Bu maçı kazanmak, rakibinin direncini daha ilk periyotta kıran, F.Bahçe'nin hakkı idi. Diğer periyotlarda oyuna denge gelse de, o ilk periyottaki savunma ve hücumun ihtişamı, F.Bahçe'yi zafere götürdü. Ancak, F.Bahçe'de iyi oynayanların sayısı çok olsa da, inanılmaz asistlerle arkadaşlarını sayı yollarında, skor üretimine itekleyen Ukiç ve Kinsey, zaferin mimarlarıydı. Maç boyu 18 asist, Türkiye şartlarında, çok iyi üretim. Bunların 7'si Ukiç'e, 6'sı da, Kinsey'e aitti. Üstelik bu oyuncular hem skor üretti, hem de ribaunt alıp, top çaldı.
İlk iki periyotta, F.Bahçe çok başarılı oldu. Double-team (ikili savunma) ve üçlü sıkıştırmalarla süslenen duvar savunma, özellikle ilk yarıda çok güçlü idi. Efesli oyuncular, hücumda bu duvara takılırken, şut yüzdeleri dibe vurdu. İkinci yarıda biraz yükselse de, şut yüzdeleri, ikiliklerde 9/21 ile 43'te, üçlüklerde de 1/7 ile 14'te kaldı. Oysa F.Bahçe bu zaman diliminde, yüksek yüzdelere ulaşarak, farkı açtı. İkilikler 15/27 ile 55.6 ve üçlükler de 4/4 ile yüzde yüze ulaştı. Bu anlarda inanılmaz performansıyla Kinsey, takımı sırtlayıp götürdü. Bir ikilik kaçırmasa yüzde yüz ile oynadı. 10 sayı attı. 4 ribaunt ve 2 top çalmanın yanında, savunma çabaları mükemmeldi.
5 asistle, en iyi performansı ortaya koyarken, Ukiç de 3 asistle, onunla birlikte, arkadaşlarını pota altında, skor yollarına kolay soktu. Tüm bunlar, F.Bahçe'nin 20 farka kadar ulaşmasını sağladı. Devre 15 farkla bitti ancak, F.Bahçe'nin farkı koruma çabaları bitmedi.Üçüncü periyotta, Efes savunmasını biraz güçlendirirken, hücumda da Kasun'u rakip çember altına sızdırarak, sayılar üretince, fark 9'a kadar düştü. Ancak, F.Bahçeli oyuncular paniklemedi. Oğuz ve Mirsad'ın hücumda skor üretimi farkı 16'ya kadar yükseltti. Sonuçta, inanılmaz kötü bir ilk periyot ile Efes ilk maçı sahasında kaybetti. Tıpkı geçen yılki gibi… Bu ilk maçtaki basketbol seviyesi finale yakışmadı. İnşallah sonrakilerde kalite yükselir.
