Bundan üç gün önce Zenit deplasmanında 25’te 4 üçlük isabetiyle (% 16) karavana atan Anadolu Efes, Fenerbahçe BEKO karşısında kullandığı 29 üçlükten 14 isabet çıkardı.
Lacivert-Beyazlı takımın bu sezon uzun pozisyonunda sıkıntılı bir takım olduğunu, kısaların gününde olduğu zaman var olduğunu daha önce defalarca dile getirdik. Dün Zenit mücadelesine göre fark yaratan şey, “süre almayan” ya da bir başka deyişle “alamayan” isimlerin verdiği enerjiydi. Sıkıntı, takımdaki bazı oyuncuların “garanti” dakikalarının olması, kenardan gelen (ya da gelemeyen!) isimlerin en küçük hatasının dahi “tolerans” görmemesiydi. Buna dair en “çarpıcı” örnek Buğrahan Tuncer’di. Elijah Bryant’ın hiçbir şey üretmeden sahada kalmaya devam ettiğini, Buğrahan’ın ise en küçük hatasında kendisini kenarda bulduğunu görmüş ve bunu eleştirmiştik. Dün, coach Ergin Ataman’ın rahatsızlığı nedeniyle sahaya baş antrenör olarak çıkan Yakup Sekizkök, Buğrahan’ı hem de Efes’in sıkıntıya girdiği zaman diliminde sahaya sürerek O’na güven duyması karşılığını buldu. Buğrahan, 18 dakika 25 saniye oyunda kaldı ve 9 sayı, 1 ribaund, 3 asistle hem Micic’in (hatta diğer kısaların) üzerindeki baskıyı aldı hem de momentumun yeniden – geri dönmemek kaydıyla – Efes’in eline geçmesini sağladı. Larkin de kritik anlarda devreye girip Buğrahan’la birlikte Micic’in “özgürlük alanını” genişletince Sırp guard Fenerbahçe savunmasının dengesini fazlasıyla bozdu. Zenit maçında 7 top taybı göze batmıştı. Bu maçta da 5 top kaybı ile oynadı. Ama O’nun kadar elinde top kalan hareketli bir oyuncu için bu de çok normaldi. 26 sayı, 4 ribaund, 7 asistle 26 verimlilik puanına ulaştı. Beaubois ve Singleton’ın da standartlarını tutturması, Efes için farklı kazanmaya yetti de arttı bile…
Fenerbahçe BEKO ise son dönemlerin aksine Türk oyuncularından verim alma konusunda bu kez sınıfta kaldı. Üstüne üstlük, Efes’in zafiyet yaşadığı boyalı alanda da Ahmet dışında üretkenlik sağlayabilen tek uzun yoktu dün Sarı-Lacivertliler’in… Booker, maçı “0 çekerek” tamamlarken, Polonara 12’de 2 isabetle (1/8 üçlük) boyalı alandan kaçarak çizgi gerisinden üretmeye çalıştı, olmadı. Singleton neredeyse hiç oyundan çıkmadan olağanüstü gayretle (9 sayı, 9 ribaund, 3 blok, 1 asist) Fenerbahçe uzunlarına üstünlük kurarken, Pleiss da 30 dakikayı 13 sayı, 7 ribaund, 1 asist, 1 top çalma ile tamamlayınca Efes, rakibine göre alternatif sıkıntısı yaşadığı bu pozisyonda bile 2 isimle istediğini aldı.
Tüm yük Guduric ile Henry’nin üzerindeydi… Bu ikili toplamda 45 sayı, 8 ribaund, 5 asistle takımın skor yükünün yarısından fazlasını üstlendiler. Ancak onların yanına koyacak bir isim, özellikle de Türk oyuncular arasından çıkmaması, Efes gibi kapasiteli bir takıma karşı kazanmayı imkansız hali getirdi. Pleiss ve Singleton gibi iki şutör uzunun varlığı, Fenerbahçe’nin, rakip kısaların penetre yollarını yardımla kapamalarının da önünü kesti ki bu da maçı Efes’e hem de farklı bir skorla getiren en önemli detaylardan biriydi. Efes’te Ataman’ın yardımcısı Sekizkök’ün dün baş antrenör olarak yine çok iyi bir sınav verdiğini gözlemledik. O’nun da sahip olduğu potansiyelin böyle bir fırsatla bir kez daha açığa çıktığını görmek sevindirici…
Gökhan Türe