Basketbolda da, iş hayatında hatta sosyal hayatta sık kullanılan bir tabir vardır. “Nasıl başladığın değil, nasıl bitirdiğin önemli”. Türkiye Kadınlar Basketbol Liginde bu hafta alınan “bazı” sonuçları görünce bu sözün ne kadar anlamlı olduğunu ister istemez yine hatırladık.
Basketbolda takım kurmak, takım olmak, takım yönetmek kolay bir iş değil. Bugün en düşük bütçeli bir takımın maliyeti “milyon” liralardan başlıyor.
Böyle bütçeleri yöneten kulüplerin takımlarının ortaya koydukları oyun kalitesini, profesyonellik seviyesini, oyuncuların kariyerlerini üst üste koyduğumuz zaman, “işlerin çoğu yerde doğru gitmediği” izlenimi uyandıran görüntüler ile karşılaşıyoruz.
Sezon başında yaptığı yatırım ve kurduğu kadro ile “4.'lüğü zorlar, en az 5. sırada yer alır” denilen kulübümüz adeta play-off’a girmemek için mücadele ediyor bir konumda.
Diğer bir açıdan yaklaşırsak, sezon başı bütçesi ve sonrasında yapılan transferler ile harcadığı para Euroleague Women boyutlarında 8’li Finalde olmayı gerektiren bir kulübümüz ligde kalmayı büyük ölçüde garantilediği için sevinç içinde.
Yine bir başka örnek, sezon başında değil son bir aya kadar “çifte kupa” hedefi ile yoluna devam eden sezonun “yatırım liderlerinden” diğer bir kulübümüz evinde bütçe ve rotasyon olarak 2 misli kuvvetli olduğu rakibine, adeta bir“BİTSE DE GİTSEK” havası içinde, maçın hiçbir yerinde var olmadan farklı yenilmeyi başarıyor.
Sezon başında sert savunması, tempolu oyunu ile Euroleague takımlarını yenebilecek performans seviyesinde olan bir başka kulübümüz ise sezon sonunda, yabancı oyuncularından aldığı verimi ve takım olma havasını kaybedip düşme hattının en az şansa sahip kulübü oluveriyor.
Elbette bu örneklerin yanı sıra, Euroleague Kulüplerin yanı sıra, gerek finansal koşullar, gerek takım içindeki sorunlara rağmen mücadeleden kopmayan, imkanları, bütçesi ve oyuncu kapasitesi çerçevesinde saygı uyandıran basketbol oynayan, güçlü takımları zorlarken iyi basketbol sergileyen kulüpler de var.
Bu köşenin değerli takipçileri yukarıdaki paragraflarda betimlenen kulüplerin hangileri olduğunu, hangi kulüplerin ise potansiyelleri kapsamında “iş” yaptıklarını en az benim kadar biliyor. Dolayısı ile kulüp ismi vererek “malumu” bir kez daha ilan etmeyi ben anlamsız buluyorum.
Açıkçası hayatta ne yaptığınız, hangi sonucu aldığınız kadar nasıl yaptığınız da önem taşıyor. Bu nedenle gelecek senenin planlarının yapıldığı bu günlerde “karar vericilerin” geçmişten daha çok ders alarak hareket ediyor olması gerekecek.
Bu gerçekleşmez ise “basketbolun asıl sorunu “iş”ten anlamayan yöneticilerdir” mottosuna inananların sayısı, bu satırların yazarının da katılımı ile en az bir kişi daha artmış olacak.
HAFTANIN ÖNEMLİ NOTLARI
Galatasaray Odeabank KASKİ maçının KASKİ Euroleague sınavı nedeni ile lig sonuna ertelenmesi beklenen bir karardı. Bu maç muhtemelen sezon sonunda oynanacak.
Beşiktaş’ın deplasmanda İÜBGD karşısında kırk dakika boyunca üstün oynadığı maçı, organizasyon kalitesi, yabancı oyuncularının verimi, topu iyi paylaşması sonucu farklı sayılacak skorla kazanması haftanın önemli sonuçları arasında yer aldı. İÜBGD bu temposu ile play-off’ta aşağıdaki kulüplerin “eşleşmek” için adeta ne yapacağını şaşırdığı bir görüntü sergiledi.
Mersin BŞB’nin, play-off “eşleşmeleri”nin belirlendiği haftalarda, evinde Konak Belediyesi karşısında kaybettiği maç belki de ligden düşecek takımı belirleyecek önemde olması bakımından dikkat çekiciydi. Adeta can havli ile oynayan Konak Belediyesi’nin bu ivme ile önündeki iki maçı da kazanması artık sürpriz olmayabilir.
Sezona hem geç hem sorunlarla başlayan Ordu Spor bütçesi ve kadrosu kapasitesinde sonuçlar alarak “düşme adayı” konumundan play-off adayı kulüp haline gelmenin mutluluğunu yaşıyor olsa gerek. Bu hafta ligin sert ve mücadeleci diğer bir ekibi olan Canik Belediyesini zor da olsa mağlup eden mor beyazlılar play-off çizgisinde kalmaya devam ediyor.
BOTAŞ Antakya deplasmanında kazanarak geçen hafta evinde aldığı Mersin BŞB yenilgisini bir ölçüde telafi etmiş oldu. U20 Milli oyuncuların skora katılımı, omuz sakatlığından dönen 21 yaşındaki yetenekli forvet Büşra Akgün’ün süre alması kırmızı beyazlılar için sevindirici detaylardı.
Fenerbahçe ise Euroleague maçı nedeni ile TED Ankara Kolej maçını Pazartesi günü muhtemelen siz bu satırları okurken oynuyor olacak. Bu maçta da sarı lacivertlilerin rotasyonda yer alan tüm oyunculara, özellikle gelecek senelerde forma verecekleri gençlere süre vermeleri bir sürpriz olmayacak.