Oynanması gereken ama hiç bir amaç taşımayan maçlar genellikle ya bol skorlu olup show ağırlıklı olur yada inanılmaz şekilde sıkıcı olur. Çin zaten maçtan önce ummadığı bir şekilde 4.üncülüğü garantileyip ilk 16 ya kalmasına kendileri bile şaşırıp majör oyuncularını oynatmayınca onlar için maç başlamadan bitmişti.
Bizim takımda ise klasik beşimizden Hidayet ve Ömer yer aldı. Hidayet’in oynaması son derece doğru bir karardı, çünkü şu ana kadar ritmini bulamıyan tek oyuncumuz olan Hidayet bu maçta fazla dakika alıp ritmini bulması açısından önemliydi. Aynı şekilde diğer tüm oyuncuların belli süreleri alıp turnuvanın ilerliyen maçlarında kullanabileceği oyuncularımızı görmesi açısından Tanjeviç için güzel bir fırsattı.
Çin takımı turnuvada belkide hiç oynatmadığı oyuncularla oynamayı tercih edip takımımızın şu ana kadar en iyi yaptığı icraat olan savunmamız karşısında ilk yarıda sadece 13 sayı atabildi. Bana göre rotasyon oyuncularımız ilk yarı boyunca Oğuz dışında gerekli randımanı vermedi ve bu durum Tanjeviç açısından ilerliyen turlardaki maçlar için kullanabileceği oyuncuları belirlemesi açısından önemli olan bu maç ilk yarıda hiç bir şekilde işe yaramadı. Bu bizim için olumsuz bir durum oluşturdu çünkü ilerliyen maçlarda kullanacağımız oyuncu sayısı ne kadar çok olursa tempomuz ve savunma direncimiz üst düzeyde olur bu da bize maçları kazandırması açısından önemli bir durum oluştururdu.
Milli takımımız açısından ise tek olumlu yanı Oğuz’un hem içeriden hemde dışarıdan ürettiği sayılar karşılığında Tanjeviç’e bende varım mesajı yollamasıydı. Sonuçta çok iyi savunma sonucunda karşılaşmayı 87-40 gibi farklı bir skorla kazanmasını biltdik.