Ne tükürükmüş bu yapıştı kaldı futbolumuzun üzerinde. Önce Meireles ile başlayan tükürdü tükürmedi tartışması şimdi Melo ile devam ediyor. Merakla bekliyorum, ilk olayda hakem raporuna güvenmeyenler bakalım şimdi ne yapacaklar. Yine görüntüler izlenecek kimileri tükürdü kimileri tükürmedi diyecek tartışma uzayıp gidecek. Ancak şunu açıkça söyleyeyim bu kısır tartışmalar içinde futbolumuz bir adım bile yol alamayacak. Birbirine benzer iki olay sonrası yaşanan demeç ve açıklama savaşları kanımca tükürük olayından çok daha düşündürücü. Birinci tükürük olayından sonra
Galatasaraylı yöneticilerin verdiği tepkiler, bugün kendilerine yönelmiş durumda. Fenerbahçe yönetimi ikinci olaydan sonra o gün söylenenleri hatırlatan bir açıklama yapınca, iki ezeli rakip arasındaki gerilim bir kez daha arttı. Buda aklımıza hemen bir atasözümüzü getirdi. “Gülme komşuna gelir başına.” Her zaman söylüyoruz. Sıcağı sıcağına yapılan açıklamalar size ve kulübünüze zarar getirir diye ama nedense pek dinleyen yok. Fenerbahçe'nin taraf olmadığı bir duruma müdahale etmesi pek doğru değil, diyenler olacaktır elbette. Ancak siz rakibin iç işlerine karışma hakkını elinizde görürseniz, onlar da ilk fırsatta size aynı şekilde karşılık verirler, işin doğası bu.
Şimdi yeniden görüntüler izlenecek ve sonuçta ortaya bir karar çıkacak. Kimileri beğenecek, kimileri tepki gösterecek ama inanın bu tartışmalar hiç bitmeyecek. Bu arada Melo'nun bir takım için tam bir saatli bomba olduğunun da bir kez daha belgelendiğini hatırlatalım. Gördüğü kırmızı karttan sonra
kendisini sakinleştirmeye çalışan teknik direktör Fatih Terim'i itmesi nasıl bir ruh hali içinde olduğunun açık göstergesi. Geçtiğimiz yıldan beri yarattığı olaylarla gündeme gelen Melo'nun bundan sonra Terim'in tercihlerinde pek olmayacağını düşünüyorum.
Tek dileğim futbolumuzun üstüne yapışan bu tükürük modasının bir an önce çekip gitmesi. Baksanıza iki kontrolsüz futbolcu sahada bir halt karıştırıyor, ondan sonrada anlı şanlı kulüplerimiz birbirine girip olmadık bir çekişmenin içinde kalıyorlar. Tabii en büyük zararı da başta federasyon olmak üzere Türk futbolu görüyor.
İki istifa
Bizde modadır. Bir takım ne zaman arzuladığı sonuçları alamaz fatura hemen teknik adamlara kesilir. Bu furyadan son olarak nasiplerini alanlar ise Türk futbolunun iki başarılı ismi Şenol Güneş ile Ertuğrul Sağlam oldular. Futbol içinde doğal olarak karşılanması gereken inişler ne yazık ki bizde aynı olgunlukla yanıt bulamıyor. İstikrarın geçerli olması gereken yerde istikrarsızlık öne çıkıyor ve istifalar geliyor. Sistemli kulüp yönetimlerinin bir türlü oluşturulamadığı futbolumuzda da bedeli hep teknik adamlar ödüyor. Açıkçası Güneş ve Sağlam’ın istifaları içimi burktu. Zor bulduğumuz kaliteli ve adam gibi adam olan böylesi spor adamlarının bu tür vedaları kulüplerimizin nasıl kötü yönetildiğinin bir göstergesi gibi geliyor bana.
Önemli toplantı
Oldukça sorunlu ve çalkantılı bir dönem yaşadığımız sporumuzda güzel şeyler de olmuyor değil. Geçtiğimiz hafta İstanbul'da TMOK Spor Hukuku Komisyonu'nun düzenlediği gerçekten önemli, önemli olduğu kadar da etkileyici bir toplantı gerçekleştirildi. Birbirinden değerli konuşmacıların katıldığı bu toplantıda, çıkartılmaya çalışılan kulüpler yasası masaya yatırıldı. Son derece katılımın olduğu toplantıda görüşlerini açıklayan Mehmet Helvacı, Zübeyd Aydın, Fikret Orman, Erdal Batmaz, Yunus Egemenoğlu bu yasanın bir an önce çıkartılması yönünde görüş birliğine vardılar. Özellikle Fikret Orman kulüplerimizin kötü yönetildiğini ve yöneticilerin kendi popülaritelerini artırmak için kulüplerde görev aldığını belirtirken son derece samimiydi. Özellikle futbolda kulüplerimizin mali yapılarının da bir denetim altına alınması için böyle bir yasaya gerek duyulduğu bu dönemde yapılacak çalışmalara ışık tutacak böylesi bir organizasyonu gerçekleştirenleri kutlamak gerek. Başta sevgili ağabeyim TMOK Birinci Başkan Yardımcısı ve Spor Hukuku Komisyonu Başkanı Türker Arslan olmak üzere emeği geçen herkese sporumuz adına teşekkür ederken, bu tür etkinliklerin artmasıyla Türk sporundaki sorunların daha kolay çözüleceğine olan inancımı tekrarlamak istiyorum.
Doğru adım
TMOK tarafından düzenlenen toplantı sırasında Beşiktaş Kulübü Başkan Fikret Orman ile ayak üstü sohbet etme şansını yakaladık. Beşiktaş'taki yapıyı düzeltmeye kararlı olan Orman'ın özellikle basketbol şubesi için verdiği müjdeli haber bu spora gönül vermiş biri olan beni çok fazlasıyla mutlu etti. Fikret Başkan, Beşiktaş'ın basketbol şubesini de bir şirket haline dönüştürmeye kararlı. Kendi gelirlerini yaratan ve kendi dinamizmi içinde oluşacak bu şirketin başına da Beşiktaş'ın eski yıldızlarından şimdilerin TV yorumcusu İhsan Bayülgen'i CEO olarak getirmeyi düşünüyor Fikret başkan. Beşiktaş basketboluna güç katacak bu oluşumu planlayan ve en kısa sürede hayata geçirmek isteyen Fikret Orman'ın bu projesini ve seçimini yürekten destekliyor ve onlarının bu girişiminin Türk basketboluna örnek olmasını diliyorum.
