Bu yıl ülkemizde düzenlenecek olan Dünya Basketbol Şampiyonası öncesi merakla beklenen Rüya Takım kadrosu açıklandı.
Amerika Birleşik Devletleri Milli Takımı'nın kadrosu beklendiği gibi yine birçok yıldızı kapsıyor; takımda yer alamayan en önemli yıldızlar olarak ise Jason Kidd, Michael Redd ve Tayshaun Prince isimlerinin altı çizilmiş. Kidd'in zaten 2008 sonrası Milli Takım'dan affını istediğini biliyorum, Michael Redd sezonu kapattı ve form yakalaması zor, Prince de aynı şekilde form düşüklüğü yaşıyor.
Amerika'nın aday kadrosu 27 kişilik ve bu kadronun önce 15 kişiye sonra da 12 kişiye ineceğini düşünüyorum. Amerika 2004 Olimpiyatları ve 2006 Dünya Basketbol Şampiyonası'nda beklenen başarıları elde edemedikten sonra 2008 Olimpiyatları'nda altın madalyaya ulaşmışlardı ve 2010 Dünya Şampiyonası'nda da hedeflerinin şampiyonluk olduğuna inanıyorum.
Forvet sıkıntısı
'Forvet sıkıntısı' başlığı garip gelebilir çünkü Amerika Birleşik Devletleri'nde as forvetlerin hepsi sakatlansa bile dünyanın en iyi forvetlerinden birkaçı bu takımda yer alıyor. Sıralayalım; LeBron James, Carmelo Anthony, LaMarcus Aldrigde, Rudy Gay, Andre Igoudala, Danny Granger ve Gerald Wallace.
Tahminim odur ki bu isimlerin çoğu 12 kişilik son kadroda yer alamayacaklar. Bir sakatlık sorunu yaşanmaması halinde LeBron James, Carmelo Anthony ve diğerlerinden de bir ya da ikisi Türkiye'ye geleceklerdir.
'Forvet eksiği' deyince listede bulunmaması oldukça garip olan Kevin Durant ilk olarak akla geliyor. 2007'de lige adım atan '88 doğumlu oyuncu bu sezon 29.7 sayı-7.3 ribaund-2.9 asist ortalamalarıyla kariyerinin en iyi sezonunu geçiriyor ve All-Star'a kadar yükseldi. Amerikalılar Aldridge, Gay, Igoudala'yı değerlendirmeye alırken Durant'i nasıl değerlendirmezler, hayretle karşılıyorum.
Gelelim yazının asıl kahramanlarına
Beni bu yazıyı yazmaya iten isimler ise Avrupa'da oynayan iki Amerikalı forvet. 2004 ve 2006 tecrübeleri gösterdi ki, Amerikalılar Avrupa takımlarıyla baş etmekte zorlanıyorlar. 2004'te yarı finalde Arjantin'e 89-81 ile yenilerek elenmişlerdi. O takımda da çok daha genç olmalarına rağmen kadroya dahil edilen Carmelo-LeBron ikilisinin yanında Richard Jefferson ve Shawn Marion isimleri vardı.
İki yıl sonra ise Amerika yine çok iddialı bir şekilde geldi ama yarı finalde Yunanistan'a 101-95 ile mağlup oldu. Orada Amerika'nın atmaktan çok rakibini tutmakta sıkıntı çektiğini gördük. Malum, aynı Yunanistan bir maç sonra İspanya'ya karşı sadece 47 sayı üretebilmişti.
Josh Childress
Amerika'nın aday kadroya çağırması gerektiğine inandığım oyunculardan birincisi Josh Childress.
2004 yılında Atlanta Hawks'la sözleşme imzalayan yıldız forvet dört yıl sonra Yunan devi Olympiakos'la yüklü bir kontrat karşılığında anlaştı ve ''NBA'den Avrupa'ya transferler furyası''nı başlattı.
'83 doğumlu Childress şu ana kadar verilen paraya değdi. Geçen sezon takımını Euroleague'de final-four'a taşıyan oyuncu, bu sezon da bekleneni veriyor ve Olympiakos arka arkaya sekiz maç kazanarak çeyrek finalleri büyük ölçüde garantiledi. Yunanistan Ligi'nde ise Olympiakos Childress'ın etrafında kurduğu kadroyla yıllar sonra şampiyon olabilecek bir kapasiteye sahip.
Childress'ın oyun tarzına bakalım. Hücumda LeBron James kadar etkili olmasa da bence hiç de fena bir hücum oyuncusu değil. Agresif bir yapısı var, potaya gidebiliyor, takım arkadaşlarına boşluk yaratıyor. Childress'ın farkını yaratan ise savunma. Savunmada müthiş mücadele eden Childress ilk olarak çok hızlı, ikincisi ribaund alabiliyor ve üçüncüsü savunmada da çok agresif. Childress Euroleague'de 11 maçta 14.7 sayı-4 ribaund-2 asist ortalamalarına sahip.
2004-2006 tecrübelerini yinelemek istemeyen Amerika için Avrupa'nın en üst düzey takımlarından birinde forma giyen Childress iyi bir alternatif olabilirdi diye düşünüyorum.
Qyntel Woods
Listemizin ikinci oyuncusu için Josh Childress'la karşılaştırırsak 'hücumda daha etkili, savunmada daha etkisiz' diyebiliriz.
'81 doğumlu yıldız 2002-06 arasında NBA'de forma giydi. 2007'de Olympiakos'a transfer olan Woods beklentileri karşılayamadı ve marihuana ile yakalanmasından sonra da takımdan uzaklaştırıldı.
Woods bu sezon ise Asseco Prokom takımıyla anlaştı. Burada takımının üstüste altıncı kez Polonya Şampiyonu olmasını sağladı ve finallerin MVP'si oldu. Woods Euroleague'de ise takımını beklenmedik bir şekilde yukarılara taşıdı. Childress gibi 2.03 boyunda olan Woods takımını ilk tur grubundan çıkardıktan sonra Top16'de çeyrek finale yükselmek için büyük şans yakalayan takımın en önemli kozu durumunda. Euroleague'de şu ana kadar çıktığı 13 maçta 16.5 sayı-6.5 ribaund-2.6 asist ortalamaları hiç de fena istatistikler değil.



