Son 15 günde 3. maçı bu Beşiktaş ve F.Bahçe’nin. Bu defa da sonuç aynı oldu ama oldukça farklı yollardan vardık o sonuca. Beşiktaş’ta Jerrells, F.Bahçe’de ise Pianigiani dönemi sonlandı geçtiğimiz hafta içinde ve iki takımda da bu değişikliklerin etkisini görmemek imkansız.
Beşiktaş Jerrells’ı özellikle oyun sıkıştığında çok arayacak. Bireysel skor gücü ve adam geçme yeteneğiyle, sezonun ilk bölümü başta olmak üzere çok etkiliydi Amerikalı oyuncu. Dün de aradıkları bölümler oldu. Hele ki yerine gelen Minard sadece 3 dakika sahada kalıp 0 sayı, 3 faul yapmışken.
Ama Tutku, Ewing, Can ve Muratcan top dağıtma rolünü paylaşınca başka alanlarda yükseliyor siyah-beyazlılar. Dün sürekli Jerrells’ın eline bakma lüksü olmayınca tüm oyuncuların hücum verimi arttı. Ve daha önemlisi savunmaya sarıldılar. Üst üste gelen 2 yenilginin psikolojik isyanı da var ama bu savunmayı yapabileceklerini gösterdiler. İlk yarıda F.Bahçe önemli bir fark yakaladıktan sonra 3. çeyrekte Beşiktaş’ın bu sezon yaptığı en sert ve iyi savunmayı gördük. O savunmanın tetiklediği hızlı hücumlarla da 13 sayı geriden gelip öne de geçti siyah-beyazlılar. Ama devamlılık sağlama ve yeni yapının liderinin, topa yön veren isminin kim olacağı gibi sorular halen duruyor.
KADROYA UYGUN YAPI
F.Bahçe'de ise artık Pianigiani’nin inat ettiği bazı konulardan tamamen geri adım atılıyor. Bir kere daha verimli olan sahada kalıyor. Dün dökülen McCalebb bile sadece ismi yüzünden oyunda kalamadı misal. 15 dakika oynadı, Barış ise 25… Maçı da Barış’la bitirdi. Keza kimse de buzluğa atılmış değil. 11 oyuncu kullandı dün Ertuğrul Erdoğan. Hepsinden de sayı buldu. Sahada hep daha iyi ve uyumlu olanlar kaldı. Ayrıca belli ki 4 kısa sadece belli bölümler için kullanılacak, ana plan olmaktan çıktı. Savunmada adam değiştirip, her topu kovalamak yerine oyuncunun özelliklerine göre sorumluluklar daha uygun verildi.
Temel konular bunlar. Zaten Erdoğan’ın bir günde ne yapmasını bekliyorduk ki? Ama ilk günden daha “kadroya uygun” bir yapı kurmaya niyetli olduğunu gösterdi. Aynı 2010’daki gibi.
