Ömer Aşık “Para pul peşinde değilim, formamı istiyorum” diye haykırıyor ama dinleyen yok. Turgay Demirel – Aziz Yıldırım ikilisi, gencecik çocuğu köşeye sıkıştırmak için burada açıklanması bile yakışık almayacak operasyonlar düzenliyorlar; borazanları aracılığıyla Ömer’i karalayıp yıldırıyorlar ama hepsi yalan, şu doğru: Ömer, hem Fenerbahçe’de, hem de ulusal takımda oynamak için ölüyor, bitiyor… Ben biliyorum: Para, pul konusu hikaye! Evet.. Ömer Aşık, Fenerbahçe Kulübü’ne ihtarname yollamış ama bunun bir tek nedeni var: Ömer, gelecek sezon büyük düşünü gerçekleştirmek için NBA’e gitmek istiyor ve bunu engellemeye çalışanlara karşı hukuki haklarını kullanıyor. Ne desiniz? Suç mu sizce bu?
Çocuk, altı yıl hizmet etmiş Fenerbahçe Kulübü’ne ve bu yıl sonunda kontratı bitiyor. Aziz Bey ise sezon başında Asbaşkanı Mahmut Uslu’nun imzalayıp federasyona gönderdiği 1 milyon dolarlık kontratın gereğini yerine getirmek için Ömer’in 1 yıl daha Fenerbahçe’de oynaması koşulunu öne sürüyormuş. “Ne olmuş yani? NBA’e gitmeyiversin” diyormuş. Daha fazla söze gerek var mı? Buyrun siz karar verin kimin haklı, kimin haksız olduğuna…
Para dedikodularına inanmayın. Konu bu değil! Açın sorun Ömer’e “Kaç para aldın şu altı yılda” diye. Sonra onunla aynı pozisyonda oynayan Semih Erden ve Oğuz Savaş’ın aldıkları paraları öğrenin. Elinizi vicdanınıza koyun ve karar verin: Siz olsanız, sakatlıktan çıkmış bu çocuğa (hiç de hak etmediği) böylesine ağır bir cezayı verir miydiniz? NBA’e gimek istiyor yahu bu sporcu! Büyük düşünü gerçekleştirmek istiyor. Suç mu bu? “Para istemiyorum bırakın play-off’larda Fenerbahçe formasını giyeyim” diyen bu çocuğa yazık değil mi?
Ömer’in duygularını bir kenara bırakalım. Çıkarcı düşünelim: Dünya Şampiyonası’nda bu çocuğa çok fazla gereksinimiz var ve basketbolcular oynamadan form tutamazlar. Fenerbahçe Kulübü Başkanı, Fenerbahçe Ülker’in şampiyonluğu için olmasa bile, ulusal takımımızın başarısı için oynamasına izin vermelidir bu çocuğun… “Federasyon bu işe el koymalı” filan diye düşünüyorsanız yanılıyosunuz. Turgay böyle durumlarda kılını bile kıpırdatmaz. Tek taraflı düşünür, çocuğu yıpratmak için dedikodu yayar ve.. ulusal takımda bir düşman daha kazanır… Biz bu filmi çok izledik. İşte bu nedenle “Turgay’ı boşverin!” diyor ve Aziz Bey’e sesleniyoruz: “Sayın Başkan! Biraz sağduyu lütfen…”