Sezon başında Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’nin yeni takımlarından Eskişehir Basket ile anlaşan İspanyol koç Josep Maria Berrocal, ülkesinde Solobasket’e bir röportaj verdi. İşte röportajdan öne çıkanlar;
*Sezona iyi başlamak önemli ancak iyi bitirmek daha da önemli. Sezon başında niyetim daha az sayıda defansif oyun ile oynamaktı. Oyunculara daha fazla yardım etmeye çalışıyorum, onlara sorumluluk verip takım olarak sonuç almaya çalışıyoruz.
*Sezon başında çok sayıda sakatlık yaşadık, fakat bu durum bize rotasyona daha fazla oyuncuyu katma imkanı sağladı, 10-11 oyuncuyla oynuyoruz ve bu durum ligde çok sık görülen bir durum değil. Sadece yabancı oyuncularımız değil tüm oyuncuları işin içine katmaya çalışıyoruz.
*Takımda bazı özel oyuncular var; Billy Baron, E.J. Rowland ve Jeff Ayres gibi. Bizim takımımızda herkes görevini yapmalı. Herkes aynı oranda çalışmalı.
*Takıma ilk geldiğimde sadece Kravtsov ve Baron’ı tanıyordum, geri kalan oyuncularla ilgili bir fikrim yoktu, hatta Miguel Angel Hoyo hariç diğer yardımcılarımı da tanımıyordum. Şu anda da hâla gelişmekte olan bir kulüp ve takımız. Çok iyi anlarımız oldu, hem bireysel performanslarda hem de takımca. Böyle üst düzey ligde 40 dakika boyunca iyi oynamak çok zorlayıcı ancak biz maçlarımızda en azından bunu denediğimizi gösteriyoruz.
*Türkiye Basketbol Ligi’nde 6 yabancı ile istediğiniz şekilde oynayabiliyorsunuz, dilerseniz hepsi Amerikalı bile olabiliyor. ACB’de böyle değildi, bu durum sahada ekstra fiziksel ve ofansif güç sağlıyor. Aynı zamanda her oyuncunun birbiriyle mücadele etmesini doğuruyor. Türk oyuncular bir açıdan şanslı, çünkü kadroda en azından 6 Türk oyuncu olmak zorunda. ACB’de böyle bir kısıtlama bulunmuyor.
*Xavi Rey’in oynadığı ikinci ligde (TBL) de durum böyle, kısıtlama var. Orası da mücadelenin çok yoğun yaşandığı bir yer ve tıpkı LEB’in önceki yılları gibi (İspanya basketbol 2.ligi) takımlar BSL’ye çıkmak için çok fazla para harcıyorlar. Türk oyuncular İspanya’nın aksine çok fazla maaş alıyorlar.
*Lige TOFAŞ çok iyi başladı ve sadece Fenerbahçe’ye kaybetti. Biz de bu hafta onlara karşı kendi evimizde oynayacağız. 7-8 kişilik, rollerin keskin hatlarla belli olduğu rotasyonla ve uzun zamandır aynı koçla oynayan bir takım.
*Maçların geniş kitleler tarafından takip edildiği ve ekonomik gücün yükselmesiyle takımların çok rahat ACB takımları ile rekabet edebileceği bir lig burası. Ana takımlar Fenerbahçe, Darüşşafaka, Galatasaray ve Efes. Diğerleri de tabii ki çok iyi, zaten bu durum da ligi iyi hale getiriyor. Lig sıralamasının ortalarında yer alan takımların bütçeleri arasında uçurum yok, örneğin biz de yeni bir takımız ve iyi bir yerdeyiz.
*Bu sezon lig için önemli bir değişiklik yaşandı, maçların hepsi TV yayınına kavuştu. Maçlar genellikle 3 günde oynanıyor, isteyen istediğini izleyebiliyor. Bazı takımların çok fazla taraftarı varken bazı takımlar küçük şehirlerde fakat iyi desteğe sahip oynuyorlar.
*Her ülkeye gittiğinizde zorlu bir adaptasyon süreci oluyor. Türkiye’de de adaptasyon zordu ancak ben kendimi ayrıcalıklı hissediyorum. Sadece kendim için değil ailem için de durum aynı. Eşim ve ikizlerim ile artık beraber olmak istedik (koçun Ukrayna tecrübesinde 10 ay boyunca ayrı kalmışlar). Farklı yerlere adapte olabilmek biraz çaba ister, özellikle Türkiye gibi mental olarak bizden çok farklı olan bir ülkede. Barcelona Lassa’dan sonra daha az güvenli diye konuşulan buraya gelmek, evini ve arkadaşlarını özlemek, hepsi duruma dahildi. Tabii güzellikler de var; yeni kültürler öğrenmek ve sadece bir çalışan olarak değil insan olarak da yeni tecrübeler edinmek.
Röportaj: solobasket.com (https://www.solobasket.com/internacional/josep-ma-berrocal-adaptarse-turquia-es-duro-pero-me-siento-privilegiado)
Çeviri ve düzenleme: Kenan Alpay / Basket Dergisi