22 Kasım 2024, Cuma
spot_img
Ana SayfaDİĞERARŞİVİsteyince Oluyormuş

İsteyince Oluyormuş

MEHMET ALİ GÜNEŞLİGÜN – Eurolig mi henüz ısınmadı yoksa takımlar mı gafil avlandı bilinmez ama iki haftadır alışık olduğumuz Eurolig kalitesinin ve sertliğinin çok uzağında maçlar oynanıyor. Bunlardan biri de Sinan Erdem'de oynanan Efes Pilsen – Valencia maçıydı. Yayın sıkıntısı yüzünden normal saatinde izleyemediğim maçı az önce banttan izleme şansım oldu. Her ne kadar Efes Pilsen'in Valencia'yı ezdiği genel olarak ortak kanı olsa da ben bundan biraz farklı düşünüyorum.

Hem Efes Pilsen hem de Power E. Valencia çok dağınık bir oyun ortaya koydu. Aslında maçın başlangıcındaki sahne çok netti. Hussein takımına mutlaka pota altını zorlama, Javtokas'a pota altında müsait pozisyon yaratma talimatı vermişti. Başlangıçta başarılı olsa da bunu bütün bir maça yayma ihtimalleri yoktu. Çünkü Efes Pilsen'in pota altı zaafiyetine rağmen Valencia'nın böyle bir oyun düzeni yoktu. Fizik olarak üstünlük sağlayan Javtokas'a gelen ikili sıkıştırmalar beraberinde de Valencia'nın esas oyun anlayışının meyvesini getirdi. Dış şutlar! İdeal beşinde Javtokas – Lishchuk değişikliği olduğu anda 5 oyuncusundan birden yüksek yüzdeli şut bulabilen bir takım Valencia. Ama maçı 4/15 üçlük isabetiyle tamamladılar. Bundan da önemlisi çok amatörce top kayıpları ve zorlama hücumları vardı. Bunu da tartışmasız De Colo'nun yokluğuna bağlayabiliriz. Direksiyon Omar Cook'ta , oyun planı da Efes Pilsen'e göre kurgulanınca Valencia beklediğinden zor bir maç yaşadı.

Efes Pilsen cephesinde ise şaşkınlıkla ve ürkeklikle başlayan ama Spartacus özgüveniyle biten bir maç vardı. Yukarıda değindiğim Valencia'nın ilk dakikalardaki cesaretli oyunu ve pota altı hücumu Efes Pilsen'i içeriye gömülmeye zorladı. Bu da dışardan boş atışları ve çift haneli farkı rakibin hanesine yazdırdı. 5 dakikanın sonunda 2-12 lik bir skor ve Efes Pilsen adına sadece serbest atıştan atılmış 2 sayı vardı. Ama geçen haftaki Panathinaikos maçını izleyen dikkatli gözler için Valencia çözülmesi çok zor bir formül değildi. Rakibe baskı geçen hafta İspanyollar'ın belini kırmıştı, bu hafta da İstanbul'da aynı kaderi yaşadılar. Efes Pilsen'in Panathinaikos'tan farkı bu baskıların sonucu olarak hızlı hücumlar yerine içeriden sayıyı bulmasıydı. Efes Pilsen Vujcic'le beraber pota altı rotasyonunun Valencia'dan daha etkili olduğu gerçeğini kavradığı anda Valencia'yı kendi silahıyla vurup üstünlük sağladı.

Maçın belli bölümlerinde Rakocevic'in basit top kayıplarını saymazsak Efes Pilsen Valencia'nın aksine kötü hücum ettiği zamanlarda bile potayı görmeyi başardı. İlk üçlüğünü devrenin bitimine 4 dakika kala Kerem Tunçeri ile bulan ve bu basketle de ilk defa öne geçen bir takım için çok önemli bir geri dönüş ve çok önemli bir farkla gelen galibiyet, grubun seyri açısından da güzel oldu. Özellikle de deplasmanda CSKA Moskova'yı yenen AJ Milano'nun kendi evinde Olimpija'ya kaybettiği bir haftada. Thornton'un muazzam oyunu öne çıksa da Kerem Tunçeri'nin şampiyona ve devamındaki performansına söylenecek söz yok. Öyle ki takımda Wisniewski ve Ender Arslan gibi iki oyun kurucu daha var ve toplam süreleri Kerem Tunçeri'nin dakikalarının yarısı bile değil. Kerem bu formuyla sahada olmadığı anlarda sanki Efes Pilsen eksik oynuyor. Bir önemli not da daha önce takımlarımızın Avrupa maçlarında görmeye pek alışkın olmadığımız bir kategoriden. 21/22 ile serbest atış attı Efes Pilsen. Başta belirttiğim Spartacus özgüveninin ve Efes Pilsen'in sahaya koyduğu müthiş isteğin dolaylı bir yansıması bu…

Galibiyet güzel olsa da yine de sistemde ve oyuncu rollerinde sıkıntı var. Bunlar düzeldikçe Efes Pilsen daha da oturacaktır diye düşünüyorum. Tabi bunun için Wisniewski ve Ender Arslan'ın da aynı şekilde forma girmesi gerekiyor. Yoksa oraya bir müdahale ve düzenleme gerekebilir.

http://twitter.com/maliano

http://maliano.blogspot.com/

BENZER HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -spot_img

Son Haberler