Finale bir gün kala okunacak bu satırlarda, böyle bir haber vermek nasıl da büyük gurur. Galatasaray’a da Fenerbahçe’ye de bize bu sevinci yaşattıkları için ne kadar teşekkür etsek az. İlk kez bir Avrupa Şampiyonluğu finalinde, iki Türk takımının mücadelesine tanık olacağız ve sonuç ne olursa olsun, o salondan şampiyon çıkacağız.
Aslında yalan yok, Galatasaray’a pek şans vermiyordum. Sonuçta rakip Ekaterinburg. Son şampiyon. Yıldızlar karması, temsilcimiz dün kaybetseydi, kim onlara kızacaktı! Zaten sezona son yılların en düşük bütçesiyle başlayan bu takım, görevini şu ana kadar yaptı…
Belki de kaybetme korkusunun olmaması, oyuncuların müthiş inancıyla birleşti, Galatasaray bizlere o tarihi zaferi izlettirdi. Ekrem Memnun’u tebrik etmek lazım, iyi bir savunma hazırlamıştı, Işıl ile tam saha pres, ardından yerleşen alan savunması, top uzunlara geçtiğinde adam adama dönüp ikili sıkıştırmalar maç boyunca rakibin elini kolunu bağladı. Bu takımın öyle ya da böyle bir parçası olan herkes dün saadetin parayla değil, yürekle geldiğini ispatladı. Helal olsun size Galatasaray’ın altın yürekli kızları.
Günün 2. yarı finalinde kazanacağına emin olduğumuz Fenerbahçe sahaya çıktı. Bu sezon hiç yenilmedi temsilcimiz, Fransızlar’a mı papuç bırakacaktı! İyi oynamadık belki, son saniyeye kadar maçı koparamadık. Ancak kazanma alışkanlığı denen şey var ya işte o çok önemli bir ayrıntı. Tebrikler F.Bahçe, üst üste iki kez Avrupa’da finale yükselmek, kolay kolay kimseye nasip olmayacak bir başarı. Şimdi yarını bekleyelim, tarihe tanık olmanının keyfini yaşayalım.