A Milli Basketbol Takımımız’da Bogdan Tanjevic’in yerine göreve getirilen ve ilk kez Litvanya’da 12 Dev Adam’a head coachluk yapmaya hazırlanan Orhun Ene, şampiyona hakkındaki planlarını MİLLİYET’e anlattı…
* Öncelikle kadro seçimini soralım. Tutku ve Nedim gibi sezonu çok iyi geçiren isimler neden yok?
Hem Nedim, hem Tutku, bu sezonu mükemmel geçirdi. Kadroda yer almamaları oynadıkları basketbolu görmediğimiz ya da saygı duymadığımız anlamına gelmez. Bizim milli takımımız, artık bir kulüp takımı hüviyetine girdi. 5-6 senedir oluşan bir iskelet var. Bu geniş kadroya gençleri katarak, onların ileriki dönemlerde sıkıntı yaşamadan ekibe dahil olmalarını amaçlıyoruz. Sezonu iyi geçiren tecrübeli oyunlar yerine bu tercihte bulunduk. Baktığınız zaman Tutku da, Nedim de, Cevher de daha önce milli takımda oynamış isimler. 12 kişilik kadroyu açıklama zamanı geldiğinde bu seviyelerde oynamaya alışık isimlerin dışarıda kalmaları nedeniyle oluşacak sıkıntı yerine bu süreyi gençlerde geçerek, onlara tecrübe kazandırmanın doğru olacağını düşündük. Ancak sözünü ettiğimiz isimler de bizim milli takımımız içinde rezerve oyunculardır. İskelet kadromuzdaki isimlerden bir tanesinde yaşanacak şanssızlıklar, sakatlıklar durumunda onları da takıma çağırabiliriz. Bu bir tercihtir… Mutlaka doğrudur demiyorum ama biz 5-6 senedir oluşan kulüp takımı havasını devam ettirmeyi uygun gördük.
* Head coachluktaki ilk senenizde dünya ikinciliğinin yükselttiği bir çıta ve olimpiyat hedefi nedeniyle takımların tüm yıldızlarını getireceği bir mücadele yaşanacak? Siz neler bekliyorsunuz?
A Milli Takım seviyesindeki ilk head coachluk senemin olması, hedeflerin yükselmesi ve bizi çok zor bir turnuvanın beklemesi, insanların kafasında soru işaretleri oluşturabilir. Ben hem kulüp takımlarında, hem alt yapı milli takımlarında, hem de oyunculuk dönemimde hep üst düzey basketbolun içinde bulunmuş bir insanım. Bu olayların negatif taraflarını düşünüp, bunların yaratacağı problemleri çözmeye çalışarak bir hazırlık dönemi geçirmektense, pozitif düşünceyle bardağın dolu tarafına bakıyorum. Oturmuş bir sisteme sahibiz. NBA’de fazla oyuncu bulundurmanın dezavantaj değil, avantaj olduğunu düşünüyorum. Birlikte oynamaktan keyif alan oyunculara sahibiz. İnsanların kafalarındaki soru işaretlerine de saygı duyuyorum. Ama bu zamana kadar hem geliştim, hem de tecrübe edindim. Kendimi rahat ve güvenli hissediyorum. Bu durum benim için şanstır diye düşünüyorum. İlk kez yurtdışında başarılı olacak, olimpiyatlara katılacak bir takımın başında olmanın heyecanını yaşıyorum, bu beni motive ediyor.
* Her zaman yardımcı antrenörler oyunculara daha yakın olur, dertlerini dinler. Siz yıllardır bunu yaparken, şimdi head coach olarak takımı yöneteceksiniz. Oyuncularla ilişkileriniz nasıl?
Bizim takımımız, profesyonel, işine saygı duyan ama amatör ruhla oynayan isimlerden oluşuyor. Ben tarz olarak, dialoga açık, ılımlı bir karakterim ama işimde kesinlikle taviz vermem. Antrenörlük yaptığım kulüplerde de böyle olmuştur. Oyuncuları dinlerim, anlarım ama bizi zorlayacak noktalarda tavizim yoktur. Onlar da zaten bunu bilen, kendilerini çok iyi yönetebilen kişiler. Saygıyı hissettiğim bir ortamda, bugüne kadar kazandıkları ne olursa olsun başarıya aç bir ekiple çalışıyorum. Hedefimiz, zaman zaman başarılı olan değil, sürekli başarılı olan bir takım yaratmak.
Faydalı olan her şeyi yaparız
Sistemimizde değişiklikler olacak mı? Mesela geçen yıl Kerem Gönlüm’lü 3 numarada izlemiştik, yeni sürprizler görecek miyiz?
Bizim Tanjevic ile birlikte iyi yaptığımız bir sistem vardı ama yapamadıklarımız da vardı. Hepsinin üzerine eğileceğiz. Benim için en kolayı, iyi yaptıklarımızı devam ettirip, kötü olanları geliştirmek olacaktır. Basketbolda size avantaj getiren her şeyi yaparsınız. Geçen yıl Gönlüm’ü 3 numara oynatıp, onu alçak postta topla buluşturarak avantaj elde ettik. Yine benzer şeyler yapabiliriz. Önemli olan bize fayda getirip getirmeyeceği… Ana hatlarda iyi yaptıklarımızı devam ettirip, bir kaç yeni organizasyon ekleyeceğiz.
Peki hem ilk turda, hem de çaprazda çok ciddi takımlar var… Rakipler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Avrupa Şampiyonası’nda ciddiye alınmayacak hiçbir takım yok. Mesela Büyük Britanya bireysel anlamda çok yetenekli isimlerden kurulu bir takım. Bizim şampiyona tecrübemiz üst düzeyde olduğu için rahatlıkla söyleyebilirim ki, elemeden gelecek son takım bile cepte görülmemeli. İspanya ve Litvanya’nın zaten güçleri belli. Litvanya bir de ev sahibi ki, bu her zaman her takım için avantajdır. Ama bunlar aşılmayacak zorluklar değil. Bizi tatmin edecek hedefler yüksek hedefler. Buna ulaşmak için de grupta ya da ileride herkesi yenmek zorundayız.
Şampiyonadaki net hedefimiz nedir?
Bir çalışma yapılmadan, gayret gösterilmeden hedef konması doğru değil. Milli takımın alacağı sonuçları da küçültme niyetinde değilim. Çünkü Türk Basketbolu’nun almış olduğu ve alması gereken sonuçları herkes biliyor. Belli bir seviyenin altındaki sonuçlar bizi mutlu etmez. Bugün kadrolara bakarak şunu yaparız, bunu yaparız demek doğru değil. Çok çalışıp, hazırlık maçlarını yapacağız, ortaya karakter koyacağız. Ondan sonra bu takım şunu başaracaktır diyeceğiz, iddiamızı ortaya koyacağız, onun dışındaki her şey sözde kalacaktır.