Bitime 8 dakika kala 2 sayı öndeydi Efes. Ama bir kez daha maç sonunu felaket oynayarak son çeyrekte 18-4'lük bir seriyle sahadan mağlup ayrıldı
Son çeyreğe başa baş girildi karşılaşmada. Dunston'ın basketiyle 32. dakikada Dunston'ın basketiyle 69-67 öne geçti lacivert-beyazlılar. Hemen ardından da 4. faulünü yaptı Dunston. 5. faul riskine rağmen oyunda kalacak mı yoksa maç sonuna saklamak için en azından 2-3 dakika kenara gelecek mi diye beklenirken Efes'in kabus senaryosunu gördük bir kez daha. Dunston kenara geliyordu gelmesine ama onun yerine sahaya doğru ileyleyen Alex Tyus değil, Dario Sariç'di. Bu sezon defalarca pivotsuz, Sariç-Brown uzun ikilisi denenmiş her seferinde felaket sonuçlar vermişti. Bir kere daha denedik. Ama sonuç değişmedi. Dunston tekrar girene kadar geçen 6 dakikada sadece 4 sayı atabildi Efes. 18 sayı yedi. Yenildik. Ama şaşırmadık. Bu filmi görmüştük çünkü. Hem de defalarca. Artık aynı senaryo can sıkıcı veya üzücü de olmuyor. Bezgin bir boşvermişlik hissediyorsunuz. Takımın "Böyle gelmiş böyle gider" havasına kapılıyor izleyenler de.
Aslında her şey beklenenden çok daha iyi gitti o son bölüme kadar. Takım için kendi üretimi bir yana, kontrolden çıkmaya meyilli Heurtel'i dengelemeyi başaran Granger'dan yoksun çıkmıştı sahaya Efes. Heurtel, yanında sigortası olmadığı için yine baya ilginç tercihler kullandı, 1/7 attı ama dakikaları artan Doğuş beklenenden de öte bir hücum katkısı verdi. Cedi ve Diebler, Heurtel ve Granger'dan kalan skoru sırtladı, Dunston-Tyus, Zirbes'e karşı fazla geri adım atmadı. 2. çeyrekte Kızılyıldız'ı krize sokmayı bile başardı Efes.
Ama bu tip ekstra katkılar bile senaryoyu toptan değiştiremiyor. Gelişme sürecinde ne olursa olsun bu filmin final sahnesi maalesef sezon başından beri değişmedi.
Kaynak: yeniyuzyil