Anadolu Efes, artık işin şansa bırakılamayacağı, hiçbir rakibin hafife alınamayacağı ve yine “hiçbir maçın bitmeden kazanılamayacağı” gerçeğinin hayata geçtiği Top 16 macerasının ilk durağına rastlayan derbide ciddiyetten ve savaşımdan bir an olsun ödün vermeden kazandı.
Efes'te ilk tura göre Galatasaray Medical Park karşısındaki en dikkat çekici detay, “takımdaki herkesin çöpçülüğe soyunup, generalliği tamamıyla bir kenara bırakmış olmasıydı”. Tarence Kinsey'nin sezon başındaki çizgisine yaklaşmasıyla saha içi savaşım bir gömlek yukarı taşınırken, Sasha Vujacic'i de belki de geldiği günden bu yana ilk kez bu kadar savaşçı ve caydırıcı bir savunmacı rolüyle izledik. Shipp'e nefes aldırmayan Sloven yıldız, hücumda da gerektiği anlarda sorumluluk alıp, yerinde ve zamanında imdada yetişip “sıfır forse” ile kusursuz bir maç çıkardı. Kerem Tunçeri belki şut yüzdesi açısından (1/12) düm akşam gününde değildi ama saha içi organizasyon yine onun oyunda olduğu bölümde en verimli sürecini yaşıyordu (4 ribaund, 7 asist). Yeni transfer Lafayette de onu dinlendirmede ilk maçı ve 1-2 gereksiz zorlama atışı olmasına rağmen genelde (4 asist) faydalı olabileceğini gösterdi.
Ancak Efes'te öyle bir isim vardı ki, dün alkışı diğer tüm takım arkadaşlarından fazlasıyla hak etti. Dusko Savanovic, oyunun ilk 6 dakikasına sığdırdığı 4 üçlükle takımının belki de maçın sonuna kadar koruyacağı skor avantajının yaratıcısı olarak sivrildi. Sırp power forvet, gerek ribaundlardaki yer tutuşu (Tanrı vergisi), gerek oyunu okumadaki becerisiyle göz kamaştırdı. 16 sayı, 17 ribaundla double double yaparken, Efes'in Final-Four yürüyüşünde bayrağı taşıyacak “gizli lider” olabileceğini de ispatlamış oldu.
Anadolu Efes'te dün göze hoş gelen diğer bir detay, savunma direncinin 40 dakikaya yakın aynı düzeyde seyretmesinin yanında hücumda çözüm üretmedeki beceriydi. İlk yarıda 7/17 üçlük yüzdesi, ikinci devrede yerini 1/10'a bıraksa da Barac ve Batista ile pota altında devam eden üretkenlik ve savunmadaki istikrar zor maçı kolaya dönüştüren faktörlerdi. Ancak tüm bu olumlu görüntüye rağmen pota altında hissedilen eksiklik ileriki maçlar için tehlike arzetmeye devam ediyor. Ermal'in bir an önce dönmesi, boyalı alanda sayzlı rakiplere karşı oluşabilecek handikapları aza indirebilir. Önümüzdeki hafta oynanacak CSKA Moskova maçı bu anlamda belirleyici olacak.
Galatasaray Medical Park'ta ise uzun pozisyonundaki eksikliğin yanına bir de Tutku Açık'ın zamansız rahatsızlığı eklenince, Lakovic'in istikrarsızlığı ve Ender'in form kaybıyla Sarı-Kırmızılılar'da tüm yük Lucas'ın üzerine bindi. Savovic uzun pozisyonuna ilaç olacak derken hastalanıp devre dışı kalınca Efes, Cimbom'un “yumuşak” pota altında istediği gibi cirit attı. İçeriye yardım geldiğinde de cezayı Efes'in dış atıcıları hemen kestiler. Aynı ceza atışlarında ise Galatasaray 3/18 (% 17) gibi berbat bir çizgide seyredince onlar için yapacak fazla birşey kalmadı. Sezon başındaki form düzeyi takım halinde düşüşe geçen Cimbom için artık Top 16'nın ötesi bu görüntüde rüyadan da öte…



