İlkiden daha tehlikesi galiba bu yazının devamını ya da tekrarını kaleme almakmış.
Açıkcası bu aralar aklımdaki yazı son dönemde kulüplerin başarı hırsı nedeniyle basketbolu futboldaki kokuşmuş kavgalara alet etmeleri ve Federasyon Başkanı Turgay Demirel'in birbirlerini dövme noktasına gelen rakipleri uzaktan seyretmesiydi…
Ancak Galatasaray Cafe Crown – Beşiktaş Cola Turka derbisinde maç başlamadan pankartın alaşağı edilmesi bu durumdan daha vahim geldi…
Bomboş koltukların yer aldığı tribünde enlemesine upuzun bir pankart.
Yer: Abdi İpekçi Spor Salonu…
Kimdir o salona adını veren Abdi İpekçi? Çok basit tasvirle Türkiye’de 1970’li yılların özgürlük ve çağdaşlığın önderi, Mehmet Ali Ağca tarafından katledilen demokrasi neferi…
O şahsiyetin adının verildiği yerde cirit atanlara bakın!
Bir pankart… ‘Birileri hakemlere bağlamış bel, steps yapmadan oyna Turgay Demirel’ ifadeler bu. Küfür var mı? Hakaret?
Yok.
Ama izin de yok!
Yaptığınız skandallara en hafif yanıt, tepki belki de…
Aylar önce yazmıştım. Adı; Tiran Demirel’di. Başkan, işini olmazsa olmaz ilk koşul ‘demokrasi’ ilkeleriyle yapmıyorsun…
Özerklik, kafana göre istediğini yapma yetkisi vermez.
Fakat siz belli etmiştiniz defalarca kimlere özendiğinizi, kimlere sırt sıvazlattığınızı…
Gerçi şaşırmamak lazım, iktidarının böylesine tiran takıldığı devranlarda federasyonları onların mikro kopyalarıymış gibi yönetenlere…
Sayın Başkan, o pankart indirilirken, Abdi İpekçi'nin manevi varlığından azıcık da mı utanmadınız?
