Kaya’yı gördüm, Fenerbahçe tişörtüyle… Öncelikle yakışmış.
Şık durmuş Kaya’nın üstünde. Formasını giyince de yakışacaktır. Çünkü Fenerbahçe forması çok büyüktür! Kolay doldurulamaz içi. O formanın altından niceleri gelip geçmiştir. Bir ruhu vardır. Ve tabii ki gücü… Sadece Sarı-Lacivert meselesi değildir bu… Galatasaray’ı da Beşiktaş’ı da ve tabii ki Trabzonspor’u da aynen Fenerbahçe’ninki gibi büyük formalardır…
Ama…
Yapma be Kaya… Fenerbahçe TV’nin programına çıkmışsın… Transferini anlatmışsın. Amerika dönüşü ‘jet lag’ mıydın bilmiyorum ama anlatmışsın cephenden durumları… Akıllardaki soru işaretlerini pek de girmemişsin. Ya da girdirilmemişsin…
Eyvallah buraya kadar… Transfer en özgür hakkındır istediğin yere gidersin.
Ancak…
Ya Kaya nedir o 1980’lerden kalma futbolcu söylemleri… Memlekette darbe olduktan sonra bireysel yırtmanın iki yöntemi vardı. Topa vurabiliyorsan futbolcu olma, sesin ufaktan kurtarıyorsa şarkıcı olma… 1980’lerde kaldı senin bugünkü söylemlerin… O zamanlar söyleniyordu. Bir güzel tribününü yapmışsın… ‘Yıllardır rakibi olduğun için Fenerbahçe’nin taraftarının gücünü biliyormuşsun’. Taraftarın desteği olduğu sürece rakibinin gücünün önemi yokmuş senin için. Taraftarla mı oynayacaksın Kaya? Meğer ne de yalnızmışsın yıllardır taraftarsız takımlarda oynadığın için… İçten içe bu zorlukla mücadele ediyormuşsun. Zormuş işin epey o zamanlar şimdi ise epey kolaylamışsındır diye umuyorum.
Fakat…
Ya Kaya sen ‘taraftar’ diyorsun ya. Fenerbahçe taraftarı şu ‘Tanjevic-Uslu-Yıldırım’ kızgınlığından eli o koltukları ne zamandır boş bırakıyor. Bu kadar görmez bakıyordun oralara. Senin Efes Pilsen’de tribünleri polisler dolduruyordu ya Fenerbahçe’ninki de öyleydi. Sen bence işi futbol taraftarıyla karıştırıyorsun. Üstelik Fenerbahçe’nin taraftarlar sitelerini de belli ki karıştırmamışsın. Orada da yıllara dayanan bir isyan var. Yani senin en büyük gelme nedenin olan taraftarlar, gelmiyor epey zamandır… Aydın Ağabey geldi diye oralar dolacak. Çünkü o taraftarlar Aydın Ağabey’e yapılanlar nedeniyle o koltukları doldurmamıştı. Sonrasında da orta parmağını sağa-sola savuran garip bünyeler oturmuştu koltuklara… Onlar da zaten ne Fenerbahçe’yi ne de basketbolu temsil edebilecek edepteydi…
Amma ve lakin…
Dilimizde tüy bitti, şu bizim parkeleri zannetmeyin yeşil çimen diye. Ama Kaya çıkıyor, futbolun en klişe en basit en sıradan en tribüne oynayan ifadeleri varsa döküyor ortaya. Sonra o tribünlere orta parmağını gösterenler doluyor. Neyse Kaya, ‘her seçiş bir vazgeçiştir’.
Zaman gösterir doğruları, yanlışları… Umarız sen verirsin formanın hakkını. Milli takıma kadar yükselirsin eskisi gibi.



