Doğuş ve Birkan’ın savunmasının yanında hücumda sağlayabileceği katkıların önemi belliydi. Ancak Anadolu Efes adına hücumun tek işleyen tarafı Doğuş olunca Fenerbahçe için maç beklediğinden kolay geçti. Doğuş’un doğru katları ve penetreleri Efes adına hiçbir şeyin işlemediği ilk yarıda farkın 20’lerde olmasını engelledi. Doğuş’un ilk yarıdaki performası adeta Russell Westbrook’un şut kullanmayan Türkiye şubesi gibiydi.
JENERİKLİK BLOK
Şutu riske edilen, savunmacısı hep yardıma giden Doğuş, ilk yarı boyunca çok doğru yaptığı topsuz koşularının ödülünü topladı. Topsuz oyun kadar ribaunt kovalayan, penetreyi zorlayan ve penetreler üzerinden pas tehdidi yaratan Doğuş, yıllardır belki de ondan beklenen seviyede bir sekans yakaladı. İlk yarı sonunda Udoh’a yaptığı blok ise yıllarca basketbol programlarının açılış jeneriklerinde yer alacak cinstendi.
Devre biterken mavi yakalı Doğuş’un Efes’te generallik yapması tüm dengeleri değiştirdi. Doğuş üretti üretmesine ancak takımın esas generalleri devreye hiç giremedi. Ne Heurtel ne de Granger inisiyatif alarak Efes’in kontrolü ele almasını sağlayamadı. İlk yarıda Fenerbahçe, savunmasıyla ritimden uzak tuttuğu Efes gard ikilisi sayesinde skorda kontrolü ele aldı. Sarı-lacivertliler ikinci yarıda Doğuş’u riske etmekten vazgeçti. Perdelemelerde sürekli değişen Fenerbahçe savunmasında, herkes adamlarının önünde kalmayı da başarınca maça Westbrook gibi başlayan Doğuş, karşılaşmanın geri kalan bölümünde şut dahi kullanamayarak devre dışı bırakıldı.
Sırf bu yüzden Anadolu Efes adına Diebler’in varlığı çok önemli. O konuya gelmişken; ortada bir Tyus tercihi var. Ahmet Çakı mutlaka maç sonunda Alex Tyus kararından dolayı pişmandır. Ancak pişmanlık duyması gereken konu neden Diebler’i oynattım değil neden Brown’ı kesmedim olacaktır. Derrick Brown’ın final serisi performansı tam bir fiyasko olarak devam ediyor. Önümüzdeki maçta Brown’ın dışarıda kalması sürpriz olmaz. Çünkü Diebler tam bir ara eleman. Gerektiğinde arzulanan savaşı verebilen gerektiğinde ise sorumluluk alıp skoru üstlenebilen ve bu süreçte de topu ille de elinde istemeyen tipte bir oyuncu. O yüzden Çakı, Diebler tercihinde ısrarcı olacaktır. Özellikle de Brown, Cedi ve Furkan’dan istediği katkıyı alamadığı için.
VE FENERBAHÇE…
Topa baskıyı bu kez çok çabuk kıran Fenerbahçe 1-2 hata dışında baskıya karşı çözüm üretmiş durumdaydı. Tabii bunda 2 gün arayla oynanan maçları hesaba katmakta fayda var. Her ne kadar Efes 9-10 oyuncuyla oynayıp, Fenerbahçe ise rotasyonunu 8 oyuncuyla kursa da Efes’in harcadığı enerji rakibine oranla çok daha fazlaydı. Serinin geride kalan bölümünde enerji olarak daha üst seviyede olan hep Efes’ti. 4. maçta ise böyle bir farktan bahsetmeye ihtimal yoktu. Hal böyle olunca Fenerbahçe’nin hücum akışkanlığı aradaki fark oldu. İlk yarıdaki 17 basket 12 asist üzerinden geldi. Maç bittiğinde ise o rakamlar 34 ve 23’tü. Yani Fenerbahçe basketlerinin %67’sini asist üzerinden üretti. Efes, enerji eksikliği sebebiyle Fenerbahçe’nin hücum aksiyonunu hiç bozamadı.
Vesely’nin sadece 14 dakika oynayıp verim sağlayamadığı maçta Fenerbahçe’nin ağır işçisi olan Kaliniç maçın gidişatını belirledi. Unutulmayacak bir ilk yarı oynayan Doğuş maçı 15 sayıyla tamamlarken, verimini 28 dakikaya yayan Kaliniç ise maçı 16 sayıyla tamamladı. Ve hiçbir anda skoru sürükleyen isim olmadı , hep gereğini yaptı. İki takım arasındaki fark da buydu. Dixon, Datome ve Sloukas’ın hazırladıkları pozisyonlarda bitirici olarak yer alan Kaliniç, Heurtel’den Dunston’a kadar tüm Efes oyuncularının savunmasında başarı sağladı. O savunma başarısını sağladıkça giren ya da girmeyen şutların önemi ne takım arkadaşları adına ne de taraftar adına önem teşkil etmedi. Bu özgüvenle kullandığı 8 şutun 6’sında başarı sağladı.
DIXON 25 YAŞINDA OLSA
Datome ise dinlendiği 2. maçın ardından çok iyi döndü ve şeride 3-1 öne geçilmesinde kritik rol oynadı. Zor şutları o kadar kolay hale getiriyor ki savunmasındaki oyuncuları oyundan düşürebiliyor. Cedi seri boyunca buna bir örnek olarak gösterilebilir. Bir başlık da Bobby Dixon için açılması gerekiyor. Oyununu sezon başından bu yana o kadar olgunlaştırdı ki Obradovic’le yolu 4-5 sene önce kesişse neler olabilirdi diye düşünüyor insan.
Takımda düzen dışında top kullanma hakkı olan iki isimden biri olmasına rağmen seçtiği şutlardan %75’i doğru tercih oluyor. Bu da takımın savunmada dengesiz yakalanma ihtimalini ortadan kaldırıyor. Hatta sezon başında en büyük handikap olarak görülen Eurolig seviyesinde defans konusunda bile kendini çok geliştirdi. Bogdanoviç çok fazla cilalı iş yapmasa da görevini yerine getirdi. Udoh da keza kendisi için sıradan bir maçı geride bıraktı -14 sayı, 6 ribaunt –
Listenin en tepesinden aşağısına inene kadar sarı-lacivertli takımda o kadar doğru şeyden bahsediyoruz ki, iki takımda da mavi yakalıların yıldızlaştığı bir maçta bu kadar fark olmasının nedeni açıkça belli oluyor. Generaller işlerini yapmazlarsa Doğuş’un harika ilk devre perfomansı anlık olarak kalır ve sonu gelmez. Sonrasında ise ustanız size döner ve işçisin sen işçi kal, giy der tulumları…
(Fotoğraflar: Anadolu Efes ve Fenerbahçe resmi site)