18 Ekim 2024, Cuma
spot_img
Ana SayfaNBANew York'ta meydan muharebesi / İsmail Durlanık

New York'ta meydan muharebesi / İsmail Durlanık

New York Knicks-Miami Heat maçı dış şutların hedefini bulamadığı bir karşılaşma oldu. Heat, % 33 oranla 39'da 13 üç sayı isabeti buldu. Knicks ise %20 ile 34'te 7 üç sayıda kaldı. Kaçan şutlar iki takımın da boyalı alana yönelmesine yol açtı. Sonuçta dar alanda ve düşük tempoda oynanan, savunma sertliğinin üst düzey olduğu bir 48 dakika izledik. Miami 8, New York 13 top kaybı yaptı. İşçinin ve emekçinin gününde İki takımın çabasına saygısızlık etmek istemem ama biraz estetik fena olmazdı. Miami Koçu Eric Spoelstra'nın maçın ardından yaptığı, “sonraki maçların kafes dövüşü şeklinde geçmesini bekliyorum” açıklaması, sahada gördüklerimizle uyumlu oldu.

Miami takım halinde daha iyi olan taraftı. Butler 43 dakika oyunda kaldı. 25 sayı 11 ribaunt ve ayağı burkulduğu için son dakikalarını sakat sakat oynadı. Yarı insan yarı tanrı mitolojik bir varlık olduğunu düşünüyorum. Yorulma, pes etme, sakatlanma gibi insani özellikleri yok. Allah nazardan saklasın. Büyük emekçi. Kyle Lowry çift yönlü şahane oynadı. Gabe Vincent hücumda etkili oldu. Caleb Martin, Kevin Love ve Bam Adebayo iyi oynadı. Ancak Adebayo hücumda daha aktif olmalı. Max Strus fena değildi.

Knicks cephesinde Jalen Brunson ve R J Barrett dışarıdan felaket, boyalı alandan çok iyi oynadı. Julius Randle'nın yokluğunda süre bulan Obi Toppin gayet iyi oynadı. Üç sayılarda takımın en iyisi oldu. Josh Hart bekleneni verdi. Mitchell Robinson ribauntlarda etkili olmasına rağmen gene bitirmekte zorlandı. 5'i hücum 14 ribaund almasına rağmen 7 sayıda kaldı. New York ilk yarıda üstündü. Ancak 2. yarı Heat'in sertliğine karşılık veremediler. Diğer maçlarda da bu şekilde dar alanda oynanırsa, iyileşmesi halinde Julius Randle dengeleri bozan oyuncu olur. Orta mesafe ve üç sayılarla gömülen savunmayı cezalandırabilir. Knicks üç sayı atmadan böyle fizik fiziğe oynamaya devam edemez. Çünkü bu Heat'in oyunu. Bir yere kadar baş edip sonunda kaybederler. Tıpkı ilk maçta olduğu gibi. O nedenle Tom Thibodeau takımının şut sokmasının bir yolunu bulmalı.

Miami, Madison Square Garden'dan maç çalmayı başardı. Şayet Jimmy Butler'ın burkulan ayağı engel olmazsa bu Heat daha fazlasını da yapabilir.

Resim

Jokic'e gerek kalmadı

Denver-Phoenix ilk maçta beklediğim çekişmeyi bulamadım. Maçın başında kontrolü ele alan Nuggets güle oynaya galibiyete uzandı. Denver rakibinin iki katından daha fazla üçlük isabeti buldu. Üstelik daha iyi yüzdeyle. Denver %43 isabet oranıyla 16 üçlük atarken, Phoenix %30'la 7 üçlükte kaldı. Hücum ribauntlarındaki 16-8'lik Denver üstünlüğü galibini belirleyen diğer faktör oldu. Nuggets bolca ikinci şans sayısı buldu. Hem dışarıdan bu kadar üstün hem de boyalı alanda bu kadar hakim olursanız maç sizin için kolay geçer. Nitekim öyle oldu. Denver son dakikalarını yedeğin yedeği kadroyla oynadığı maçı 18 sayı farkla kazandı. Phoenix'te Durant ve Booker ikilisine hücumda destek gelmedi. İlk tur maçlarında skor katkısı veren Torrey Craig bu defa 3 sayıyla duvara tosladı. Phoenix böyle iki kişiyle hücum edecekse Durant ve Booker en az 50'şer sayı atmalı. Aksi takdirde kazanmaları çok zor.

Denver'da Jamal Murray çok iyi oynadı. %60 yüzdeyle 6 üç sayı isabeti buldu. Aaron Gordon yüksek skor üretti. İşler o kadar yolundaydı ki, Jokic'e fazla ihtiyaç olmadı. İlk maçın görüntüsü Suns adına endişe vericiydi. İlerleyen maçlarda bir tepki vermelerini bekliyorum. Özellikle Durant böyle kolay teslim olacak karakter degil. Chris Paul tamamen şuta dayalı oynamaya başladı. Ancak yüzdesi düşük. Deandre Ayton'un temastan kaçarak oynaması takıma zarar veriyor. Bir pozisyonda Jokic iki üç defa hücum ribaundu alıp sonunda bitirirken Ayton hemen önünde olan pozisyonu sadece izledi. Biri bu arkadaşa görevleri arasında boyalı alanı savunmanın olduğunu hatırlatmalı. Temastan kaçarak pivot pozisyonunda oynayamazsınız. Monty Williams'ın yaklaşımını bazen sert buluyorum ama bu tür hallerine tahammül etmek zor. Ayton yetenekli oyuncu. Daralan rotasyonda çift yönlü daha iyi katkı yapmalı. Ancak umrunda değilmiş gibi davranıyor.

Resim

Jack is back

Lakers beklediğim gibi Memphis'i yenerek seriyi kapattı. Mor sarılılar genç rakibinin koşmasına izin vermedi. Boyalı alanı da iyi savununca 40 sayılık farkla turu geçti. Lakers'da Russell ve LeBron skorda öne çıktı ama ben Anthony Davis'i çok beğendim. Seri genelinde olduğu gibi şahane savunma yaptı. 4.5 blok ortalamasıyla oynadı. Ja Morant'a arkadan yaptığı blok çok güzeldi. Davis sağlıklı ve istekli olduğunda büyük güç. Yere düştüğü anlarda “öldüm bittim” moduna girdiği oluyor gene. Bu anlarda LeBron onu sertçe ayağa kaldırarak 'big man' olduğunu hatırlatıyor.

Benim için galibiyet kadar güzel olan Jack Nicholson'u yeniden ön sıradaki koltuğunda görmek oldu. Üç yıl aradan sonra yeniden büyük aşkı Lakers'la buluştu. Umarım sağlık sorunlarını tamamen aşar ve onu ait olduğu ön sıra koltuğunda daha sık görürüz..

Lakers'ın 2. turdaki rakibi Sacramento'yu 4-3'le tatile gönderen Warriors oldu. Lakers, Golden State’in tempo yapmasına engel olmak isteyecektir. Memphis'in aksine etkili dış şutörleri olan Warriors yarı saha oyununda perimetreden sorun çıkarabilir. Lakers'ın avantajı ise boyalı alan. Draymond Green ve Kevon Looney bir yere kadar mücadele eder ama yedekleri yok. Bu ikili 30 dakika üzeri sahada kaldığında hücumda eksi yazıyor. Hachimuro, Davis ve LeBron'lu beşle Lakers epey kalıplı kalır. Tecrübe iki takımda da fazlaca var. Koç üstünlüğü Golden State’i işaret ediyor. Stephen Curry çok formda. 7. maçta Kings potasına 50 sayı bıraktı. Golden State'in turu geçmesi için böyle oynamaya devam etmeli. Çünkü Warriors'un diğer şutörleri istikrarlı değil. D'Angelo Russell kendisini kapı dışarı eden Warriors'a hesap kesmek istiyorsa LeBron'lu kadro en uygunu. Gözler Davis ve LeBron'un üstündeyken dışarıdan bir miktar üçlük isabeti fena olmaz. İkisinin de şampiyon olacağını sanmam ama LeBron ve Curry'i bir kez daha karşılıklı oynarken izlemek keyif verici. Daha ne kadar kapışırlar bilemem ama yaşlarını göz önüne aldığımızda fazla süreleri kalmadı.

Resim

Elenmekten fazlası olabilir

Dillon Brooks kendini olduğundan büyük görmenin faturasını Lakers karşısında kötü oyun ve elenmekle ödedi. Ancak kaybı bununla sınırlı kalmayabilir. Brooks sezon bitimiyle serbest kaldı. Gerek peformans düşüklüğü gerekse uğradığı imaj kayı nedeniyle pazarda eli çok güçlü olmayacak. Çirkeflik bir yere kadar tolore edilir. Ancak Brooks mental olarak zayıf olduğunu gösterdi. Baskı karşısında sindi. Takımsız kalmaz. İlla kontrat bulur. Yüksek olasılıkla Grizzlies onunla devam eder. Ancak bol sıfırlı bir kontrat alacağını sanmıyorum. Brooks 96 doğumlu, 27 yaşında. İkinci turdan seçildiği 5 yıllık Nba kariyerinde 27 milyon dolar kazandı. Son yaşananlardan sonra adeta NBA'in asgari ücreti olan yıllık 20 milyon dolar sınırına ulaşması zor. Son maaşı olan yıllık 12 milyon doları çok aşacağını sanmam. Ben menajeri olsam bir yıllık sözleşme kovalarım. Çenesini tutup, savunmaya odaklanırsa yararlı oyuncu. Gereksiz hücumda zorlamaz ve istikrarlı olursa 4 yıl 70- 80 civarı kontrat bulabilir. Ancak bu sene değil. Bakalım cama taş atıp kaçan çocuk misali, LeBron'a meydan okuyup ortadan kaybolmasının ekonomik faturası ne olacak?

BENZER HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -spot_img

Son Haberler