A Milli Basketbol Takımımız’ın başına Ufuk Sarıca geldi…
Elbette Ufuk Sarıca’yı tanıtmaya gerek yok…
Alt yapı seviyesinde geldiği Aydın Örs’lü Efes Pilsen’de büyük başarılara imza atan bir isim…
Özellikle Avrupa kupası maçlarında coşan, lig maçlarında da standartını hiç düşürmeyen iyi bir profesyonel.
Ufuk Sarıca deyince 1990’lı yıllarda, bir Atina deplasmanında orta saha çizgisinin de gerisinden atıp kazandığımız, sonra da kafamıza su şişelerini yediğimiz maçı anımsamaktan geri kalmıyorum.
Keza, antrenörlük ‘yüksek lisansı’nın son evresinde Pınar Karşıyaka ile elde ettiği büyük başarılar…
Geçenlerde Birgün gazetesindeki söyleşiyi okudum. “Hayallerim var” diyor Ufuk Hoca.
Zaten hayalleri olmasa Türkiye Basketbol Federasyonu’nun ‘coach’lık teklifini, “Başkan daha erken” diye geri çevirir, Beşiktaş Sonpo Japan ile keyfine bakardı…
Çünkü dar bütçe, alternatifsiz kadro ile Beşiktaş’ta gerçekten iyi işler yapıyor…
Ama o kabul etti.
Röportajını okuyoruz, lafı dönüş dolaştırıp, “kavgaların, dargınlıkların” olmadığı ortama getiriyor.
Haklı.
Çünkü Ufuk Sarıca, iyi bir sporcuydu; iyi bir hoca oldu…
Ama aynı zamanda iyi bir analist.
Geride kalan yıllarda dedi-kodu ortamının sahadaki başarının önüne nasıl geçtiğini çok iyi biliyor.
Ve satır aralarında mesajı veriyor: “Kavgayı dövüşü bırakın arkamda durun lütfen…”
Çünkü eğri oturup doğru konuşmamız gerekirse, Fenerbahçelisi Galatasaray’ı, Galatasaraylısı Fenerbahçe’yi, Beşiktaşlısı, hem Galatasaray’ı, hem Fenerbahçe’yi, Efeslisi Daçkalı’yı, Karşışaka ile Banvit hiç kimseyi sevmiyor…
Sevmiyor derken, mecazi ifade elbette. Kişi bazında herkes birbirini seveer ama işin içinde renk ve rekabet girince…
Neyse, konumuza dönersek, geçen dönemin hocası Ergin Ataman’ı bu sevgisizlik ortamı yedi. Belki rahat bırakılsa başarılı olurdu ama kimse bu alternatifi düşünmedi.
Eleştirilerin göbeğinde de Ataman’ın aynı zamanda kulüp takımını çalıştırması yatıyordu.
Gel gelelim Ufuk Sarıca da bir kulüp takımı çalıştırıyor.
Hem de büyük bir camianın hocası. Eğer, bu sene sürpriz yapıp zirveye yürür, seneye de ucuz maliyetli bir uzun, bir oyun kurucu bulursa seneye çarka çomak sokar…
Ve kafanızda hayal edin, bir final serisi.
Ufuk hocanın takımı, dişli bir rakiple didişiyor…
Kavga, dövüş, demeç savaşı…
Ne dersiniz?
Hirdayet Türkoğlu ve ekibi Ufuk Hoca’nın arkasında durabilecek mi?
Yoksa, Ataman gibi yıpratacak mıyız, ‘ufuktaki’ yiğit hocamızı…



