Kadın haklarının yerlerde olduğu bir ülkede “wild-card” olmadan üst üste iki kez olimpiyatlara katılmış, oynadığı her turnuvada son topa kadar mücadele etmiş, ülkesini istikrarlı bir şekilde çok iyi temsil etmiş bir kadın basketbol takımı düşünün… Evet, o takım bizim takımımız: Potanın Perileri!
Brezilya maçı öncesinde Potanın Perileri çeyrek finali garantilemişken rakibin hiç galibiyeti yoktu. Muhtemelen rakibin 0/4 ile gelmesinin getirdiği arzuya bizim yorgunluğumuz eklenince maçın başındaki hızımız çabuk kesildi ve ilk çeyrek 15-8, devre ise 36-20 ev sahibinin üstünlüğüyle bitti. Ancak ikinci yarıda fark yavaş yavaş kapandı ve 35. dakikada Şebnem’in üçlüğüyle öne geçmemize rağmen maçın uzamasına engel olamadık.
Yine de ilk uzatmada olmasa da ikinci uzatmada hakem destekli ev sahibini, hem de Nevriye 5 faulle kenardayken, 79-76 devirdi bu kızlar.
18 sayı, 9 ribaund, 5 asist, 8 top çalma ve sadece 1 top kaybıyla oynayan Işıl Alben sakat olmasına rağmen epik bir performansa imza atarak maçı bize getirdi. Ama daha büyük övgüyü takımın bütünü hak ediyor. Bu takım her maç üst seviyede mücadele ederek tarih yazmaya ve olası rakiplerini korkutmaya devam ediyor.
Sonuçta milli takımlar seviyesinde alınan en epik galibiyetlerden birini yine bu takım aldı. Belki hesapta Nevriye – Işıl – Lara gibi yıldızları dinlendirmek vardı, ama olsun… Siz bizim yıllardır gururumuzsunuz! Çok büyüksünüz! Siz çoktan spor tarihimize geçtiniz.
Haydi kızlar, daha iyisini de yapabilirsiniz.
Son Not: Bu takım üst üste iki kez olimpiyatlara katıldı ve bunu başarabilen başka bir takımımız yok. Bu kızların kıymetini bilelim ve küçük kızlarımıza örnek almaları için bu takımı izletelim. Anadolu’da küçük bir köyde yaşayan tek bir küçük kızımızın ilham alması bile birçok şeyi değiştirebilir.
