KÜÇÜK sütunların ‘kendi kendine’ yazarı Ahmet Kurt gene kızacak; “Ünal Özüak ‘ben demiştim’cidir, tribünlere oynuyor. Orhun Ene’ye yaptığını şimdi Oktay Mahmuti’ye yapmaya çalışıyor. Vur popülere, sen de popüler olursun taktiğidir bu” diyerek Sasha’layacak ama kapaktan söyleyeyim; Vujacic babasının showroom’unda gibi oynarsa, Anadolu Efes bugün Cimbom karşısında üzülür.
Kurt ve benzeri ‘pozitif enerjici’ moral yazarları; arkadaşları Ene’yi kayırma adına, çaylak koçun beceriksizliği yüzünden Avrupa ve Olimpiyat hezimetlerimize sebep oldular. Şimdi hezeyanlar içerisinde, haklı çıkmama kızıyorlar. Tribüne oynamayı bilmem ama burada tribüne, milyonlara yazarken derdim; basketbolu geniş kitlelerce anlaşılır hale getirmek. Ona yanlış yapanları kamuya teşhir etmek.
İkon anlamam, taşlarım
Yapmış olmak adına rotasyon (avuç avuç adam değiştirme) yapan koça ‘momentumu (maç gidiyor bu arada) tutma önlemi alan’ büyük adam alkışı tutarak, modern yorumcu kisvesine bürünen, basketbolu kitaptan öğrenmiş bazı genç ‘skolastik bilgi sahibi (!) arkadaşlar’ basketbol herkesçe anlaşılabilir hale geldiğinde ‘çok bilmişliklerini’ ve işlerini kaybetmekten korkuyor. ‘Ne kadar anlaşılmazsan o kadar büyüksündür’ pozu bu. Abdurrahman Çelebiler, ‘kral çıplak’ diyen çıkmadığından vaziyeti idare ediyorlar.
Efes favori ama…
Bugünkü maça, ‘Efes nasıl yenilmez?’ diye bakmak lazım. Medical Park Galatasaray 10 maç yapsa, bu yaldızlı kadroyu kağıt üstünde yenemez. Ama Maccabi maçındaki ‘kendini çaresizliğe mahkum etmiş’ Efes’i 10 kere üst üste yenebilir. Nişanlısı Maria Sharapova’nın sporuna özenmiş Vujacic, backhand, forehand vuruşlarla, tenis oynar gibi potaları döverek yamultmaya çalışırken, diğer bellboy’lar ona servis yaparlarsa maç Cimbom’undur. 8 senelik NBA ortalamasi 6 sayı olan adama sanki süper skorermiş gibi 14 üçlük sallatma lüksünün bedelini takıma ödetmemek gerek… Bu Vujacic’e D-Will’in ayakkabısını bile bağlatmazlar! Savanovic’i ‘sıfırcı’, Ilievski’yi ‘potaya bakmaz’, Batista’yı ‘şaşkın’ hale çevirmek büyük ustalık (!) ister. Koç Ufuk Sarıca, İlyasova ile Savanovic’i birbirinin yedeği halinden çıkarmazsa ikisini de kaybedecek.
Bul potayı al puanı
Sanki diğeri farklı mı? ‘Sokacak atıcıyı bulma oyunu’ değil basketbol oynuyoruz. Her iki koç da bu lafı soyunma odasının duvarına asmalı. Çakılı kalın pivotsuz sokak basketbolu oynamakta ısrarlı, artık bu kadrosuyla da bir anlamda buna mahkum çekirge Mahmuti’nin bu kez de sıçraması, Sarıca’nın, onun istediği ‘koş koş at’ ritminde oynamasına bağlı. Hem belini atıcıya bağlıyor hem de eli sıcak adamı çekip yanına alıyor Mahmuti. Shumpert’ı kendi haline bıraksa yakacak ortalığı.
‘Bul potayı al puanı’ maçında iyi seyirler.