Fenerbahçe BEKO, Basketbol Süper Ligi Play-Off final serisinin dördüncü maçında Anadolu Efes’i uzatmada yenerek 3-1’lik skorla şampiyonluk kupasını müzesine götürmeyi başardı.
Deplasmanda farklı kazandığı iki maçın ardından iki gün önce rakibine son saniye basketiyle kaybeden Sarı-Lacivertliler için dünkü galibiyet de kolay olmadı… Hem de 11-0’lık seriyle müthiş başlayıp, ikinci periyodun başında farkı 20’ye (32-12) tırmandırmasına karşın zorlu rakibinin direnişiyle yine çok zor bir sınavdan geçti Kanarya… Efes, ilk iki maçı hiç de final havasında oynamadan Fenerbahçe’ye çok kolay teslim olmuş, özellikle de 31 sayı farkla biten ikinci maçın ardından tüm kamuoyunda “seri Ülker Arena’daki 3. maçta biter” görüşü hakim olmuştu… Lacivert-Beyazlılar, serinin o üçüncü maçında gösterdiği müthiş direnişle ayakta kalmayı başarıp, oyunu son topa kadar getirip, Larkin’le kazanmayı da başarmıştı. Dünkü oyuna, tıpkı ilk 2 maçtaki gibi “kararlı” başlayan taraf ise F.Bahçe idi. Sarı-Lacivertliler, tıpkı ilk 2 maçta olduğu gibi iyi savunmayı tempolu hücum ve yüzdeli oyunla birleştirip, 13 dakika içinde 20 sayılık farkla ulaşmıştı bile… Ancak ardından Efes’in uykudan uyanması, savunmayı hatırlayıp, Sarı-Lacivertliler’i üst üste top kaybına zorlaması ve oyundan düşürmesi ile momentum yine el değiştirdi. Bu kez Efes, Bryant önderliğinde farkı erittikçe eritti. Jasikevicius fark erimeye başlarken ilk molayı zamanında almıştı. Ancak ikinci mola için farkın 4’e kadar erimesini bekledi, devre sonunda skor 36-33’e gelmişti.
Üçüncü çeyrekte iki takımın da önceliği savunma olunca ve yine iki takım da bunu iyi uygulayınca oyun kıran kırana bir mücadeleye dönüştü. Bryant, Willis ve Beaubois ile kontrolü elinde tutan Efes, son periyoda 52-51 önde girdi. Son çeyrekte savunma direnci öyle bir seviyedeydi ki iki takım da birbirine adeta duvar ördü. Fenerbahçe’yi Tarık ayakta tutarken, Efes, yine son topta maçı kazanma noktasına getirdi. Larkin’in üçlüğü çemberden dönerken, ribaunu alan Doğuş’u Papagiannis son anda bloklayınca 64-64’lük skorla uzatmaya gidildi.
Uzatmaya kadar hiçbir varlık gösteremeyen Fenerbahçe’nin yıldız ismi Nigel Hayes Davis sazı eline aldı. ABD’li forvet, 5 dakikaya tam 14 sayı sığdırdı ve Kanarya 16-8’lik uzatma skoruyla maçı 80-72 kazanıp 11. lig şampiyonluğuna imza attı.
JASIKEVICIUS DOKUNUŞU
Sezon ortasında coach Dimitris Itoudis ile yolları ayıran Fenerbahçe BEKO, bu kritik hamle sonrası Jasikevicius’u göreve getirmekle ne kadar doğru bir karar verdiğini sezon sonunda tüm meyveleri toplayarak göstermiş oldu. Bu bağlamda Jasikevicius kadar bu hamleyi yapan GM Derya Yannier’i de risk alarak yaptığı bu hamleden dolayı kutlamak gerek… Jasikevicius da oyuncu olarak şampiyonluk yaşadığı Sarı-Lacivertli camiada coach olarak da aynı başarıyı tekrar etti. Sadece ligi değil, Türkiye Kupası’nı da kazanan Litvanyalı coach, Kanarya’yı Euroleague Final-Four’una da taşımayı başararak “kendi kurmadığı bu takımla” hayalleri gerçeğe dönüştürdü… Helal olsun…
Nigel Hayes Davis gerçekten özel bir oyuncu… Kendini hep geliştiren büyük bir profesyonel… Ama Nick Calathes’e ayrı bir parantez açmalı… Gözden çıkarıldığı, kendisine kulüp aradığı anda üst üste gelen sakatlıklarla “gitme, dur” denilen ve tekrar formayı sırtına geçiren, hiç kimseye küsmeden takımı için sezon boyunca elinden geleni hatta fazlasını yapan, Türkiye Kupası’nda da, Final-Four’da da, lig şampiyonluğunda da büyük katkısı olan Yunan guard, Fenerbahçe tarihinin unutulmazları arasındaki yerini aldı… Monaco ile anlaşmış olması eminim her iyi Fenerbahçeli’nin kalbinde bir sızı, ağızlarda buruk bir tad bırakmıştır… “Keşke kalsaydı” diyen de çoktur; eminim… Ben de bunlardan biriyim… Umarım yeri, O’nu aratmayacak düzeyde oyun görüşüne ve karaktere sahip bir oyuncu ile dolar… Kalplerdeki yeri dolar mı; işte o zor… Yolun açık olsun Nick, The Bald Eagle!..
FENER’DEN BASKETBOL ŞOV!
Fenerbahçe Kulübü, basketbolda müthiş bir sezon geçirdi… Erkeklerde Türkiye Kupası’nın ardından gelen Final-Four ve lig şampiyonluğu, kadınlarda hem Türkiye Kupası, hem lig ve hem de Euroleague şampiyonluğu ve tekerlekli sandalye basketbolunda da lig ve Eurocup şampiyonluklarını müzesine götürmeyi başardı Sarı-Lacivertliler… Ve Fenerbahçe’nin sadece bir futbol kulübü olmadığını, birçok branşta zirveye oynayan, zirveyi yakalayan, olimpiyatlara en çok sporcu yollayan, Dünya’nın en büyük spor kulüplerinin başında geldiğini bir kez daha kanıtladı. Gerçekten hiç de kolay bir başarı öyküsü değil bu… Ve her yıl çığ gibi büyüyen, göz kamaştıran, Fenerbahçeli olmayı ayrıcalıklı kılan… Gönülden tebrikler Fenerbahçe…
Dünya’nın en büyük spor kulüplerinden biri değil en büyüğü zira bu kadar çok branşta üst düzey mücadele eden,uluslararası başarıları olan oyuncular yetiştiren başka bir takım yok…