YAPTIĞINI Katar şeyhi yapmaz, yapamaz. İki aylık dönem için Ettore Messina’ya 1.5 milyon Euro vermek için Karun hazinesini tırtıklıyor olmak gerek.
Basketbol Federasyonu’nun gedikli başkanı Turgay Demirel’i yakın gelecek korkuları sarınca “Nereden inceyse ordan kopsun” yapıyor. Keyfi ödül paylaşımı nedeniyle görevden alınacağı duyumları ayyuka çıkınca çiviye çiviyi söktürüp gündem değiştirmeye çabalıyor. “Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler” şarkısındaki gibi ne oldu peki sözde prensipler uğruna yitirilen yedi seneye? Tanjevic’e saçılan paralar, küstürülen NBA yıldızları ve Devlerin “out of Avrupa ve Olimpiyatlar” oluşunun hesabını nasıl kapatacak Demirel. Muhteşem bir nesli heba etti. Hani iki ayda dönemsel koçluk olmazdı? Uzun uzun kamplar gerekiyordu hani? Mehmet Okur’dan başlayarak en son Enes Kanter, bu uğura feda edilmedi mi?
Paramızla rezil oluyoruz
Malum THY Euroleague’de devasa bütçelerle Fenerbahçe Ülker, Beşiktaş son onaltıda nal topluyorlar. Final Four açılışında olayı sahiplenen Turgay Demirel hiç ortalarda yok. Madem ki Türk basketbolunun sahibidir bu yüz kızartıcı tablonunda baş sorumlusudur. Bu krizi ki sebebi Bağımsız Kulüpler Birliği’dir çözecek, yönlendirici önlemleri alacaksın.
Her nedense, içerde ve dışarda ülkenin itibarını sıfırlamış birine mahkumdur basketbolumuz. Üstelik paramızıda çar çur ediyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil.
Büyüklere masalı; Avrupa FIBA Başkanlığı’na da sempatik Sırp super star Bodiroga adaymış ki; orayı da geçiniz. Zaten son dönemde Demirel’i seçmemek için İzlanda’da ilk basket potasını dikip federasyon başkanını FIBA Avrupa Başkanı yaptılar. İçeride Federasyon Başkanlığı’nı kotarabilmek için “Beni istiyorlar” yapar her dönem. Kim istiyor bana bir anlatın? İstiyorlar da neden onca yıldır bir baltanın ucundan tutturmazlar? Devletin bu “yanlış atamasını” gözden geçirme zamanı gelmiş de geçmektedir.
Avrupa’nın istikrarlı ekonomisinin basketbolu zirveden çok uzaklara çil çil savrulup duruyor.



