Bosna Hersek maçının benzerini izledik dün Abdi İpekçi’de… Yeni Milli Takım’ın hücum opsiyonları sınırlı. Gerçi, Tanjeviç döneminde İbrahim’ler, Hidayet’ler, Mehmet Okur’lar oynarken bile 70’li sayıları zor görüyorduk, yine aşağı yukarı aynı hücumları yapıyoruz. Savunmamız ise daha konsantre ve agresif. Bu, gençliğin verdiği enerjiden de kaynaklanıyor, Ergin Ataman’ın altını çizdiği atletik özellikleri olan oyuncu sayımızın fazla oluşundan da… Tunus karşısında 8 top çalma (Doğuş 3), 6 blok (Semih 3) atletik yeteneklerimizin göstergesiydi. Serbest atış ve üç sayı yüzdemiz normal standartlara geldi. Ersan’ın büyük bir özgüvenle 4/5 üçlük atması, Bobby ve Melih’in uzak mesafe şutları, son zamanlarda sıkıntı çektiğimiz pozisyonların azalacağına göstergeydi.
Çok fazla bir rakam
18 top kaybı ise Tunus maçı için çok fazla bir rakam. Bu sayıyı mutlaka aza indirmek gerekiyor. Fark açıldıktan sonra bile oyun konsantrasyonunu devam ettirip, son periyodu da iyi oynamak önemliydi. Şu ana kadarki en ciddi maçımızı bugün Yunanistan ile oynayacağız. Komşu tam kadro olarak İstanbul’a geldi. Kazanmasak bile oynayacağımız basketbol, Avrupa Şampiyonası öncesi kafamızda daha sağlıklı fikirlerin oluşmasını sağlayacaktır.
