Şimdi olan bana oldu, Can Budak'a oldu. İnanın duramıyorum, ellerim yazı yazmak, çenem konuşmak istiyor. Saklayacak bir şey yok, sevindim yıllardır söylediğim bir şey ortaya çıktı. Adam ve ekibinin hem beceriksiz, hem de başarısız, kalitesiz olduğu tescillendi. Bana olan ise her gün yazı yazsam doymam, her gün yazı yazacak kadar doluyum. Şimdi izin verirseniz size FIBA Avrupa Başkanlığı nedir ? Onu açıklayalım, tanıtalım.
Bir hafta önce hatta dün yazsam kıymeti yoktu. Hatta herkes beni aşağılardı ama şimdi durum farklı. Efendim T.D.n'in kaybettiği seçim bir şekil, bir statü seçimi , başka hiçbir şey değil. Üzerinde durulması gereken devleti, GSGM, Türkiye'yi Tanıtım Vakfı gibi kuruluşları ile kişi olarak GSGM Genel Müdürü Yunus Akgül'ü kandıran bu başkanlık seçimini öne sürerek, yurt dışına çıkma yasağını delen bu kişinin girişim ve icraatlarının hukuki ve cezai anlamda değerlendirilmesi gerekir.
Uygulama şöyle; FIBA Daimi Konferansı esas toplantıdan bir gün önce tüm yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla yapılan toplantılarla başlıyor. Bizimki yani T.D, benim olduğum dönemde en az 10 toplantının 7'sine geç kaldı veya hiç katılmadı. O devrin Genel Sekreteri Borislav Stankoviç bir defasında (3. günün ortasında gelen) T.D ye ağır bir fırça atmıştı: (Lütfen Genel Sekreterin gücüne dikkat) Aynen şöyle konuşmuştu,”Ooo Mr.Demirel nerelerdesiniz ?”
T.D nin cevabı ” Ancak geldim, hem Mr. Gencer hep burada“. Genel Sekreter ” Biliyorum, görüyorum, o zaman Mr. Gencer'i Yönetim Kurulu'na seçseydik; ne yazık ki sizi seçtik“. Neden ben hep o lakapı kulllanıyorum zannediyorsunuz.
Neyse ikinci gün sabah seansında tüm üyelerin katılımıyla ve mecut Genel Sekreterin, yönetiminde toplantı yapılıyor. Bu sefer anlaşılan çoğunu ülke federasyon başkanlarının oluşturduğu 51 üyeyle yapılmış ve hazret 32'ye 19 kaybetmiş. Sonra seçim yapılıyor, kazanan başkan kürsüye çıkıp üyelere teşekkür ediyor. Onlardan yeni dönemin Genel Sekreteri ile anlaşmak, görüşmek Için müsade istiyor, öğlen yemeğine davet ediyor. Genelde çalışacak Genel Sekreter belli oluyor, biliniyor zaten. O zamanlar Borislav Stankoviç'di şimdi de Patrick Baumann galiba.
Öğlen yemeğinden dönüşte durum açıklanıyor, seçilen başkan kürsüye çıkıp öğlen yemeği arasında büyük bir özveriyle, aç kalmak pahasına Genel Sekreterle çok elverişli şartlarda anlaştığını açıklıyor. Yeni başkan, başarılar diliyor ve benim çok ilgimi çeken bir konuşma ile ” The floor is yours” yani ''Saha yönetim sizde'' diyor. Ondan sonra Başkan protokol başkanı oluyor. Gene de başarı olurdu, bizimki Için eskiden '23 Nisan Başkanıydı' terfi etmiş olurdu.
Bu seçime karıştığı söylenen eski Genel Sekreter, Kanada vatandaşı Nar Zanolin'le ilgili çok güzel hikayeler, açıklamalar ise çok yakında… (Aşağıda Mr. Zanolin'in bana yazdığı seçim ile ilgili e-mail'i bulabilirsiniz . Mesajda Zanolin, kibar çizgisini koruyarak özetle, ''Demirel'in seçim yenilgisinin ardından birçok şey söylenebilir. Ama bana hiçbir teklif gelmedi. Böyle bir öneri de bulunsaydı bile kabul etmezdim asla.'' diyor. Meraklısına aşağıdaki orijinal metni koyuyorum.)
Dear Nur,
Thank you for the information.
I understand that after an election loss many things can be said. However, I can assure you of one thing: I never approached Mr. Demirel with any request of any type nor did he ever approach me with any offer.
In the first case, I have too much pride and self-respect to ever do anything of that nature and secondly, had he approached me with a request of that type, I would never had accepted it.
Please stay in touch.
Best regards.
Nar Zanolin
Secretary General
FIBA Europe



