Final-four’a bir gün kala final-four takımlarının bu sezonki karşılaştırmalı performansları ve final-four maçlarında belirleyici olacak noktaları netleştirmeye çalışırken Udoh’un “Hazır mısınız?” şeklindeki twitini gördüm. Açıkçası bu yazı için daha güzel bir başlık olamazdı. Bu soru çerçevesinde final-four takımlarının bu sezonki EuroLeague performanslarından hareketle eşleşmeleri çözümlemeye çalışalım.
Sezon boyunca iki farklı oyun karakterini ligde en iyi uygulayan takımlar final-four’a kaldılar. Fenerbahçe ve Olimpiakos yarı sahada düşük tempolu oyunla fark yaratırken, CSKA ve Madrid yüksek tempoda verimli oynamayı başardı. Bu nedenle final-four’da takımların rakiplerine kendi oyun anlayışlarını kabul ettirmeleri hiç kolay olmayacak. Bunu iki farklı oyun türünde uzmanlaşan takımların oyunun hangi tarafında daha dominant olduğuna bakarak anlayabiliriz.
Takım Bazlı Verimlilik Göstergeleri
Takım |
Hücum Verimliliği |
Savunma Verimliliği |
Net Verimlilik |
CSKA Moskova |
103.4 |
93.5 |
9.9 |
Real Madrid |
103.1 |
95 |
8.1 |
Fenerbahçe |
97.6 |
92.8 |
4.8 |
Olympiakos |
93.6 |
90.1 |
3.5 |
Kaynak: overbasket.com
Yukarıdaki tablo 100 pozisyon başına atılan ve yenilen sayıları göstermektedir. CSKA ve Madrid’in hücum gücüne karşı Fenerbahçe ve Olympiakos’un savunma gücünün çarpışmasından galip ayrılacak takımlarsa oyun mantalitesi rakibine kabul ettirenler olacaktır. Bu açıdan Fenerbahçe’nin yenildiği Madrid maçında bile tempoyu istediği gibi ayarlaması ve CSKA’nın iki Oly maçında da yüksek skorlara çıkması yarı final eşleşmeleri için öncü bir gösterge olarak değerlendirilebilir. Burada Fenerbahçe ile Madrid’in sezon içinde kazandığı maçlara bir göz atalım derim. İstanbul’daki maçta maç Real’in istediği pozisyon sayısında oyun düzeninde oynandı ama Fener kazandı. Madrid’teki maçta da Fener’in oyunu oynandı ama Madrid bençiyle kazandı. Bu da aslında bir oksimoron.
Bu verilerin yanında takımların bazı kritik gelişmiş göstergelerine de bakarak daha geniş bir analiz yapabiliriz.
Diğer Gelişmiş Göstergeler
Takım |
eFG% |
Ribaund Ratio % |
Asist/Top Kaybı |
Üçlük/İkilik (Deneme) |
Serbest Atış/Saha İçi Şut Denemesi |
|
Takım |
Rakip |
|||||
CSKA Moskova |
%57,2 |
%52,7 |
%50,8 |
1.4 |
0,55 |
0,30 |
Real Madrid |
%56,6 |
%51,5 |
%52,9 |
1.7 |
0,69 |
0,21 |
Fenerbahçe |
%54,6 |
%51,8 |
%50,1 |
1.4 |
0,61 |
0,22 |
Olympiakos |
%51,5 |
%48,8 |
%52,4 |
1.2 |
0,61 |
0,22 |
Kaynak: https://www.court-side.com/csgc/
Hücum gücünün en önemli göstergesi olan efektif şut yüzdesinde dört final-four takımı da oynadıkları maçlarda ortalama olarak rakiplerinin önünde. Ancak CSKA ve Madrid’in yüzdesini yukarı çekerek bu istatistikte öne çıkarken, Fenerbahçe ve Oly’nin önce rakiplerini bozarak fark yarattığını rahatlıkla görebiliriz. Öte yandan işin ribaund kısmında dört takım da sahada oluşan ribaundların %50’den fazlasını alarak rakiplerine üstünlük kurmuş durumda. Madrid ve Oly’nin boyalı alandaki rotasyon ve organizasyon farkı bu istatistikte kendini gösterirken, Fenerbahçe’nin zor maçlarda uzun süre kullandığı fizikli beşi bu farkı ortadan kaldırabilir. CSKA ise kısa temelli bir oyun oynadığından yine ribaund problemi yaşayabilir. Hatta CSKA – Oly eşleşmesinde Oly’nin fark yaratabileceği nadir noktalardan biri de bu ribaundlar olacaktır.
Asist top kaybı oranında ve üçlüklerin oyun yapısı içindeki yerinde, tempolu oynarken topu çok iyi paylaşan ve yayda birçok atıcısı olan Madrid öne çıkıyor. Ancak burada CSKA’nın gardlarının öncelikle penetre üzerinden oynadığı, Fenerbahçe’ninse göreli olarak daha az ama öz üçlük attığı unutulmamalı. Oly de Fenerbahçe’ye benzer bir üçlük kullanma oranına sahipse de sene boyu yayda problem yaşadı. Ama Efes serisinde seviye artırdıkları ve final-four’larda her zaman başka oynadıklarını hatırlatalım. Bunların yanında CSKA’nın gardlarının penetre gücünü takımın serbest atış sayısının saha içi denemelere oranından da anlayabiliriz. Bu noktada CSKA’nın gardlarını faul yapmadan savunmak Oly için oldukça önemli olacaktır. Fenerbahçe ise Madrid’in Llull ve Doncic üzerinden kullanılan pick&roll’lere dikkat etmek zorunda. Çünkü Madrid’in uzun rotasyonu oldukça geniş ve ikili oyun sonrası yaratılacak birçok seçenek söz konusu. Ancak ters taraftan Ayon’un ayak yavaşlığı Fener’e yarayabilir.
Öte yandan takımların yakın giden maçlarda sezon boyunca ne yaptığına kısaca bir bakalım: Beş sayıdan az farkla biten maçlarda CSKA 8-1, Real Madrid 4-5, Fenerbahçe 5-3 ve Olimpiakos da 3-5’lik bir galibiyet – mağlubiyet istatistiği yakalamış durumda. Burada CSKA ve Fenerbahçe daha başarılı görünse de Oly’nin winner modunu açtığı, Madrid’in de geçen seneden çok daha farklı bir seviyede olduğu gözlerden kaçmamalı.
Bu takım istatistiklerinin yanında maçları analiz ederken kullanabileceğimiz önemli bir gösterge daha var: Oyuncu bazlı verimlilik istatistiği.
Net Verimliliği En Yüksek Oyuncular
Takım |
Oyuncu |
Sahadayken Takımının Net Verimliliği |
Bençteyken Takımının Net Verimliliği |
Fark |
CSKA Moskova |
M. Teodosic |
+10,99 |
+6,45 |
4,54 |
Real Madrid |
L. Doncic |
+13,02 |
+6,83 |
6,19 |
Fenerbahçe |
B. Bogdanovic |
+9,56 |
+1,10 |
8,45 |
Olympiakos |
K. Papanikolaou |
+9,16 |
-3,18 |
12,34 |
Kaynak: @specbasket (Twitter hesabı)
Final-four takımlarının en önemli oyuncuları öznel bir şekilde De Colo, Llull, Udoh ve Spanoulis şeklinde sıralanabilir. Fakat takımları için net verimliliği en yüksek olan oyunculara baktığımızda bambaşka bir listeyle karşılaşıyoruz. Yukarıdaki tablo, verimlilik noktasında takımı için en önemli olan oyuncuları göstermektedir. Genel olarak bakıldığında tablodaki oyuncular sahadayken takımları 100 pozisyon başına 9-13 sayı öne geçmektedir. Ancak tablodaki kritik nokta, CSKA ve Madrid’de bu oyuncular sahada değilken de takımın net verimlilikte anlamlı bir seviyede artıda olmasına rağmen, Bogdanovic ve Papanikolaou’nun bençteyken takımlarının ciddi performans kaybı yaşamasıdır. Bir başka ifadeyle Bogdanovic ve Papanikolaou takımları için Teodosic ve Doncic’e göre çok daha vazgeçilmez ve alternatifsiz durumdadır. Bu açıdan daha dar rotasyonu olan Fener ve Oly’nin bu iki oyuncusunun yüksek verimlilikle oynaması iki takım için de maç kazanmak için gerek şarttır diyebiliriz.
Tüm bu veriler çerçevesinde; CSKA – Oly eşleşmesinde, CSKA gardlarının penetre gücü ve takımın geniş rotasyonu – çok yönlülüğüne karşılık Oly’nin ribaund ve savunma avantajı söz konusu. Özellikle Lojeski’nin olmadığı bu dönemde Oly’nin maçı kazanmasının anahtarı Spanoulis’e sonda söz söyleyebilecek kadar alan yaratması gereken oyuncuların başında Papanikolaou geliyor. Yine Birch-Young, Hines-Augustine’e karşı pota altını domine edebilirse Oly’nin CSKA’ya karşı bir şansı olabilir. CSKA’de ise bençten gelen ve sakatlıktan henüz kurtulan Teodosic’in takımı nasıl yönlendireceği en az De Colo’nun oyunu kadar belirleyici olacak. Gerek kadro kalitesi gerek normal sezon ve playoff performansı açısından CSKA bu maçın favorisi. Ancak tüm istatistiklerde geride olan Oly’nin yakın dönemde final-four’da üç kez karşılaştığı CSKA’yı üçünde de favori değilken geçmeyi başarmış bir takım olduğunu hatırlatalım. Bu nedenle bu kıtadaki hiçbir takım Oly’yi küçümseyemez. Normal sezondaki iki maçı da CSKA’nın kazanmış olması bu açıdan büyük bir anlam taşımıyor.
Fener – Madrid eşleşmesinde ise Fenerbahçe’nin öncelikle oyunu kontrol etmesi ve Madrid’in tempo yapmasına izin vermemesi gerekecek. Öte yandan nasıl Fenerbahçe’nin normal sezonu 18-12 bitirmesi final-four karşılaşması için bir gösterge değilse, aynı şekilde Madrid’in sezon içinde Fener’e karşı kazandığı maçta bile acz içine düşmesi direkt bir gösterge olarak ele alınmamalı. Fenerbahçe yine Madrid’i düşük skorda tutup finale uzanabilir ama Madrid’in 4 numarada Randolph’u kullanıp alanı açması ve benç katkısını daha efektif kullanması Fenerbahçe’ye sorun yaratacaktır. Öte yandan yılın beşine giren iki oyuncudan Udoh’un iyi oynadığı bir maçı takımının maç kaybetmesi çok zor olur ancak Fenerbahçe için maçı kazandıracak oyuncu Bogdan Bogdanovic olacaktır. Yine x-faktör olarak Nunnaly’nin de bu maçta kullanılması muhtemel. Zira maçın Madrid’in 10 oyuncusuna karşı Fener’in 8 oyuncusu şeklinde oynanması çok kolay olmaz. Sonuçta bu eşleşmede favori, ev sahibi avantajı da olan Fenerbahçe olmasına rağmen Madrid asla kolay bir rakip değil. Bu nedenle Fenerbahçe’nin CSKA’ya karşı olası bir rövanş maçına çıkmak için bu maçı tam konsantrasyon ile oynaması gerekiyor. Bir soru işareti de büyük maçlarda enerjisi düşen Vesely olabilir. Geçen final four’da kayıp olan Vesely’nin enerjisi ve olası Randolph eşleşmesindeki performansı da belirleyici olacaktır. (İki sezon önce de Bjelica’nın sakatlığın da etkisiyle düşüş yaşaması pahalıya mal olmuştu.) Bu açıdan Fenerbahçe şampiyonluk istiyorsa hiçbir oyuncunun kendi ortalamasının altında kalmaması gerekiyor.
Sonuçta final-four tek maç üzerinden oynanacağı için maçlarda tüm bu analizlerin aksi sonuçlarla da karşılaşabiliriz. Zira günlük performansların belirleyici olduğu bu maçlarda 2012 ve 2014’teki gibi sürpriz sonuçlar da çıkabilir. Bu nedenle aslında final-four’un örneğin yedi maçlık bir seri üzerinden oynanması heyecanı artıracak ve bir seri içinde rakibe göre oluşturulan oyun planları çerçevesinde takım analizlerini daha anlamlı kılacaktır.