F.Bahçe Ülker Khimki deplasmanında son salisede yediği basketle mağlup oldu.
Rivers’ın sürenin bitimiyle attığı basketi hakemler dakikalarca inceledi. Sonuçta saniyeler
hatta saniyenin onda biri bile değil son salisede gelen basketle Khimki galibiyete uzandı.
dakikanın tüm çabası, mücadelesi bittiğinde kenarda meraklı gözlerle hakemlerden gelecek kararı beklemek ne tuhaf bir an basketbol için. O 40 dakikanın tüm emeğinin sonucunu hakemlerin kararı belirleyecek. Tekrar izleme şansı olmayan oyuncuların ne olduğundan emin olması mümkün değil.
Tekrarı defalarca izleyen bizler bile tam emin olamadık ki. Zaten hakemler de dakikalarca uğraştılar bir karar verebilmek için. Rivers’ın bitiş düdüğü ile birlikte attığı baskette top elden süre bitmeden mi çıkmıştı? Süre 0.0’ı gösterdiğinde top halen elindeydi Rivers’ın. Ama sürenin bittiğini gösteren kırmızı ışık yandığında elinden çıkmıştı. Kırmızı ışığın duruma geç uyanması değil mesele. Saat sadece saniyenin ondalık dilimlerini sayabiliyor. Yani 0.1’den 0.0’a döndüğünde aslında son 9 salise daha var sürenin bitmesi için. Ve F.Bahçe Ülker işte o son 9 saliselik bölümde elden çıkan topa teslim oldu.
ETKİSİ DEVAM EDECEKTİR
Böyle saliselerin belirlediği bir yenilgiyi hazmetmek kolay değil. Üstelik grupta durumu 3-3’e getiren bir yenilgi bu. Tatsızlığı ve etkisi daha sürecektir. Ancak geçtiğimiz hafta F.Bahçe Ülker’in iki maçta gösterdiği genel tabloya bakınca çok da başı öne eğmemek gerek.
F.Bahçe Ülker için McCalebb’siz çıktığı zor bir deplasmanda oldukça iyi bir sınav oldu Khimki karşılaşması. İlk yarıda Rus ekibinin istediği yüksek tempolu oyuna ayak uydurmaya çalışıp, Bremer’la bunu hiç başaramayınca devreyi 39-29 geride kapatmıştı F.Bahçe Ülker. Ama ikinci yarı bundan sonrası için zaten ortaya çıkan bazı önemli noktaların altını çizdi.
Öncelikle Pianigiani’nin McCalebb’in alternatifinin Bremer veya Preldzic olmadığını artık anladığını umuyoruz. Hiç güvenmediği ve çoğu zaman forma vermediği Barış buna rağmen kendini hazır tutarak dün ikinci yarıda F.Bahçe’nin oyununa düzen gelmesinin en önemli sebebiydi. Üstelik ilk yarıda yine sadece 2 dakika oynatılmasına karşın. Preldzic de Barış’la beraberken daha verimli oluyor, yalnızken değil. Bremer ise olmadı ve galiba olmayacak da. Barış maçı 11 sayı, 4 asistle tamamlarken, Bremer 0/6 isabetle 2 sayı, 3 asist üretebildi.
Keza Batiste’in de potaya yakın daha etkili olduğunu bir kez daha olsa da hatırladık. Ama dün insanın içine oturan yenilgiye rağmen takımın 1 haftalık kaostan böyle bir iradeyle ayağa kalkması, Barış’la birlikte yavaş yavaş formunu bulan Andersen’in performansı (17 sayı, 7 ribaunt) biraz olsun midedeki yanmayı hafifletiyor.
