15 Kasım 2024, Cuma
spot_img
Ana SayfaDİĞERARŞİVPlana sadakat / ÜMİT AVCI

Plana sadakat / ÜMİT AVCI

Galatasaray ilk iki maçın aksine çok daha inanmış, saldıran bir takım olarak çıkmıştı Abdi İpekçi'ye… Tecrübe avantajı olduğunu vurguladığımız Fenerbahçe Ülker'de ise Ömer Onan dışındaki oyuncular sanki ilk kez böyle bir atmosferde oynuyor gibiydi.
Sarı-kırmızılılar'ın hem boyalı alanda üstün olduğu, hem de dışarıdan şut soktuğu bölümde, oyundan kopmamalarını sağlayan isim de zaten bir tek Ömer'di. Takımının ilk çeyrekte attığı 21 sayının 15'ini bu oyuncunun üretmesi zaten bunun göstergesi. Ancak onun çılgınca şut atmasına karşın, Ermal'i devreye sokan Galatasaray, istediği tempoyu bulan ekipti.
Galatasaray'ın ilk iki maçtaki aksayan yönlerinden birisi, kısalardan katkı alamamış olması ve ribaunt problemiydi. Ancak çok iştahlı bir şekilde maça giren Cim Bom, devre sonunda, özellikle hücumda olmak üzere ribauntlarda çok öndeydi.
8'e 1 hücum ribaundu üstünlüğü kuran ve devre sonunda rakibine 10 top kaybı yaptıran Galatasaray, 10 kez daha fazla hücum etmesinin avantajıyla 50 sayıya ulaşmayı bilmişti. Çünkü bu kez forvetleri Caner, Haluk, Shipp ve Evren'den de aldığı katkı üst seviyedeydi.
Dört kısa Cim-Bom’a yaradı
İkinci yarıda Shumpert'ın sakatlığı sonrasında Galatasaray'ın zorunlu olarak daha da kısalması, Fenerbahçe için bir avataj olabilirdi. Zaten Spahija uzun süre 2 uzunlu sistemi bozmadı, topun sürekli içeriye geçmesini istedi. Hırvat hoca bu talimatını her hücumda tekrar etse de, Fenerbahçe'nin guardları sürekli oyunu dışarıda kurma yoluna gitti, ama şutlar girmedi. Rakibin alan savunmasının direncini artıran bu seçimler, sonunda sarı-lacivertliler'in de 4 kısaya dönmesini sağladı. Burada da amaç Tomas'ı potaya yakın oynatmak ve savunmacısı Tutku'ya olan fizik avantajını kullanmaktı, ama Fenerbahçeli oyuncular bunu da yapmadı! Yani rakibin handikapını kullanamadı. Ermal'in olağanüstü oyunu da 4 kısalı sistemde, Galatasaray'ın maç öncesi dezavantajlı göründüğü boyalı alanda üstünlük kurmasının ana nedeniydi.
Galatasaray ise çok daha bilinçli hücum etti, sürekli Jasikevicius'un üzerinden hücum ederek skor bulmayı bildi. Yani coachlarının planını daha iyi yerine getiren takım, salonu galip terketti.
Şimdi çok daha inançlı bir Galatasaray ile işini riske atmak istemeyecek ancak baskıyı da hissedecek bir Fenerbahçe izleyeceğiz. İkisinin de yapması gereken o kadar net ki, hangisi ödevini iyi yaparsa onu alkışlayarak salondan göndereceğiz.

BENZER HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -spot_img

Son Haberler