Semih için hepimizin, dost sohbetlerinde bile kullandığı bir niteleme vardır: Aklını basketbola verdiği zaman Avrupa’nın en iyi uzunu…
Bu görüşü belki kendisi bile kabul ediyordur.
Ancak şöyle bir düşündüğümüzde Semih belki de ilk kez bu kadar uzun süredir istikrarı tutturmuş durumda. Özellikle Fenerbahçe’deki ikinci serüveni ve A Milli Takım performanslarının ardından bu yıl Darüşşafaka Doğuş’ta belli bir çizginin üzerine çıktı Semih. Kim bilir bu kaçıncı baharıdır Semih’in… O sahadayken Daçka’nın oyunun daha içerik kazandığı, saha yerleşiminin daha doğru olduğu, şut imkanlarının daha çok ortaya çıktığı da bir gerçek… (Bir de o şutları sokacak güvenilir eller ritme girse…)
Ne zaman Semih kenara gelse o zaman dripling ve topun elde kalma süresi daha da artıyor. Bu da kimya sorununu ayyuka çıkartıyor. Anlaşılan Oktay Mahmuti’nin ilk başta çözmesi gereken sorun kimya. Oyuncu fazlalığı ve form durumlarındaki keskin iniş-çıkışlar takımın kimyasını derinden etkiliyor.
2′de 0′dan sonra yeniden yükseliş için Daçka’nın elinde gerekli malzeme var. Mahmuti, Semih’i kazanarak onu takımın en iyi ve vazgeçilmez oyuncusu olarak yeniden parlattı. Mehmet Yağmur’un da topa baskı ve potaya gitme özelliklerini eklemesi Mahmuti’nin istediği içerikli oyuna yardımcı olacaktır. ‘Pullen’in savunması için yeniden oyuna girmeme eleştirisi’ bir yanda dursun Mehmet’in de artık maç sonlarında takımın enerjisi olarak sahada olması Mahmuti’nin elini kolaylaştıracaktır.
Ivkovic’in fırsatı
Bu yıl Ivkovic belki de kariyerinde çok uzunca bir zaman sonra ilk kez eleştiri oklarının hedefinde. 40. yılda Final Four yapması beklenen Anadolu Efes’in TOP 16′da ikinci hafta geride kalırken özellikle savunma anlamındabeklenen seviyeye gelmemesi hepimizi üzüyor.
Öyle ki Efes’in bu yıl Euroleague’de kaybettiği 5 maçta potasında gördüğü ortalama sayı 86… Ivkovic’in ilk geldiği yıl o müthiş savunmaya methiyeler, rubailer akla ne gelirse yazıyorduk. Gençlerin katkısıyla Efes Pilsen ruhuyla Abdi İpekçi bambaşka bir atmosfere dönmüştü. Ancak H.S (Heurtel’den Sonra) döneminde özellikle de bu yıl savunma ciddi bir sıkıntı haline geldi.
Kuban maçında özel hazırlanmış savunmalarla Ivkovic’in bir hazırlık yaptığı kesindi. Ne var ki suta coachun maçın son bölümünde Tyus dururken Ahmet’i tercih etmesi (yanlış anlaşılmasın Ahmet önemli oyuncu ancak oyuna ilk girişiydi ve soğuktu) oyunun kırılmasına sebep oldu. Sonda da iki 4 numara ile (biraz zorunluluk olsa bile potayı daha iyi koruyan Tyus da tercih edilebilirdi) değişerek savunma yapmak çemberi savunamamaya ve Delaney’nin şutunu yaratmasına neden oldu.
Yine de hücumda bu kadar kapasitesi yüksek ve sorunu olmayan bir takımın grupta ilk iki içinde olmaması için hiçbir neden yok. Belki de bu yıl tarihimizde ilk kez 2 takımımızla Final Four yapabiliriz. Bunun için Efes’in belli savunma problemlerini çözmesi ve öne geçtiğinde maçı bitirecek hamleyi yapabilmesi yeterli…
Unutmadan; direksiyon Granger’da kalsın…
Fener’in tek sorunu
Fenerbahçe’nin savunmada vites arttığı anları izlemek gerçekten büyük keyif.
Öyle bir an geliyor ki rakip boyalı alana girdiğinde basket umuduyla değil zorunluluktan potaya gidiyor. Kızılyıldız’da kısalar içeri girdiğinde blok korkusundan vücuduyla kendisine yer açmak istiyor ama elde değil… Akıllarında ‘acaba TOP 10′da bu hafta altta kalan ben mi olacağım’ düşüncesi olduğu o kadar belli ki…
Maçı yorumlayan Caner Eler’in dediği gibi Vesely kendisine yardıma gelen adamın yardımına yetişiyor. Kurtuldum demek mümkün değil. Böyle bir trafoyla enerji eksikliği olmaz.
Antic belki uzun savunmasında tek zayıf nokta ama onu da iyi gizleyip hücumda da şut tehdidinin gelmesi gerekli alanları açıyor.
Datome güvenli bir liman, Dixon artık başka bir oyuncu gibi; çok olgun…
Yani her şey yolunda…
Tek sorun rotasyon. Özellikle play off’u düşünürsek Fenerbahçe’de 8 oyuncu 20 dakika üzeri süre alıyor. Türk oyuncuların yanı sıra Hickman ve Kalinic’in beklenen seviyelerde olmaması rotasyonu iyice daraltmış durumda. Örneğin müthiş geçen Kızılyıldız maçında ilk 5 oyuncuları 88 sayının 72′sini kaydetti. Yani Vesely ve Udoh’un faul sıkıntısına girmemesi ve sahada diri kalmayı sürdürmek Fenerbahçe için çok önemli…
CAN İŞBAKAN