TOFAŞ
CEO’su ve Kulüp Başkanı Cengiz Eroldu,
Bursa’da bulunan Mustafa
Vehbi Koç Spor Salonu’nda MİLLİYET ekibini ağırladı, kurdukları sistemi ve gelecek yıllarda da kendilerini başarıya taşıyacak etkenleri anlattı…
Tofaş olarak uzun soluklu bir plan yaptığınızı biliyorduk ama saha içindeki başarının da bu kadar hızlı gelmesini bekliyor muydunuz?
Açıkçası final oynamak gibi bir hedefimiz yoktu. Hedef ilk 6 içinde olmaktı. Ama basketbolda takım kimyasını oturttuğunuz zaman beklenmedik sonuçlar alınabiliyor. Bu da basketbolun güzel tarafı. Bizi de şaşırtan ama çok mutlu eden bir gelişmeydi final. Biz zaten yavaş yavaş çıtayı yükseltmek istiyorduk, bu final biraz hızlı bir şekilde çıtayı yukarıya kaldırmış oldu.
Sporda o çıta yukarıya konduğunda, oralara nasıl gelindiği unutulup hep orada kalmanız bekleniyor. Sizin bu yıldan beklentiniz ne?
Çıta konusunda bir hedefimiz daha vardı. Genç oyuncularımızın asıl oyuncu olarak oynadığı bir TOFAŞ’ı sahalarda görebilmek. Bu yıl da bunu deneyeceğiz. Zaten şu anki kadromuzda
Barış Ermiş dışında veteran oyuncumuz yok. Yeni sezonda beklentimiz de ilk 4 içinde olmak. Ama bu sene daha fazla Eurocup’ta ilerlemek istiyoruz. Geçen yıl biz ligi 8. tamamlamış olsak da TOFAŞ organizasyonunun pozitif algısı sayesinde Eurocup tarafından tercih edilmiştik, o da bizim için tecrübe sezonu oldu. Bu tip organizasyonlarda hemen başarılı olmak çok kolay değil. Aslında iyi başlamıştık ama takımı biz ona göre kurmamıştık, sonrasında biraz aşağıya doğru indik. Bu sene hedef
Avrupa’da biraz daha yol almak.
Daha iyiyiz
Geçen yıl, Henry, Morgan gibi isimler çok gelişim göstermişti, bu seneki kadroyu da izlediniz, kimler öne çıkar?
Yakından takip ediyorum ama takımın işine de pek karışmıyorum. Transferlere karışan bir başkan değilim. İşin başına doğru isimleri getirdikten sonra yetkiyi ona vermeye inanıyorum. Bu sene takımı izlediğimde geçen yıl aynı dönemden daha iyi durumda olduğumuzu söyleyebilirim.
Yabancı kuralındaki değişiklikten başı ağrımayacak kulüplerden birisiniz, çünkü sürekli alt yapıdan oyuncu geliyor. Geçen yıl Berkan’ı çifte lisans ile oynatmıştınız, milli takıma yükseldi, oyuncularınızı kamplara yolluyorsunuz… Bu sistem devam edecek mi?
Berkan’daki başarıyı gördükten sonra, bu yıl da bir tanesi
Yalova’da, bir tanesi de Bursa’da olmak üzere iki oyuncumuzu yine çifte lisansla oynatacağız. Ayrıca bir oyuncumuzu da
Bursaspor’a kiraladık. Bizim iki senedir yapmayı düşündüğümüz başka bir şey de var; genç oyuncular önemli, onlara bir miktar pozitif ayrımcılık yapılabilir ama bu fazla olmamalı. Genç oyuncular aldıkları sürenin karşılığını vermeli, kulüpler de onlara yardımcı olmalı. Biz bir önceki sene üç genç oyuncumuzu ABD’ye yaz kampına, bu sene de
Yunanistan’a gönderdik. Bu kampta da CSKA’nın performans coachu bulunuyordu. Gelişimlerini hızlandırmayı hedefliyor, katkısını görüyoruz. Muhsin, Berkan, Yiğit gibi isimler ana oyuncu olma yolundalar. Bu seneki bizim performansımız da aslında onların başarısına endeksli olacak.
Örnek kulüp olmalıyız
Bizim yola çıkarkenki asıl düşüncemiz, örnek bir kulüp yaratmaktı. Spora nasıl katkıda bulunabileceğimizi düşündük. Bir tanesi sportif başarı ile bulunduğunuz bölgede basketbola ilgiyi artırmak olabilir. Alt yapılara yatırım yapabilirsiniz, bu da gençlerin spora ilgisini yükseltir ve aradan birkaç tane elit sporcu çıkarabilirsiniz. Bir üçüncüsü de biz kulüpler için rol model olabiliriz, bir plan dahilinde hareket ettiğimizde başarı gelirse, diğer kulüpler de bunu örnek alabilirdi. Sonuçta biz bir kurum takımıyız ve diğer takımlardan bir farkımızın olması lazımdı. Yalnızca sahada yenmek için oynayan bir takım değil, etrafımızdaki yapıyı da harekete geçiren bir takım olmak istedik. Orhun Ene ile yaptığımız 5 yıllık anlaşma da bu planlamaya dahildi. Şu ana kadar da başarılı bir şekilde geldik.
Sizin kulübünüzü farklı yapan etkenlerden bir tanesi de içinde bulunduğumuz tesis sanırım…
Bizim 2. lige düşmemiz aslında bir ders oldu. O zaman oturup neyi yanlış yaptığımızı düşündük. Alt yapıda yapılacak çok şey var ama iyi bir alt yapıya sahip olmak için iyi bir tesis de lazım. Bizim aslında bu tesisi yapma nedenimiz, alt yapıyı güçlendirme isteği oldu. Alt yapıdaki çocukların kiralık salonlarda ya da kontrol dışı antrenman yaptıklarında sporcu sağlığı anlamında sıkıntılar yaşayabileceğini düşündük. 3 antrenman salonu, kondisyon merkezi,
sağlık merkezi ile kapsamlı bir tesis oluşturduk. Bu da bizi bir adım öne geçirdi. Organizasyon da çok önemli. Sadece transferle bitmiyor, seyircinin salonda nasıl vakit geçireceğinden, sosyal medya iletişimine, formanızın kumaşından, renginizden, logonuza kadar her şeye önem vermeniz gerekiyor, biz bunu farklı yapabiliyoruz. TOFAŞ Spor Kulübü’nün kurumsal yapısı da başarı için çok önemli faktör.
Gençler Ligi’nin gelişim kampı için de tesislerinizi açtınız, aynı ligin Final Four’da MVP’ye FIAT Egea hediye ederek, oraya da renk kattınız. Kulübünüz dışında da alt yapıya yönelik bu teşvikleriniz devam edecek mi?
Edecek çünkü bizi farklı kılan noktalardan bir tanesi de kulüp dışında basketbol çevresine de destek olmak. O lig önemli bir lig. Federasyonun o konudaki çalışmalarını da çok destekliyoruz ve bundan sonra da destekliyoruz. Bu tesisler sadece TOFAŞ’a ait değil. Hakemlerimiz de, diğer kulüpler de özellikle sağlık merkezlerimizden farklı kulüp oyuncuları da faydalanabilir.
Yerel kahramanlar önemli
Kendi alt yapı oyuncularıyla oynayan kulüpler seyirci ilgisinde de bir adım öne çıkıyor değil mi?
Özellikle kendi mahallelerinden çıkan oyuncularsa. Sporda yerel kahraman yaratmak çok önemli. Ben aslında küçük yaştaki sporcuların ailelerinden uzaklaştırılıp, lejyoner gibi yetiştirilmelerine de karşıyım. İyi sporcu yanında iyi ve mutlu insan da yetiştirmek önemli. Biz çok iddialı bir hedefle yola çıktık. Bursa’yı basketbol şehri yapacağız diye. Bu büyüklükteki bir şehri basketbola çevirmek kolay değil. Ama bizim şu anda batan ilçelerimizde Yeni Nesil Basketbol Okulları var. Burada 300’ü lisanslı 1000’e yakın çocuk basketbol öğreniyor. Burada bizim hedefimiz elit sporcu yetiştirmek değil, ne kadar çok çocuğa ulaşabilirsek, onları sporun içine çekebilmek.
Biz erken davrandık
Bütün spor dallarında sürdürülebilirlik için ‘finansal fair play’in olması çok önemli. Biz de belli bir finansal disiplin istiyoruz. Bizim açımızdan iki konuya kaynak ayırıyoruz. Birisi alt yapı, biri de A takım. Bu sene biz takımını önden kuran ekiplerden bir tanesiyiz. Son günleri beklemeden istediğimiz oyuncularla erken anlaştık. Dolayısıyla biz zaten kurlardaki bu hareketlilikler olmadan takımı kurmuştuk. Bu takımı Ağustos’ta kursaydık, kadromuzu biraz daha mütevazı yapabilirdik. Ama kapanan takımların olması, ligin başlamasına kısa süre kala A takımı yerine B takımının alınması, ligin marka değerini düşürüyor. Bütçeleri çok farklı iki takımın olması da bir sorun. Bunun benzer örneğini Yunanistan’da görüyoruz. Basketbolun değerini nasıl yükseltirize kafa yormamız gerekiyor. Finansal disiplin için basketbol takımlarının sponsor bulması gerekli. Bizim için bir başarı da alt yapıya harcadığımız paranın artması. Bizim şu anki bütçemizin yüzde 10’u alt yapıya gidiyor. Bu doğru bir oran değil. Bunu en azından yüzde 20’lere çıkarmamız lazım. Bir iddiamız da bu.
Destek sürecek
Bizi farklı kılan noktalardan bir tanesi de kulüp dışında basketbol çevresine de destek olmak. Federasyonun o konudaki çalışmalarını da destekliyoruz ve bundan sonra da destekleriz. Bu tesisler sadece TOFAŞ’a ait değil. Hakemlerimiz de, diğer kulüpler de, sağlık merkezlerimizden farklı kulüp oyuncuları da faydalanabilir.