazandı.