Ülkemizde 1980'lere kadar basketbolun b'sinden bahsedilmiyordu. 1981'deki Balkan Şampiyonluğu ve efsane Beyaz Gölge dizisi uyuyan devi uyandırdı
——————————————————————————–
Yaklaşan Dünya Şampiyonası bahanesiyle yaşanmışlıklarım eşliğinde potanın son 40 yılında git gel yapalım… Ülke basketbolunun vitrinine Milli Takımımız perspektifinden bakalım…
İşte yakın tarihimiz.
Yüz küsur yıllık tarihin son kırk yılında iki şok atak yaptı basketbolumuz.
Basketbol ezelden beri Türk sporunun en Avrupalı branşıdır. Kanadalı Jimnastik hocası Naismith'in 1891'de Springfield, Massachusetts YMCA Dersanesi'nde “sepet topu”nu icat etmesinden dört sene sonra Çarşıkapı YMCA dersanesinde tanıştı ülke basketbolla.
İÇİNE KAPANIKTIK
Tanışma o tanışma…
Türkiye basketbolu, o da ülkemizi çok sevdi.
İçe dönüklükten ALTIN ÇAĞ'a geçiş:
90'larda Sovyetler Birliği dağılana kadar Avrupa Basketbolu onların ve bağlantı bağlantısız müttefiklerinin tekelindeydi. Biz dahil bugünün Avrupa ve dünyada ses getiren basketbol ülkeleri İspanya, Almanya, Yunanistan, Fransa onlardan (SSCB,Yugoslavya, Çekoslavakya vb.) arta kalanı paylaşırdık. Bugünkü gibi kulüplerarası Avrupa ligleri olmadığından herkes kendi liglerine kapanır, birbirleriyle Avrupa, Dünya Şampiyonaları ve Olimpiyatlar'da tam amatör milli takımları aracılığıyla sıcak temas sağlarlardı.
BALKANLAR'I GEÇEMEDİK
Efsane SSCB ve Yugoslavya Milli Takımları münavebe ile Avrupa Şampiyonu olurlar, dünya platformunda da o yıllarda Kolej takımlarından kurulu ekiplerle katılan ABD'ye kafa tutarlardı.
Biz her ne kadar Avrupa Şampiyonalarına katılıyorsak da vasatımız tüm diğer sporlarda olduğu gibi Balkanlar'ı pek aşamıyordu.
O günler BALKAN FATİHİ olma günleriydi ama orada da Komunist bloğun en sert takımları Yugoslavya, Bulgaristan, Romanya ve bizim gibi Balkanlar'ı kovalayan Yannakis ve Gallis'in yıldızlaştığı Yunanistan vardı.
KIRILMA ANI 1981 YILI
Dale Carnaige'nin ünlü kitabı “Gökyüzünde Yıldızın Parladığı Anlar”daki gibi basketbolumuzun kırılma noktası bu yirmi yıllık kapalı dönemin tam ortasına, 1981'e rastlar… Efe Aydan, Erman Kunter, Melih Erçin, Serdar Koçyiğit, Mehmet Döğüşken, Turhan Koray, Necati Güler, Ömer Saybir, Remzi Dilli, Şadi Olcay, Celal Arısan, Behçet Üner'den kurulu 1. RÜYA TAKIMIMIZ rahmetli Aydan Siyavuş ile yardımcısı, bendeniz Ünal Özüak'tan oluşan teknik kadroyla ve tabii rahmetli Osman Solakoğlu'nun dost yönetimiyle, bir ilki gerçekleştirip basketbolumuzun 20 yıllık çabasının sonucunu aldık.. TRT'de BEYAZ GÖLGE'nin oynadığı, gençleri TV başına kitlediği günlerde bu şampiyonluk ilaç gibi geldi ve basketbolumuzun sınıf atlaması tetiklendi.
YUNAN ZAFERİ MİLAT OLDU
İlk maçımızda ev sahibi Bulgaristan'ı 83-69 yenmemiz ayrı bir inanç dopingi olmuştu.
İkinci maçta Romanya'yı zorlu bir maçtan sonra 87-82 yenmemizle bu inancın daha da arttığı görülüyordu takımımız üzerinde. Hele üçüncü maçımızda, kartvizitinde “Olimpiyat Şampiyonu, Dünya Şampiyonu, Avrupa Şampiyonu” gibi sıfatların yer aldığı Yugoslavya'yı da 93-81 ile geçince artık buna yürekten inanmış takımımız vardı. Ve bu işi bir “kaza kurşununa” kurban etmemeye de kararlı bir takımla final maçında Yunanistan'ı da 93-81 lik skorla ezip geçerek Balkan Basketbol Şampiyonluğu'nu kazandık… Kahraman ağabeyin (Bapçum) anonsuna bakarmısınız? DEV UYANIYOR MU? Kocaman bir EVET… 81 Balkan Şampiyonluğu Türk Basketbolunun DEV ADAM'lara ulaştığı yirmi yıllık UYANIŞINI başlattı.
