Hazırlık dönemi, Dünya Kupası elemeleri derken, sıra geldi hedef turnuvamız Avrupa Şampiyonası’na. İnişli çıkışlı grafik çizen, zaman zaman iyi, bazen de dağınık bir görüntü veren takımımız, perşembe Tiflis’te asıl sahneye çıkacak. Artık mazeret yok; “elektrik kesildi, çalışamadım” diyemeyiz.
SERTLİK DOZUMUZ YETERSİZ
Bu noktada artıları sıralamanın faydası olduğuna inanmıyorum. O nedenle eksiklere vurgu yapmaya çalışacağım. Savunmadan başlayalım: Sertlik dozumuz henüz yeterli seviyede değil. Bire birde çok kolay yeniliyoruz. Uzunlarımızın da çember altında top kesme tehdidi olmadığı için, rahat atışlar verebiliyoruz. Bu seviyede rakipler topu iyi paylaşıyor. Büyük yıldızları olanları saymazsak çoğu takım, tempolu 4-5 pas yaparak boş atış bulana kadar sabırla hücum ediyor. Buna kafaca hazır olmalıyız. Bazı oyuncularımızda bir an önce topu kapıp hızlı hücuma geçme arzusu gözleniyor. Tecrübeli ve topa doğru yön veren isimlerle dolu bir turnuvada bu heves, bize pahalıya patlayabilir. İkili oyunları savunurken yeterince agresif değiliz. Uzunlarımızın perdelemelerin üzerine çıkmaları, yani “hedge” yapmaları şart. Günümüzde savunmanın anahtarı ayak çabukluğu ve hızlı rotasyon. Bu da enerji demek tabii. Her oyuncunun, sahada en kısa süre kalan yedeğin bile bu enerjiyi getirmesi gerekiyor.
HÜCUMDA SABIRLI OLMALIYIZ
Hücuma gelince; en büyük eksiğimiz olan “çok sayıda anlamlı pas” yapabilme ve ısrarla doğru şutu arama çizgisine çıkabilmeliyiz. 1 veya 2 pas sonrası atışlar hücumun donup kalmasına, ritmin düşmesine yol açıyor. Kabul edelim, NBA’da Play-Off’ları domine edecek düzeyde çok yönlü bir yıldızımız yok. Bu nedenle her topu iyi paylaşan, dengeli hücum etmeye özen gösteren, sabırlı bir oyuna yönelmemiz lazım. Belki ikili oyunlarda biraz da kısa devrilme seçeneğine gidebiliriz. Topsuz oyun seviyemizi yükseltmek, pas özelliği olan uzunlarımızın devreye girmesini sağlar.
MORAL ÇOK ÖNEMLİ
“Son iki maçı kaybettik, Letonya önünde hiç tutunamadık. Yazının başlığı niye iyimser?” diye sorabilirsiniz. Açıklayayım: Bizim takımlarımızda moral faktörü her zaman önemli olmuştur. Kazandıkça oyuncularımız birbirine daha sıkı bağlanır, enerji ve mücadele gücü yükselir. Sırbistan maçında attıkça coştuğumuz ikinci yarıyı gözünüzün önüne getirin. Grubumuz, ikinci turda çapraz eşleşeceğimiz yan gruba göre daha zayıf. Nispeten kolay sayılabilecek rakiplerle turnuvaya başlamak önemli bir avantaj.
Muhammed Ali’nin bir sözünü hiç unutmam: “Kazanmak için iki şeye ihtiyaç vardır: İstek ve yetenek.” Bence önemli olan, isteğin her zaman yeteneğin bir adım önünde olmasıdır. O istek size daha agresif savunmayı da yaptırır, daha atletik oyuncudan ribaundu almanızı da sağlar, hücumda topu akıl ve sabırla paylaşmanıza da yardımcı olur. Yetenek konusunda zaten çoğu takımdan aşağıda değiliz. Tüm oyuncularımıza ve teknik ekibe başarılar.
Kaynak: Cumhuriyet