Sezona kısa bir süre kalmasına rağmen Ben Simmons-Philadelphia birlikteliğinin geleceği belirsiz. İki taraf da ayrılığa istekli olmasına rağmen vedalaşmanın yaşanmamış olmasında her iki tarafın da yanlış hamleleri etken oldu. Sixers koçu ve oyuncuları Hawks karşısındaki elenmenin sorumlusu olarak Simmons’u gösterip, oyuncuyu değersizleştirdi, Simmons hazırlık kampına katılmayacağını açıklayarak köprüleri attı. GM Daryl Morey’in 4 draft hakkı, bir all star ayarı oyuncu artı genç oyuncu şeklindeki çılgınca talepleri G.State, Toronto, Sacramento gibi takımların masadan kalkmasına neden oldu ve bugünlere geldik.
Şayet Daryl Morey bu takas olsun istiyorsa gerçeklerle yüzleşmeli. Ben Simmons geçen yıl çok iyi savunmacı, iyi pasör, iyi delici ama şut atamayan süperstar altı diyebileceğimiz bir oyuncuydu ve Morey’in istediğine yakın taleplere karşılık bulabilirdi. Ancak geçen seneki Hawks serisinde Simmons faul çizgisine gitme korkusuyla elinde top tutmaktan bile kaçar oldu ve iyi yaptığı şeyleri de yapamaz oldu. Simmons kötü bir play off serisi geçirmedi sadece. Korktu, teslim oldu ve mental olarak çok zayıf olduğunu gösterdi. Bütün bunlar Simmons’un değerini epey düşürdü. Morey işine yarayacak makul parçalarla Simmons’u göndermeye razı olmalı. Simmons için istekli takımlardan; örneğin De Angelo Russel karşılığında Timberwolves’la, Buddy Hiedl karşılığında Sacramento’yla, Ricky Rubio ve Collin Sexton karşılığında Cavaliers’la, CJ Mc Collum karşılığında Portland’la bir takas çabasına girmeli. Yukarıdaki senaryolardan hangisi olursa olsun Sixers için öyle ya da böyle bir yararı olur.
Öte yandan Ben Simmons’un Sixers’la 4 yıllık daha kontratı var. Morey bu kontrata güvenerek Simmons’la devam edip ileride daha fazla parça alarak bu takası yapmayı deneyebilir. Ancak bu büyük risk olur. Bu sene maçlar seyircili oynanacak ve Sixers taraftarının ne kadar acımasız olduğunu biliyoruz. Geçen seneki Hawks maçına benzer bir iki performans sergilemesi halinde Ben Simmons’ın kendi seyircisi tarafından ıslıklandığına şahit olabiliriz. O zaman da bugün avantaj gibi görünen ama 33, 35, 38, 40 milyon dolar diye artarak giden 4 yıllık kontrat yük haline gelir ve Sixers yukarıdaki isimleri bile bulamadan belki de üstüne draft hakları vererek göndermek zorunda kalabilir Simmons’ı. Karşılıklı açıklamalar Simmons-Philadelphia arasındaki gönül bağının koptuğunu gösteriyor. Bir ayrılık her iki tarafın da yararına olur. Ben Simmons’un sorunu psikolojik. Ondan çok daha sınırlı yeteneğe sahip oyuncuların giderdiği şut sorununu bu nedenle çözemedi ve şut sorununa faul kaçırma korkusu eklendi. Aynı sorunu yaşayan Antetokounmpo geri adım atmadı. Taktik faul yaptılar ama o en iyi yaptığı işi yapmaya devam etti. Rakip savunmalar faul yaptıkça o potaya yüklenmeye devam etti. Simmons bu iradeyi gösteremedi. Şampiyonluk baskısından uzak bir takıma gitmek Simmons’a iyi gelecektir. Bir beyaz sayfa her iki taraf için de iyi çözüm.
İki kötü hamle ve bir jest
Şampiyonluğun iki güçlü adayı Brooklyn Nets ve Los Angeles Lakers geçtiğimiz hafta pivot takviyesi yaptı. Ancak her iki takımın da bu hamlelerini gereksiz buldum. Nets geçtiğimiz sezon kalp ritmindeki düzensizlik nedeniyle sözleşmesini feshettiği La Marcus Aldridge yeniden ile anlaştı. 36 yaşındaki basketbolcu doktorlardan oynayabilir raporu almış ve yüzük kazanmak için parkelere dönmek istedi. Ancak verebilecekleri Nets’in ihtiyacı olan değil. Ofansif katkı verir, savunmada zaten kara delikti. O özelliği devam eder. Bu haliyle Aldridge’i 10 dakikadan fazla sahada tutmak zor. Allah korusun kalbindeki sorunun tetiklemesi riski de cabası. Bir yüzük için bu risk alınmaz.
Bir gereksiz hamle de Lakers’dan geldi. Takasın ardından serbest kalan De Andre Jordan Lakers’la anlaştı. Mor beyazlıların bir pivota ihtiyacı vardı ama şut atan, pas verebilen 10-15 dakika Anthony Davis’i pivot oynamak zorunda bırakmayacak birine. Alan açamayan, topu yere vuramayan ve artık çember de savunamayan şeklen pivot işlevsel olarak etkisiz bir oyuncuya değil. Üstelik kadroda Jordan’ın yapamadığı çember savunmasını yapan benzer stilde Dwight Howard varken bu hamleye anlam veremedim. Yakın zamanda serbest kalmasını beklediğim Kevin Love’ı almak Lakers adına çok daha doğru bir ekleme olurdu.
Gelelim Memphis Grizzlies’in yaptığı şık harekete. Grizzlies 2. tur draft hakkı vererek Marc Gasol’u aldı ve sonrasında kontratını satın alarak serbest bıraktı. Memphis için bu hamleyi 11 yıl Grizllies forması giyen ve Lakers’daki rolünden mutlu olmayan Marc Gasol’un ülkesi İspanya’ya dönmesini sağlamak için yaptı. 13 yıllık NBA kariyerine bir şampiyonluk ve sayısız başarı sığdıran İspanyol pivot, NBA’in yüksek temposuna ayak uyduramaz hale gelmişti. Marc Gasol, bençte oturup 3.pivot olarak 5-10 dakika süre alma yerine Avrupa’da yarı saha basketbolunda 15-20 dakika katkı vereceği bir takımada en azından sahada kalarak kariyerini tamamla arzusunda. NBA’e gitmeden önce oynadığı Barcelona ve Girona, Gasol’u almaya aday iki takım. Finansal sorunlar yaşayan Barcelona’nın şansı biraz daha az, yüksek olasılıkla Gasol Girona forması giyecek. İspanyol basketbolcuya bu yolu açan Grizzlies yönetimi gerçek bir vefa örneği sergiledi ve alkışı hak etti.