21 Aralık 2025, Pazar
spot_img
Ana SayfaDİĞERARŞİVBeşiktaş'ı nasıl değerlendirmeliyiz? / MURAT MURATHANOĞLU

Beşiktaş'ı nasıl değerlendirmeliyiz? / MURAT MURATHANOĞLU

Turkish Airlines Euroleague de ilk kez sahne alan Beşiktaş şu anda D Grubu’nda zirveyi grubun iki büyük favorisi Regal Barcelona ve CSKA Moskova ile paylaşıyor, ancak üstün averajından dolayı lider konumunda. Sıkıntılı bir yaz geçiren, sponsorsuz kadro kuran ve hazırlıklarını da geç başlatan Beşiktaş gruptan çıkmak için altına alması gereken rakiplerinden ikisine ilk iki maçta toplam 31 sayı fark attı. Hem Bamberg, hem de özellikle Partizan, buralara çok alışık takımlar. Partizan ikinci hafta evinde nasıl devleştiğini uzatmada kaybettiği CSKA Moskova maçında gösterdi. Bamberg belki bir Partizan değil ama Euroleague de evinde sadece 5 maç kaybetmiş ve bunların dördünde toplam olarak 9 sayı fark yemiş. Kısacası onlarda Partizan gibi evinde çok farklı oynayan bir takım. Birinci haftaki galibiyet güzeldi, bu haftaki daha da güzeldi. Şimdi Euroleague’de bu muhteşem başlangıca bakıp grubu lider bitereceğiz gibi zorlama tahminler yapmayacağım.

Geçen yılı hatırlarsak, Galatasaray Medical Park benzer bir durumdaydı. İlk kez Turkish Airlines Euroleague’de oynuyordu ve grubunda Regal Barcelona ve Siena gibi Final Four abonesi iki takım vardı. Sarı-Kırmızılılar elemelerden geldiğinden dolayı hatta Beşiktaş’tan daha hazırdı. Başarı için ilk hedef gruptan çıkmaktı. Bunu başarmak için Unics Kazan, Union Olimpija ve Asseco Prokom takımlarından ikisinin üstünde bitirmesi gerekiyordu. Bu üç takım da Euroleague’e yeni değildi. Tıpkı Lietouvos Rytas, Partizan ve Bamberg’in olmadığı gibi. Galatasaray MP gruptan dördüncü çıktı ve Polonya ile Sloven ekibinin üzerinde bitirdi. Nasıl ilk maçında Beşiktaş muhteşem bir galibiyet ile başladıysa, geçen sezon da Galatasaray MP deplasmanda Prokom’u yenerek başlamıştı. Ancak Euroleague’de evinde oynadığı Union Olimpija maçı dışında hiç bir maçı kolay olmadı. Maçlardan sekizinde fark 4 sayı veya altındaydı ve bu maçların ikisi uzatmaya gitti. Cevher Özer ve Tutku Açık o takımda yer aldıklarından dolayı çok iyi hatırlayacaklardır, ne demek istediğimi de… Bu başlangıç muhteşem ama bir an önce unutulmalı ve ilk hedefe dönülmeli. Gruptan Çıkmak! Euroleague’de maçlara teker teker hazırlanacaksın. İleriye hiç bakmayacaksın. Eldeki maç ile yatıp kalkacaksın. Bir maç, bir yarı, bir çeyrek, bir dakika hatta bir oyun… Sezon bitişinde tüm sezonu masaya yatırdığında bu kadar detayın önemini çok daha iyi anlayabiliyorsun.

Geçen yılki Galatasaray Medical Park çok iyi bir hava yakalamıştı ve seyircisiyle bütünlemişti. Bunun Beşiktaş’ta da gerçekleşmesi çok önemli. Cumhurbaşkanlığı Kupası, Spor Toto Türkiye Kupası, grup maçları ve Euroleague’de ilk iki haftalık performansıyla Erman Kunter ve oyuncular bunu fazlasıyla hak etmiş durumda. Jaka Lakovic, Darius Songalia, Jaman Lucas Gordon gibi Euroleague tecrübeli isimlere belki güvenmek Gaspar Vidmar, Curtis Jarrells ve Patrick Christopher gibi ülkemizde daha önce forma giymiş ama kimseyi de kendine hayran bırakmamış oyunculara güvenmekten daha doğaldır. Ancak Erman Kunter bu tür ortamları sever. Sonuçta Fransa’da yıllardır bu durumu yaşıyor. Planını kafasında yapıyor, planına uygun oyuncuları takımın bütçesi neye izin veriyorsa ona göre kuruyor. Ondan sonra da ‘hodri meydan’ diyor. Maç içinde müdahaleleri de şu ana kadar başarılı ve etkileyici.

Partizan maçından sonra da sordular, dün akşamdan beri de herkes soruyor. “Nasıl bir Beşiktaş bu? Ne oldu Christopher ve Jerrells’a ? Hatta Vidmar’a ?” Esasında onların Türkiye’de geçirdiği sezonlara iyi bakarsak kimse onlara “kötü oyuncu” damgası vuramaz. Sadece “yanlış oyuncu” damgasını vurabilirler. Bir Fransız şef Çin mutfağında başarılı olabilir mi? Mutlaka arada bir şeyi tutturur ama Fransız mutfağındaki gibi kendini rahat hissetmez ve üretken olmaz. Erman Kunter işte bunu çok iyi seziyor, planlıyor ve uyguluyor. Bunu da başarabildiği için ismi “oyuncu yetiştiren coach” olarak ün yaptı. Bu kadar kısa sürede bu oyunculara basketbol mu öğretti Erman Kunter? Hayır onlara güven verdi, güvendiğini gösterdi ve o güveni sürdürebilecekleri yerde, tarzda ve sistemde onları oynatmaya çalışıyor. Beşiktaş’ın bütçesi diğer Euroleague takımları arasında en düşük 2-3 bütçeden birisidir. Zirve adaylarıyla aralarında dağlar kadar fark vardır. Bu da doğal olarak kadro zenginliğini ve kalitesini olumsuz etkileyen bir faktör. Bu nedenle Beşiktaş “Ben gözlerimi kaparım vazifemi yaparım” tutumuyla çıktığı her maçta çok zorlanır. Bu Euroleague için de geçerli, Beko Basketbol Ligi içinde. Her maçı oyuncuların yaşaması lazım, kafa olarak hazırlanması lazım. Her maçta da % 56 üçlük atamayacaklarının bilincinde olup, işler kötü gittiğinde takım olmayı başarmaları gerekecek. Bir Euroleague sezonunda asla her şey baştan sona kadar mükemmel gitmeyecektir. Geçen yıl CSKA Moskova bunun en güzel örneğidir. Düştüğünde kalkmayı bileceksin. Zaferlerde uçmayacak, mağlubiyetlerde çökmeyeceksin, dağılamayacaksın. Bir sonraki maça bakacaksın. Bunu başarabilen takımlar zaten kalıcı oluyor, beklentileri aşıyor, giderek hedef büyütüyor. Bunların hepsinin yanı sıra Beşiktaş için bu sezon en önemlisi tıpkı geçen sezon olduğu gibi taraftarının Abdi İpekçi Spor Salonunu tıka basa doldurması ve maçın ilk saniyesinden son saniyesine kadar takımını skorboard ne gösteriyorsa, göstersin desteklemesi. Beşiktaş 40 yıllık Euroleague takımı gibi başladı. Taraftarıyla bütünleşip gidebildiği yere kadar böyle devam edebilir.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
BENZER HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -spot_img

Son Haberler