Sırbistan'ın en önemli ikilisi Teodosiç ve Krstiç. Bu ikisi bir şekilde skor üretecektir. Önemli olan İspanya'ya karşı ekstra performanslar sergileyen Velickoviç, Savanoviç, Keselj, Bjelica gibi isimleri devreye sokmamak.
Sırbistan turnuvanın en genç, ama en yetenekli takımlarından biri. Oyun kurucuları Milos Teodosiç ve pivotları Nenad Krstiç etrafına toplanmış bir takım. Bu iki ismi etkisiz hale getirmek, mantık olarak Sırplar’ın elini kolunu bağlayacak gibi gözükse de, işin aslı öyle değil. Sırplar, aynı bizim gibi her maçta ekstra bir hatta bir kaç oyuncuyu sahneye çıkarabiliyorlar. Ömer Onan, Teodosiç’in efektifliğini mümkün olduğu kadar minimize etmeye çalışacaktır. Ama asıl önemli olan, diğer isimlerden ekstra sayılar yememek. Bu da takım savunmasıyla mümkün olacaktır.
Alan savunmasına iş düşecek
Örneğin, Sırbistan’ın, İspanya’yı yendiği maçı dikkate alacak olursak, neredeyse forma giyen tüm oyuncuların performanslarının çok üstüne çıktığını görüyoruz. Ve bu müthiş performansa rağmen İspanya’yı ancak son saniye basketi ile yenebildiler. Bizim için de tehlike oluşturabilecek pozisyonları 4 numarada oynayan Velickoviç ve Savanoviç ikilisi. Velickoviç, İspanya maçına 10 sayı atarak başladı, oyunu 17 sayıyla bitirdi. Yerine giren Savanoviç de tam 15 sayı üretti.
3 numaralı pozisyonda maça başlayan 6.2 sayı ortalamasına sahip Bjelica 3/3 üçlükle İspanya potasına 14 sayı bıraktı. Yerine giren 10 sayı ortalamasına sahip Keselj de 5/6 gibi inanılmaz bir üçlük isabet oranı ile 17 sayı attı. Bizim asıl dikkat etmemiz gereken, Teodosiç ve Krstiç değil, bu dört isim Velickoviç, Savanoviç, Bjelica ve Keselj’nın yanı sıra günlük patlamalar yapabilen Rasiç ve Peroviç olmalı. Teodosiç ve Krstiç, bir şekilde çift hanelere ulaşacaktır. Bu 5 oyuncuyu kesinlikle İspanya maçındaki performanslarına çıkarmamalıyız.
Bu nedenle, her takımın kabusu olan alan savunmasına Sırbistan maçında yine dört elle sarılacağız gibi gözüküyor. Geçen yıl da Avrupa Şampiyonası’nda Sırbistan’ı yenerken uzun süre alan savunması denemiş, biraz da Sırplar’ın kötü şut atması sayesinde kazanmıştık. Ancak bu kez daha farklı bir maç bizi bekliyor olacak. Çünkü Sırbistan da, Türkiye de geçen yıla oranla hem daha güçlü, hem daha formda.
Kazanmayı biliyorlar
Sırbistan’ın geçmiş maçlarına göz attığımızda da yenilmeyecek bir takım olmadıkları gözüküyor. Almanya’ya iki uzatmada boyun eğen Sırbistan, Arjantin, Hırvatistan ve İspanya’yı bir basketle geçebildi. 3 maçı da kaybetme noktasına getirdi. Ama burada en büyük özellikleri devreye giriyor. Ne olursa olsun, her şart altında bir şekilde kazanmanın yollarını buluyorlar. Hırvatistan’a neredeyse eleniyorlardı ama kritik son saniyeleri inanılmaz derecede soğukkanlı ve kendine güvenli oynadılar. Panik yapan Hırvatlar’dı. Hatayı da onlar yaptı.
Standardı yakalarsak kazanırız
Sonuçta maçın kilidi savunmamızdan geçecek. Fransa ve Slovenya’ya karşı iki maçta da 95’er sayı attık. Bu da bizim gerçek hücum performansımız değil aslında. Bu iki zafer yanıltıcı olmamalı. Şu ana kadar yüzde 43 gibi çok iyi bir üç sayı yüzdesi ile oynuyoruz. Her zaman o üçlükler girmeyebilir. Ama tüm dünyaya nam salan savunmamızı yaptığımız taktirde, Sırplar’ın direnci bir yerde mutlaka kırılacaktır. Taraftar desteği ve müthiş bir özgüvene sahip olan takımımızın, bu şampiyonadaki standartına yaklaştığı taktirde, Slovenya ve Fransa’ya karşı olduğu gibi fark yapmasa da, kazanacağını düşünüyorum.
