Bir kez daha kazanmaya çok yaklaştığı maçı kaybetti Efes. 7 dakika kala 9 sayı öndeyken rakibine geçildi. 1 sayı geride girdiği son topta felaket bir atışla galibiyeti eliyle itti
Sporda her şey istediğiniz gibi gitmeyebilir. Talihsiz maçlar oynanır. Kötü günler olur, rakibin ekstra iyi günleri olur. Ancak benzer senaryolar sıklıkla tekrarlanıyorsa ilerleme yapamamışsınız demektir ki en büyük tehlike de o.
Dün Efes, Kuban deplasmanında daha iyi oynadığı bir maçı kaybetti. Olabilir elbette. Maç boyunca hücum anlamında ortaya çok bir şey koyamayan Broekhoff o son üç sayılık denemede isabet bulamasa kazanabilirdi de. Ama sorun orada değil. Maçın sonucunda da değil. Telafi edilebilir bir yenilgi bu. Ama asıl endişe verici olan Efes’i potansiyelinin altında tutan hataların bir kez daha tekrar etmesi, ilk turdaki hatalardan zerre ders çıkarılmamış olması.
Hakkını yemeyelim, bu maçta Cedi’nin çok daha büyük bir rolde yer alması ilk tura oranla önemli bir değişim. Onun sahadaki varlığı bile savunmayı bir basamak yukarı çıkarıyor. İlk üç çeyrek boyunca da Cedi-Dunston/Tyus ekseninde iyi savunma yaptı lacivert-beyazlılar. Tempolu oynayamı seven Kuban’ın ritm bulmasına hiç izin vermediler. İkinci yarıda sazı eline alan ve oyunu tamamen bireyselliğe döken takımın yıldızı Delaney’e ekstra önlem gelmemiş olsa da bu Kuban’ın da takım halinde üretim yapmasına yol açan bir katkı değildi. Hücumda zaman zaman bulunan ritm ve Brown’ın ekstra oyunu sayesinde hep önde kaldı temsilcimiz.
3. çeyrek sonunda yakalansa bile bitime 7 dakika kala tekrar 9 sayı öne geçmeyi başardı. Sonrası ise kabus. 7 dakikada 23 sayı yedi Efes her şeyden önce. Oyunun kontrolü tamamen elindeyken dondu kaldı. İlk turdaki Cedevita, Laboral, Olympiakos maçları senaryolarının aynısı. Son çeyrekte cömertçe harcanan skor üstünlükleri. Efes maçı bitirmeyi bilmiyor. Kritik toplarda kim sorumluluk alacak, hangi 5 sahada olacak belli değil. Dunston sakatlanınca bir kez daha ilk turun en büyük kabusu Sariç-Brown uzun ikilisi ile bitti maç. Onların beraber olması büyük sorunlar yaratıyor ama bu defa o ikilinin sorunları değildi asıl eksik. Yine de o ikili ile maç bitirmenin yarattığı sorunlardan ders alınmamış belli ki. 12-2 seri yerken Cedi’nin kenarda olması, skor üstünlüğüne sahipken güvenilen, net oyunlarla kontrolü elde tutamamak, Heurtel’i yine direksiyona geçirip co-pilot vermemek gibi daha net, üstelik önceden görülmüş sorunlar aynen sürüyor. Sonda Draper 0/2 faul atıp galibiyet için Efes’e bir şans daha geldiğinde maç topunu tuhaf bir Brown üçlüğü olarak potaya atmış olmak da bütün bu son çeyrek eksiklerinin sonucu başka bir şey değil. Efes tam olarak ne yapacağını bilmiyor. Öğrenmek için ise süresi gittikçe azalıyor.
Kaynak: yeniyuzyil
