Zalgiris Kaunas deplasmanlarda 65 sayı ortalama ile oynayan bir takım. Ama Galatasaray maça savunmada öyle yumuşak başladı ki, rakibin en skoreri Anderson devreye girmediği halde ilk yarı potalarında tam 41 sayı gördü. Litvanyalı oyuncular adamlarını her geçtiğinde çok rahat bir şekilde potaya gittiler. Tribünlerde seyirci olmaması tabii ki oyunuların motivasyonunu olumsuz etkiledi ama hücum kapasitesi bu kadar düşük bir takımdan 41 sayı yemek, iç sahada mutlaka kazanılması gereken bir maçı riske atıyordu. Ama Ergin Ataman çözümü devre arasında buldu. İkinci yarıda tam saha prese dönüp, savunmayı agresifleştiren Galatasaray, bu çabanın sonucunu çok çabuk aldı. İlk yarı sadece 4 top kaybı yapan Zalgiris, üçüncü çeyrekte 7, ikinci yarıda toplam 12 kez top kaybetti. Burada Sinan ve yeni transfer Carter’ın savunma performanslarının önemi büyüktü. Hal böyle olunca normal standartlarına düşen Zalgiris, yine 70’leri göremedi. Cim Bom, ikinci yarı sadece 28 yiyip, Top 16’ya galibiyetle başladı. İlk kez Euroleague oynayan Carter, Anderson’un karşısında çok iyi dururken, ikinci yarıda 14 sayı atıp maçı çeviren isimlerden biri oldu. Diğer yeni Alex Mariç’in hastalığı varmış ama Nathan Jawai’den daha fazla katkı yapabileceğini çok fazla düşünmüyorum. Dış şutların girmediği günde (3/16 üçlük), hücumu da akıllı oynadı Cim Bom. Sürekli potaya gitti, gittikçe faul aldı. Tam 33 kez serbest atış çizgisine gidip, bunların 31’inde isabet buldular. 39’da 19 ikilik attıkları gecede, serbest atışlar maçın ve Galatasaray’ın kaderini belirledi. Sadece tek devrelik çaba, Zalgiris’i yenmeye yetti. Top 16’da seyircisiz oynanan ilk maçın kazasız atlatılması da çok önemliydi.