AHMET KURT – Vay, vay, vay, vay! Erman’a bak! Yaktı Fenerbahçe’yi. Allem etti, kallem etti, bozdu koskoca Fenerbahçe Ülker’in oyun düzenini. Dize getirdi temsilcimizi. Oysa… Ne de güzel gidiyordu Fenerbahçe’de işler: THY Eurolig’deki ilk dört maçının dördünü de kazanmıştı. Düzgün kimyası, iyi gözüken koçu, Aydın Örs’ün perde arkasından sızan disiplini ve gücü umutlandırıyordu hepimizi. ‘Nihayet’ demeye başlamıştık, ‘Ülkemiz takımlarından biri dörtlü finale gidebilecek galiba…’ Ama.. Çıt! Kırıldı Fenerbahçe’nin o ünlü savunma direnci. Erman Kunter iyi incelemiş Fenerbahçe’yi. Elindeki sokak basketbolcularına, onların en iyi yapabildiği şeyi bir düzen içinde yaptırarak şaşırttı Spahija’yı: Baskı kurabilmek için sete yerleşmesini bekleyen rakibine ilk toplarla hücum ederek dengelerini bozdu. Savunmada da çeşitli alan savunmaları hazırlamış: Birinden diğerine geçerek karıştırdı kafalarını…
Neyse! Bunlar teknik detaylar. Bizim ise sormak istediğimiz farklı bir şey var: Koskocaman Türkiye, Erman Kunter’in hakkını teslim edebilmek için Fenerbahçe maçını mı bekliyordu? Gazeteler söz birliği etmişçesine manşet atmışlar: ‘Erman Fener’i yaktı!’ İyi mi bu yoksa kötü mü? Ülkede milyonlarca Fenerbahçe taraftarı var. Bir de bizim gibi, Fenerbahçe Ülker’in Avrupa’da başarılı olmasını heyecanla bekleyen milyonlar var. Yakmış Erman Fener’i(!) Lütfen söyleyin beyler: İyi bir haber miydi bu sizce? Bir yanda Türk bir antrenörün küçücük bütçeli bir takımı ile yarattığı Fransa mucizesi var, diğer yanda ise adını koyduğumuz bir ligde (Turkish Airlines Euroleague) şampiyonluk beklediğimiz bir takımımız var. Maçı izlerken bir oraya gitti yüreğimiz bir buraya. Aynen maçı TV’den yorumlayan Beşiktaş’tan eski takım arkadaşımız İhsan Bayülken gibi. Erman’ın başarılı olmasını o da istemiştir büyük bir olasılıkla ama bir yanda da Fenerbahçe ve NTV olunca, bence, fazlasıyla objektif(!) kaldı İhsan kardeşim! Maçı dinlerken Fenerbahçe’nin nasıl yenildiğini anladım da, yorumcu İhsan’ın, Erman Abi’sinin galibiyetteki katkısını görmezden gelişinin nedenlerini anlayamadım…
Bu işler böyle galiba. Futbolda da aynısı oluyor: Gaziantep, Fenerbahçe’yi yenince, yalnızca Fenerbahçe’nin niçin yenildiği konuşuluyor. Gaziantep’ten söz eden olmuyor, falan filan… Ancak.. bence bu durumun Türkiye’deki tek istisnası Fatih Terim’dir. Eğer Gaziantep’i çalıştıran teknik adam Terim olursa, bu ‘mucize’nin yankıları üç büyüklerin yenilgisinin önüne geçebilir… Düşleyin şimdi: Terim sıradan bir Fransa takımını Fransa şampiyonu yapmış ve yirmide bir bütçeli o takımla Fenerbahçe’yi dize getirmiş… Breh, breh, breh! Yer yerinden oynardı Türkiye’de. Oysa.. ‘Futbol’ yerine ‘basketbol’ yazıp, ‘Terim’ yerine de ‘Kunter’ adını koyunca, pek bir şey olmuyor gördüğünüz gibi. Neden acaba?